11/ Mendil

538 28 40
                                    

  

Abime isim ve mesleklerini söylediğinde bir maşallah çekmişti. Bana imayla bakıyordu bir de.

    “Benim adımda bahadır ve avukatım. Bir sorun olduğunda bana gelebilirsiniz.” Dedi gülerek. Bizde gülmeye başladık abime katılarak.

    “Lakin kardeşimi üzeni davalık ederim” dedi abi içgüdüsüyle. İkisi aceleyle kafasını salladı onaylayarak.

    “Asla!” dedi aynı anda. Çok tatlı gelmişti gözüme ikisinde.

    “Abi biz odama geçiyoruz” dedim ayağa kalkarak. Benim ardından ikiside kalkmış beşimden tıpış tıpış geliyordu.

    Abimle tanışmış odama geçmiştik. Pamir yatağıma oturmuştu. Çevik ise çalışma masamdaki sandalyeye oturmuştu ben ise ayaktaydım.

    "Niye geldiniz" dedim. Kollarımı göğsümde bağladım.

    "Merak ettik seni, telefonlara hiç bakmadın ve geride dönmedin." Dedi Çevik. Onları endişelendirmiş olmalıyım. Ama bakmak istememiştim ve olanlara ara vermek, düşünmek istiyordum.

    Pamir aniden kolumdan tutup çekip sarıldı. Bacakların arasında öylece duruyordum. Kafası karnıma geliyordu oturduğu için kollarını karnımda sarmıştı. Bir süre öylece konuşmadan durduk. Çevik arkamda kaldığı için göremiyordum. Pamir kafasını çekip bana lacivert ve boncuk gibi gözleriyle baktı alttan. Üzüntüyle bakıyordu. Pamir sardığı kollarıyla beni aşağı çekip bir bacağına oturttu. Boylarımız eşitlenmişti.

    "Özür dilerim... size haber vermediğim için!" Dedim üzüntüyle. Onları korkutmuş olmalıyım. Onların yüzlerine bakamadım.

    "Sorun değil bebeğim, seni gördük ya..." dedi Pamir.

    "Sorun ne?" Dedi Çevik. Kafamı Pamir’in omzuna yasladım yan şeklinde ardında Çevik’e baktım bir süre. Sandalyede öne doğru eğilmiş, dirseklerini dizlerine yaslamış bana bakıyordu ciddiyetle. Ben de ona bakarak düşünüyordum, cevap versem mi diye. Ama söylersem üzülebilirlerdi.

    “Kafam çok karmaşık, bir süre düşünmek istiyorum.” Dedim. Çevik ile Pamir’e bakarak.

    “Niye karışık?” dedi Pamir.

    “Bir süre bu yakınlaşmamızı düşünüyordum.”  Dedim Pamir’e bakarak, Pamir’in kaşları çatıldı. Anlam verememişti galiba.

    “Ne alaka!?” dedi Çevik’te.

    “Bak bu olanlar çok hızlı ben sizi tanımıyorum bile, size bu kadar çabuk hoşlanmam bile beni şaşırtıyor. Hem ben sizi tanımıyorum bile.” Dedim. Pamir ile çevik bakıştılar bir süre. En sonunda Pamir bana baktı.

    “Bebeğim aslında bizi tanıyorsun ama hatırlamıyorsun.” Dedi Pamir. Şaşırmıştım nasıl oluyordu bu ve ben onlarla daha önce tanışıyor muydum?

    “Nasıl!?” dedim şaşkın ifadeyle. Pamir’e ve Çevik’e şaşkın ördek gibi bakıyordum resmen. Çevik ile Pamir bu halime gülmüşlerdi.

    “Git abine sor istersen” dedi çevik. Pamir’in bacağından kalktım. Odadan çıkıp aceleyle abimin yanına koştum. Bir yandansa bağırıyordum.

    “Abi!” diye bağırdım salona doğru. Salona girdiğimde abim telefonla konuşuyordu. Bağıran bana baktı ardından telefona döndü.

    “Ben seni sonra arayacağım” dedi abim, telefondaki kişiye. Telefonu kapatıp bana baktı tekrar. Kiminle komuşyordu ama önemli değildi. Daha önemli olarak benim hafıza kaybı geçirmem vardı.

ASKERİYE bxbxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin