1.6

27 5 0
                                    

Sınıftan içeri girmemle gözler anlık bana çevrilmişti sonrasında hemen indirmişlerdi gözlerini. Bana alışıyor olmaları beni mutlu etmişti. Bir yerlerde kabul görmek çok zordu çünkü. Özellikle benseniz, bu daha zordu. 

Egemenin yanına doğru ilerledim. Yağız'la konuşuyorlardı. Beni görünce kocaman gülümsedi. Gülüşüne güldüm. Çok tatlı biriydi. Çantamı sıraya bıraktım. Gün biraz basık gibiydi muhtemelen uzun bir gün olacaktı. 

Ben Egemen ve Yağız'la sohbet ederken içeri Muhammet Ali girdi. Onun girmesiyle, her içeri girende olduğu gibi, kafalar havalanmıştı. Diğerlerinin gözleri az önce nereye odaklılarsa oraya dönerken benim gözlerim karşımdaki aptal çocuğa takılı kalmıştı. 

Kalp atışlarım hızlanarak kendini ortama dahil ederken midemdeki burukluk hissi de buna katılmıştı. Çifte işkence çekiyor gibiydim. Muhammet Ali bize doğru yaklaştı. Yağız'la tokalaştıktan sonra bana döndü, "Barkın," dedi çantasını açarken.

"Saklama kabını getirdim. Biraz zordu yemesi sonuçta kötüydü ama bitirdim bir şekilde." kıkırdadım. "Eminim öyledir Muhammet Ali." ama öyle olmadığını biliyordum çünkü en az iki günlük makarna vardı onun yemesine göre. Demek ki bazıları makarnamı gerçekten çok beğenmişti.

Bunun düşüncesiyle bile mideme bir kramp girdi. Muhammet Ali'nin yaptığım yemeği beğenmesinin beni bu hale getirmesi sinirimi bozmuştu. Bugün bana ne oluyordu böyle..

Egemenin tuhaf bakışlarını üstümde hissedince ona döndüm. Garip bir sırıtmayla birlikte yüzüme bakıyordu. "Bakıyorum sonunda iyi anlaşmaya başladınız. Ne işi var senin saklama kanının Mamide??"

İri gözlerle Egemene baktım. Anlık savunmayla birlikte biraz yüksek sesle "HAYIR!" dedim. Sonra bana dönen gözlerle sesimi kısarak, "Hayır tabi ki barışmadık bana beni bu denli kıracak şey söyledikten sonra onu hemen affetmemi beklemiyorsun sanırım.

Kabı da geçen gelirken getirmiştim yemeyi de unutmuşum o da haber verdi aldım ben getiririm diye ben de yemek ziyan olmasın diye yemesini söyledim. Bu kadar." dedim oldukça gergin bir ses tonuyla.

Egemen şüpheli bakışlarla beni süzdükten sonra, "Peki Barkın. Şimdilik böyle olsun." dedi. Ben derin nefesler alıp verip kabı çantama koyarken Barış hoca içeri girmişti. Kendimi silkerek tahtaya gözlerimi dikip dikkatimi olabildiğince derse vermeye çalıştım.

.

.

.

.

İlk dört ders olağanüstü sıkıcılığıyla geçmişti ve sonunda öğle arasına girmiştik. Sıramda telefonumla uğraşırken bana seslenen Erenle kafamı kaldırdım.

Bu çocuğu sadece adını bilecek kadar tanıyordum. Yakın değildik, ki neredeyse kimseyle çok yakın değildim.Ama bu çocuk bir yerden daha tanıdıktı.

Bu hasta olduğu için şarkı söyleyemeyen çocuktu. Bunu sesinden de gayet anlayabiliyordum çünkü gerçekten sesi hala çok kötüydü. "Naber?" dedi.

"İyidir, senden?" dedim çok da samimi olmayan mesafeli bir sesle. "Ben de iyiyim. Seninle uzun zamandır konuşmak istiyordum ama malum hastalığım vs pek izin vermedi. Yemeği beraber yiyelim mi?"

"Olur." dedim ama hala mesafeliydim. Kimseye hemen güvenemezdim sonuçta. Başımda bir bela varken bir taneye daha gerek yoktu. Egemenler de çoktan aşağıda olduğu için ve nezaketen el mecbur kabul etmiştim. Ufak sohbetlerle indik merdivenleri. 

Kantinden bir şeyler alıp masalardan birine ilerledik. O sırada izlenme hissiyle gözlerimi etrafımda gezdirdim ve Muhammet Ali'yle göz göze geldik. Oldukça sinirli gözüküyordu. Erene sinirli bir bakış attığı sırada hızlanan kalbimi umursamayarak ben de kaşlarımı çattım.

Bana da aynı sinirli ifadeyle bakınca 'ne var?' dercesine kafamı salladım. Tek kaşını kaldırıp garip bi ifadeyle bakınca sinir olup Muhammet Ali'yle göz temasımızı kestim ve odağını Eren'le olan sohbetimize verdim. O sırada gelen bildirim sesiyle bakışlarım telefonuma kaydı.

iamnotmami: yanımıza gel

itsjustbarkin: Neden?
Eren'le sohbet ediyorum görmüyor musun?

iamnotmami: etme barkın
gel işte
neden onun yanındasın ki sen

itsjustbarkin: Hayır tabii ki Muhammet Ali
Eren'le olan sohbetimi yarıda kesip yanınıza gelmeyeceğim.
Hem sanane daha düne kadar bana göz zevkimi bozuyorsun vs. diyen sen değil miydin?
Şimdi ne bu yanımıza gel vs. demen.
Beni istemiyorsan ona göre davran lütfen.

i

amnotmami: ben de bilmiyorum barkın//
bana ne olduğunu hiç bilmiyorum//
iyi
geşme
seni dahil etmeye çalışmıştım sadece 
iyi eğlenceler.

itsjustbarkin: İyi.

iamnotmami: iyi

görüldü 12.20

17.47

iamnotmami: özür dilerim barkın
saçma sapan davranışlarım ve en baştaki hakaretlerim için özür dilerim
hiçbir açıklamam yok
sana bu bu yüzden yaptım da diyemem sadece özür dileyebilirim
beni affedebilecek misin

itsjustbarkin: Bilmiyorum
Muhammet Ali
Bakalım affedebilecek miyim.
Zaman gösterecek.

iamnotmami: O zamanı bekliyor olacağım o zaman Barkın.

itsjustbarkin: Hiç gelmese bile mi?

iamnotmami: Evet. Hiç gelmese bile..

SE LAM LAAAR
Naber nasılsınnn iyimisinnn umarım iyisindiir vee keyifleer dee yerindediiirr.
Bi altuğ günes girisi koymak istedim qidnaşdnşadn.

Umarım bölümü beğenirsiniz. Artık şu malın bi özür dilemesi ve hikayenin ana kısmına giriş yapmamın zamanı gelmişti.

O yüzden düzenleyip fırlattım bölümü.
Beğenileri görüp duygulandım 3 bin okunmayı da geçmişiz hepinize çok tesekkur ederim. Sizi çok seviyorummm.🥹 ✨ 🫶🏻

Yine kısa bir reklam olaraktan bu yazıyı görenleriniz lütfen! Zero adlı hikayeme de bir göz atabilir mi?? 🥹 Çok uğraştığım ve yazarken zorlandığım bir kurguydu tek bölüm zaten beğeneceğinizi düşünüyorum..

Umarım bölümden ve okuduysanız zerodan zevk almıssınızdır...
Çok çok öpücükler hepinizeeee. Baiii. 🤍🤍🤍🤍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

new student / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin