15

151 29 60
                                    



herkese selammss

bakalim bir bolum cikarabilcez mi

bu bolum hyunjinin bakis acisindan olacakk

umarim begenirsiniz oy verirseniz sevinirim

bi de fikirlerinizi anlik tepkilerinizi yazmayi unutmayin he

hadi iyi okumalar la⛓️⛓️

~~~~

hyunjin.

Herkes ailesiyle kısa süre görüştükten sonra zaman kaybetmeden elimize harita tutuşturulmuştu. Planın ve bilgilendirmenin geri kalanını Athena anlatmıştı. Neden net bir şekilde yardım edemediklerini ya da kendilerinin halledemeyeceğini de uzun uzun açıklamıştı.

Bu anlarda anneme hayran olmadan duramamıştım. Dediklerine göre ortada görünenden çok daha büyük oyunlar dönüyordu ve bunun ucu bizzat Üç Büyüklerin babası olan Kronos'a dokunuyordu.

Helios planın en önemsiz kısmı kalıyorsa durum gerçekten kötüydü. Helios'la yüzleşmeme sebeplerinin de ortada dönen oyunları fark ettiklerini belli etmemek olduğunu açıklamıştı. Bizim çok daha az dikkat çeken bir grup olduğumuz belliydi. Ayrıca klasik bir melez görevine çıkıyor gibi gösterilmiştik.

Apollon'un her an bizi gözleyemeyeceğini öğrenmek en sevmediğimiz kısım olmuştu. Çünkü Helios'un gücü hafife alınamazdı ve Apollon'un varlığını hissetmeme imkanı yoktu. Öte yandan her bir tanrının halletmesi gereken ayrı ayrı görevler vardı.

Anlatılan her şeyi bütün dikkatimle dinleyip beynime kazıdığımdan emin oldum. Bir kere söylenen şeyi unuttuğum olmamıştı. Ama işimi riske atmayıp arabaya geçtiğim an anlatılanları not defterime yazmıştım.

Jeongin yanıma geldiğinde son cümleleri yazıyordum. "Ne durumdasın?" omuz silktim. "Anlatılanları sonra gözden geçirmemiz gerekirse diye not aldım. Arabayı kim sürecek?" eliyle arkayı işaret etti.

"Chan sürecekmiş. Minho da yoruldu." kafamı sallayarak onayladım onu. "O halde Minho uyurken Chan'ın yanına oturacağım." Jeongin endişeyle bana baktı. "Senin de dinlenmen gerekiyor." ilgisine gülümsedim.

"Bu kadar fazla bilgi sonrası beynimin uyumasına imkan yok. Analiz yapmalıyım." kafasını iki yana sallarken bana umutsuz vakaymışım gibi bakıyordu. "Hastasın biliyorsun değil mi?" ön tarafa geçerken gülümsedim. "Sadece fazla zekiyim." Jeongin'in söylenmelerine gülmekle yetinirken Chan'ı inceledim. Doğru düzgün konuşamamıştık.

"Yorgun olmadığına emin misin?" kafasını sallayarak onayladı beni. Sessiz görünüyordu.

"Sorun ne Chan?" arabayı çalıştırmadan önce bana sıkıntılı bir bakış attı. "Sadece her birinize kısa sürede çok fazla değer verdiğimi fark ettim." dediklerini anlamadığımdan açıkladı.

"Eğer birinize bir şey olursa..." yutkunma ihtiyacı duyduğunu gizleme gereği duymadı. "Sizi o tarafta görmek istemiyorum Hyunjin! Sık sık rüyamda ölüleri görürüm. Bunlardan biri olduğunuzu düşünmek beni çok rahatsız ediyor." dedikleri biraz da olsa dehşete düşmeme neden olmuştu. Ama bunu ona yansıtmamaya çalıştım.

"Böyle bir şey için endişelenmene hiç gerek yok. Birbirimizin arkasını kollayacağız! Her birinize ben de çok değer veriyorum ve ölünüzü görsem de görmesem de birinize bir şey olursa mahvolurum. Bu yüzden birbirimizi korumak için elimizden geleni yapacağız." sesimi oldukça ikna edici tutmaya çalıştım. Onun yaşayacağı şey bizden binlerce kat ağır ve travmatik olurdu.

Chan dediklerime gülümsedi. İyi hissedip hissetmediğini bilemesem de bana herhangi bir şey yansıtmadı.

"Arkamda senin olduğunu bilmek beni bu kadar iyi hissettirmeyi başarıyorsa gerçekten kendinle gurur duymalısın." işi şakaya vurmasına ses çıkarmadan eşlik ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

olympus, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin