#1

101 25 75
                                    

SELAMM!! özlediniz mi?? ben bu ikiliyi çok özledimm

simdikk baslamadan önce açıklamamı yapayım bu Chaotic Family'nin finalinden itibaren devam ediyor özel bölüm dahil değil bebisler kafanız karışmasın💗🤏🏻

ficde yasananlar, paralel evren hakkındaki şeyler de benim hayal gücüme göre ilerliyor derin bir araştırmam yok bu konu hakkında kafamda kurguladığımı yazıyorum^^

umarım beğenirsiniz keyifli okumalar!!٭
***

"Tamam biz gidiyoruz giyinince dikkatli in aşağı oğlum."

Onaylar mırıltılar çıkarttıktan sonra odadan çıkmalarını izledim. Kapıyı kapatır kapatmaz hızla üzerimi değiştirmeye başladım. Acilen minho'nun yanına gitmeliydim. Yine evren değiştirmiştik fakat ben hyunjin'lerin yanına gitmeyi beklerken kendimi tanımadığım bir ailenin yanında buldum. Sakince ne olduğunu öğrenip onlara iyi olduğumu söyleyip çıkış yapmaları için ikna etmiştim.

"Sikeyim ya.. yine hangi evrene karıştık!" söylene söylene giyinme işini bitirdiğimde odadan çıkmak için kapıya ilerledim. Kapıyı aralayıp sağı solu kontrol ettim. "gitmişler" kapıyı kapatıp. Sekreter'e gittim. "Merhaba, Lee Minho kaçıncı odada bakabilir miyiz? arkadaşıyım."

Kadın bilgisayardan bir şeylere girdikten sonra beni yanıtladı "325. oda ileride sağda hemen" teşekkür mırıldanıp kadının tarif ettiği yöne ilerledim. Bir kaç odayı geçtikten sonra 325. odaya vardım. Açmak için kulpuna yöneldiğim sırada durakladım, ya ailesi içerideyse ne diyeceğim?

Kulptan elimi çekip kapıyı tıklattım. Minho'nun 'gir' sesini duyduğumda içeri girdim. Etrafa bakıp kimsenin olmadığını görünce rahatladım. "Kimse yok değil mi?"

"Yok." diye kısaca yanıtladı. Üzerini değiştiriyordu hastane kıyafetini çıkartıp üst vücudunu sergilediğinde incelemeye başladım. Herhangi bir yara yoktu, eski yarası dışında tabii. İyi gözüküyordu bu yüzden tuttuğum nefesimi rahatça verdim.

"Yer değiştirdiğimiz kişiler hakkında bir şeyler öğrendim."

"Evet, jisung bey anlatın yine hangi bokun içindeyiz?" sinirle çıkıştığında şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. "O nasıl konuşmak minho?!"

Çenesini sıktığını gördüm, sakin kalmaya çalışırken sık sık yaptığı bir haraket. "Tam da düzenimizi kurmuşken neden böyle bir şey yaptın jisung?"

"Hyunjin'i görmek istedim tekrar. Oraya gideceğimizi düşünmüştüm, chan hyung öyle demişti."

"Chan hyung kâhin değil ya jisung! güvenemezsin evren hakkında bilmediğimiz çok şey var."

"Bana sesini yükseltme! ailemi görmek istedim sadece böyle olacağını bilmiyordum."

"Onlar senin ailen değil jisung!"

Hayretle ona baktım. Nasıl söylerdi böyle bir şey! "Onlar bizim ailemiz!"

"Benim ailem yok jisung! bildiğin halde inatla aile konusunu açıp durma."

"İşte bu yüzden onlar bizim ailemiz!"

"Yeter diyorum jisung, sınırlarını aşma. Benim ailem yıllar önce öldü onlar yerine kimseyi koyamam. Ne hyunjin ne de changbin senin ailenin bir parçası değil!"

"Senin için söylemek kolay, nasıl olsa iyi hatırlayacağın bir ailen oldu! dört duvar arasına bağlı yaşamak ne bilmiyorsun!"

Histerik bir gülüş belirdi dudaklarında. İster istemez yutkundum. "Bilmiyorum öyle mi?" ciddi ifadesine tekrar bürünüp kaşlarını çattı "Jisung ailem öldüğünde yapayalnız kaldım! chan hyung 18 yaşındaydı siktiğimin yetimhanesine almadılar onu. Soğukta dışarıda tek başına ne yapıyor? iyi mi?! yatacak yer buldu mu? belirsizlikle yaşadım hep! Senin en azından başını sokacak sıcak yuvan vardı. Buz gibiydi orası, o yetimhane yataklarında teller sırtımıza batıyordu ama şükrediyordum yatacak yerim var diye. Chan hyung bütün hayallerini köşeye attı daha o genç yaşında çalıştı çabaladı beni o yetimhaneden kurtardı! gece gündüz çalışıyorduk senin o lisede beğenmediğin notlarım benim sikimde değildi işe gidiyordum ben vakit ayıramazdım akademik kariyerime!"

Elini saçlarına daldırıp kahve tutamları sertçe çekiştirdi "Ben buna rağmen onun bunun annesine annem diyip kendimi kandırmadım, şimdi ben mi bilmiyormuşum?"

Sertçe yutkundum. Diyecek söz yoktu, haksız çıkışmıştım. Dudaklarımı dişledim. Sikeyim..! sadece susup özür dilemem gerekiyordu her şeyi alt üst ettim.

"Bizi sen bitiriyorsun."

Yere diktiğim bakışlarımı yüzüne çıkarttım, dudaklarımı şokla araladım "ne..?"

"Yine şu çocuksu hareketlerinle tıpkı eskiden yaptığın gibi bizi sen bitiriyorsun!"

Çocuksu hareketlerim? ben mi? ben mi bizi bitiriyorum..? hayır! ben.. ben sadece bir aileye sahip olalım istiyorum, bunda ne var? ben bitirmiyorum bizi.. biz bitmiyoruz ki?

"S-saçmalama.. yok öyle bir şey!"

"Ayrılalım, birbirimize iyi gelmiyoruz."

Duyduklarımı kavrayamadım bir süre, kalbim çarpmaya başladı "Ne? hayır minho şuan kızgınsın iyice bir düşünelim."

"Ayrılalım bitsin işte." o kadar kolay bir şeymiş gibi söylemesi canımı öyle yakmıştı ki, sevmiyor muydu hiç? her şeyin üstesinden beraber gelecektik bu kadar kolay mı pes etti?

Sinirle kaşlarımı çattım "Asıl ben senden ayrılıyorum be!"

Aval aval suratıma baktı. Sağ elimdeki yüzüğü çıkartmaya çalıştım, uzun zamandır çıkarmadığım için sıkışmıştı nalet şey! "Çıksana be.." diye mırıldandım.

Minho'ya baktım şakaklarını ovuşturarak bir şeyler mırıldanıyordu. Muhtemelen sabır diliyordu..

"Yüzüğün de senin gibi inatçı!" söylenirken çekiştirerek çıkartmaya devam ettim. Canım acımaya başlamıştı. Göz ucuyla minho'ya baktım kollarını göğüsünde birleştirmiş boş boş suratıma bakıyordu. Rezil oldun jisung!

Yüzüğü çekiştirmeyi bıraktım "Gidiyorum ben yüzüğünü kargoyla alırsın!" kapıya dönüp hız kesmeden söylene söylene yürüdüm "İnatçı! yüzüğü de inatçı!" omzumun üzerinden ona baktım "Huysuz pislik!"

Gözleri kocaman açıldı birden "Jisung! dikka-"

"Ah!" kafama çarpan sert şeyle başım dönmeye başladı "Aa-a gidiyorum.." çarptığım demire baktım "A amca oğlu?"

Minho yanıma koştu "Jisung!" adımı seslenmesiyle ona baktım, ama minhoda bir gariplik vardı sanki "Minho kafan hep balon balığı mıydı senin?" gözlerimi kırpıştırdım.

"İyi misin?" ayakta durmakta zorlanan bedenime destek verdi. Sarhoş gibiydim resmen. Elimi acıyan kafama götürdüm tekrar indirdiğimde elime kan bulaşmıştı. "Minho bu kan mı ben mi yanlış görüyorum?"

"Yok amınakoyim ibrahim tatlıses!"

Görüş alanım iyice bulanıklaşmaya başladığında kendimi minho'ya bıraktım.

"Aha gitti!"

٭٭٭

Aha gitti?? 🤭🎀
Görüşürüz!٭

Chaotic Company 'MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin