•Bir Yerden Kaçmak•

13 1 0
                                    

1987-Almanya

"Durun!

Nefes nefese kalmış cılız bir ses etrafta yankılandı. Hafifçe kar serpilmiş sokağın kaldırımlarında ilerleyen adamlar ise sese doğru döndü.

Birbiriyle neredeyse aynı boyda olan iki adamın nefesleri hava ile karışırken sorgulayıcı bakışları kendilerine doğru koşan minik kızdaydı. Ne olduğunu anlamaya çalışan gözleri kavramakta zorluk çekiyor gibiydi. Çünkü karşılarında üstü başı yırtık bir kız çocuğu çıplak ayakları ile yakarırcasına durmalarını istiyordu.

Darian yere serpilmiş karın hışırdamasına sebep oldu. Kız çocuğunun takatsiz bacakları soğuktan titrerken durmak bilmeyen hareketlerini anlamamıştı ama yardım etmek için ona doğru ilerledi.

Sayıklama gibi duyulan yalvarışları dudaklarının arasından çıkarken nefesi buharlaşıyordu. Omuzlarında biten saçları bakımsızca duruyor, acınası görüntüsü bir yerden kaçtığını dair bir kanıt ortaya sürüyordu.

Anlamsızca birbirine karışan anılardan birisi sanki farklı şartlar altında tekrar yaşanırcasına Darian'ın kafasında yerini buldu. Durmadan ilerleyen adımları düşüncelerine aldırmadan devam ederken bu anıyı belleğinin en derinlerinden çıkarabilirdi.

Durdu. Üzerlerine serpilen kar hâlâ devam ederken Darian minik kız çocuğunun önünde dizlerini kırıp çömeldi. Dikkatini vererek incelemeye koyuldu. Kız çocuğunun kurumuş dudakları hafif bir kan ile birleşmiş, elleri izlerle dolmuştu. Gözlerinden yaşlar akarken Darian ellerini kız çocuğunun omuzlarına doğru götürdü.

"Sakin ol."

Küçük kız irkilerek geri çekilmek istermişçesine hareketlendi fakat kaçmadı. Darian'ın kelimeleri ile harmanlanmış şefkati ona bir güveni temenni ediyor gibiydi. Derin derin nefesler alırken ciğerlerinden çıkan hava, varlığını oldukça belli eden soğuk ile birleşiyordu. Mecali kalmamış yorgun vücudu pes ediyor olmalıydı. Gözbebekleri ara sıra yok oluyor, çelimsiz bacaklarının arasından geçen soğuk titremesine sebebiyet veriyordu. Durmadan birbirine çarpan dişlerini durdurmaya çalışıyordu fakat son hissettiği şey aniden bulanıklaşan adamın kollarındaki sıcaklıktı.

Darian kollarına yığılan cılız kızın masumiyet dolu suratına bakarken uzun süredir hatırlamadığı bir anı canlanıyordu kafasında. Düşünecek zaman şu an değildi, biliyordu. Yanında çömelmiş Rivaille'a bakarken kız çocuğunu ona doğru uzattı.

Rivaille'ın kucağına bıraktığı kız çocuğuna göz ucuyla bakarak ayağa kalktı. Üstündeki kaban omuzlarından aşağıya doğru kendini bırakırken ortaya çıkan kazağı soğuğa karşı pek de dayanıklı görünmüyordu fakat umrunda değildi.

"Bu çocuğu ne yapacağız? Darian, ne yapıyorsun?"

Rivaille haklı bir isyan içindeydi. Küçücük bir kız çocuğunu ne yapacaklardı? Nereden geldiği belli olmayan bu cılız vücut başlarına bela açabilirdi fakat Darian farkında olduğu bu düşüncelere aldırmadan kabanını kız çocuğunun bitkin vücudu üstüne serip Rivaille'ın kucağından kendi kollarının arasına aldı.

"Eve götüreceğim tabii ki. Bu soğukta dışarıda bırakmamızı mı istiyorsun?"

Arkadaşından duyduğu birkaç kelime onu sinirlendirmişti. Haklı olduğunu biliyordu ama insana ait hangi vicdan bir çocuğu soğukta dışarı bırakmaya müsaade ederdi?

Gri kazağının manşetleri altından görünen saatin akrebi gece ikiyi gösteriyordu. Bu saate kadar kalmış olmaları zaten bir muammayken bu çocuğun gelişi her şeyi daha da tuhaf bir hale sokuyordu.

KIRMIZI İPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin