Haylaz sınıf

Tatil bitişi

Bugün özgürlüğmün son günü yine o (Adı lazım değil) okula gidicem.Annem tatil boyunca getirdiğim karneden söz edip durdu.
Neymiş efendim bütün derslerim birmiş te kendime bir çeki düzen vermeliymişim.Annem bir türlü anlamıyor kafam basmıyo benim, kendime çeki düzen versem ne olcak sanki...Allahtan diğer arkadaşlarımda olduğu gibi üzerimda birde baba baskısı yok.
Hatırlıyorumda, geçen dönemin sonunda serkanın (en iyi arkadaşım) babası getirdiği karneden dolayı ona 1 ay boyunca telefon tablet bilgisayar vs. şeyleri kullanmayı yasaklamıştı.
Tabi bu ceza, şöyle bir düşününce çok da ağır bir ceza değil ne olucakki dedirtebiliyor. Ama bunu ben diyorum. Çünkü serkan için hiç de öyle değil. Bence o bir teknoloji bağımlısı.....
1saat telefonsuz kalsa vidalar gevşiyo.. ve bir bakmışız serkan pert..

-mustafaaaaaaaaa!
-ne var anne?
-oğlum bir saattir el kadar çantayı hazırlayamadınmı?
-el kadar mı!! anne allah aşkına göz var nizam var ne el kadarı yaaaa.
-aaamaan neyse ne. lafın gelişi olarak söyledim oğlum hem sen anneye saçma sapan şeylerden muhalefet mi yapıyorsun bakıyım!!
-yok anne ne muhalefeti... sen lafın gelişi olarak deyince bende gidişine cevap verdim.....:)
-mustafaaaaa!! 42 numara terlik geliyo haaa 15 dk sonra aşağıda olmazsan sana lafın gelişini de gidişinide göstericem...
-tamam ayşe sultan kızmaa.
     10 dk sonra....
-bak anne zamanından önce geldim.
-iyi tamam. Hadi bir an önce otogara gidelimmm.
-ne otogarı yaaaaa! Uçakla gideceğimi sanıyordum.
-ne uçağı eşşek sıpası. Padişah çocuğmusun sen!!!! Sanki çok hakediyomuşsun gibi... sen git karneni 1 ler istila etmiş şekilde getir. sonra uçak iste hadi ordan...
-iyi tamam.Annecim bir susta motorun soğusun yaaa.
-!!!!!!!!!!!!!
.........................
-Nihayet bulduk şu otobüsü ayaklarıma kara sular indi beee.
-neyse annem artık vedalaşma vakti.
-yürü git evladım ben vedaları sevmem.
-bilmezmiyim ayşe sultan ben 1yıllığna almanyaya gittiğimdede vedalşmamıştın.
-sevmiyorum işte zorlamı??
-iyi tamam ben biniyim o zaman.
-ben de gidiyorum oğlum güle güle...
.......................
Otobüse bineli yarım saat oldu yanımda 50 yaşlarında benim kokoş diye nitelendirdiğim bir hanfendi oturuyor.cart pembe bluzu, kırmızı pantolonu, fosfor bembesi küpe ve kolyeleri, dudak sınırları dışına çıkan kırmızı rujuyla tam bir kokoş. Üstelik her iddasına varım, üzerine bir şişe parfüm boşaltmış....
Neyse...
Otobüsün koltuklarının arkasında çok şükür televizyon vardı........
Demeyi çok isterdim ama maalesef yoktu.
Yol boyunca uyudum.yanımdaki kokoşla sürekli kavga ettik.
Sadece o olsa yine iyi üzerime kahve döktü.
Üzerime kustu.
Telefonumu düşürdü.
Kafamı yardı.
Sonuncusunun nasıl olduğnu sakın sormayın çünkü hiç bir açıklaması yok. (Tabi ki bilerek  yapmadı)
Kisacası kadın sakarlıkta dünya markası ve tam bir baş belası.
Çok şükür ona katlanmam gereken 4 saat bitti.
....................
Nihayet okula geldim.ilk olarak serkanı gördüm.
Keyifsiz görünüyordu. Bu gayet normal. Okula gitmek değil de yatılı okula gitmek zoruna gidiyordu.
Birlikte kantine indik.
Heyt beeeee! İşte özlediğim dörtlü...
Bu takımı seviyorummmm!!!!
Serkan:haylazmı haylaz cesurmu cesur ama tembellikte rekor kırmış bir çocuk. O bizim pc miz
Mesut:içimizdeki en çalışkan ve en zeki çocuk.ayrıca aşırı sosyal
Ali:ona atasözü ali de diyebiliriz çünkü 2 cevabından biri atasözü dür. Ayrıca aşırı tembel yada miskin biridir.
Ben:tabiki size kendimi anlatmıycam.:) :)
............
-Naber kankiler?
-iyiz mustafa sen??
-bende iyiyim mesut ee görüşmeyeli ne var ne yo yo yo yo bune yaa bu kokoşun burda ne işi var????
-ne kokoşu oğlum yeni müdür bu.
-!?!?!?!?!?!!!!
-neeeeeeeee?????
-Arkadaşlar eğer ölürsem mezar taşıma katilim olarak sakarlıkta dünya rekoru kırmış kokoş yazın.
Mustafa...mus..mustaf...
Oğlum aç gözlerini iyimisin heeey mustafa iyimisin aç gözleriniiiii.
-Arkadaşlar kolonya filan getirin
Mustafa aç gözlerini.....

Arkadaşlar bu hayatımda yazacağım 2. Kitap lütfen yorum atın. Ona göre yazıyım.