"KARANLIĞIN GÖLGESİ"

235 28 5
                                    

Oylarınızı bekliyorum

Yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın anlamadığınız yerde sormanız yeterli olacaktır.

İyi okumalar diliyorum.

Yazar'dan

İki gençte karanlık ve yağmurlu bir güne açmıştı gözlerini.Tabii ayakta uyumaya gözlerini açmak denseydi.

Kalktılar yataklarından biri banyoya biri ise aşağı kata ailesinin yanına inmişti.

Mert her zamanki gibi soğuk bir suyla duş aldıktan sonra beline sardığı havluyla banyodan çıktı.Saçlarını birkaç havlu darbesiyle ıslaklıktan kurtardı.

Üstünden attığı havlusuyla üstünü yavaşça giyinmeye başladı.

Son olarak siyah tişörtünün üstüne beyaz gömleğini giyerek düğmeleri teker teker iliklemeye başladı.

Bunu bitirdiğinde ise kravatını aldı eline,
boynuna doladı,ucuncan tutup biraz yukarı doğru sürükledi.Pek sevmediği aynanın karşısından uzaklaştı,yerde duran çantasını aldı ve odasının kapısına yaklaştı.

Kapıya açtığında karşısında gördüğü babasıyla kapıyı ne kadar geri kapatmak istesede sinirle gözlerini kapatmakla yetindi.

Elini kapının koluna yasladı ve dinler pozisyona geçti.Babası onun bu hâlini görünce derince bir iç çekti,konuşmaya başladı.

(Babasının adını ne yaptığımı gram hatırlamıyorum o yüzden şimdi değiştiriyorum kusura bakmayın,durun bunu yazarken hatırladım.)

Metin:dün yanında bir kız görmüşler oğlum,
yakınmışınız baya.

Aslında yüzüne yüzüne haykırmak istiyordu karşısında ki adamın.Lakin her istediğini yapamayacağını bildiğinden durdu.İstese yapabilirdi elbet.

Mert:ee baba

Babası bir şeyler olduğunu varsayarak gülümsediğinde Mert onun yüzünü mor etmek çok isterdi ama onunla uğraşacak zamanı yoktu,bunu biliyordu.

Babasının yanında geçip kapıya doğru ilerledi.Kapıdan çıktı..

Mina ise bundan yarım saat önce kalkmıştı.
Biraz yatakta oylandı ve üstünü henüz değiştirmemişken aşağı kata indi.

Masada olan kahvaltılıkların dokunulmadığını gördüğünde ailesinin onu beklediğini varsaydı ve onları kırmamak amaçlı sofraya oturdu.

Önünde olan çaya uzandı hemen,bir iki yudum içtikten sonra kaynar olmadığını anladığında kafasına dikti.

Annesinin uyarısını pek ciddiye almadan ağzına birkaç parça bir şeyler attı.

Ayaklandığında annesi ne kadar kızsada yukarı kata çıkmaya başlamıştı bile.

Hızlıca sola döndü ve odasının kapısını açtı.

Yüzüne vuran soğuklukla birlikte titrediğinde aldırmamaya çalışarak içeri girdi.Kapıyı kapattı ve dolabına doğru adımladı.

Okul kıyafetlerini giymeye başladığında annesi birden girdi odaya.

Sinirle bağırdı annesine.

Mina:ne yapıyorsun anne.!?

Aslında hiçbir zaman istemezdi ailesine bağırmayı,lakin bir şeyi farketmişti.Sevdiklerini her daim kaybediyordu.

Aslı:ne oluyor sana kızım.?

Şefkat dolu sözlerine kanmayacaktı Mina,ona her şeyi anlatmayacaktı.Kardeşinin yükünü tek başına taşıyabilirdi,taşıyacaktı.

Geçiştirdi annesini.Onu odadan çıkarttığında bir aydır yeğlediği o güne başlamak için kıyafetlerini giyerek çantasını aldı ve odasından çıktı.

........

İlk ders bittiğinde Mina aklında çoktan planını kurmuştu.

Şimdi ise Mert'i tek arıyordu.Fakat hiçbir zaman bulamamıştı.

Artık öğlen arası olduğunda Mert'i arıyordu gözleri.

Aradı taradı ama bir türlü bulamadı.

En sonunda arka bahçede dolanmaya çıktığında farkettiği yere gitti.

Büyükçe ağacın altına oturduğunda güneş pekte yüzüne vurmuyordu.Nefes aldı,verdi ve ileride neler olabileceğini düşündü.

Zaten karanlık olan yüzünün aydınlık olan tarafında karanlıklaşınca aklından geçen kelimeler onu güldürmüştü.

"Karanlığın gölgesi"

Karanlığın gölgesi mi olur diye düşünürken açtığı gözleriyle farketti.

Olabilirmiş..

-_-_-_-_-_--_-_-_-_-_-_-_--_-_-_-_-_-_-_-_--_-_-_--_-_-_-_-_-

Oy vermeyi unutmayınız

Maç olduğu için erken bitirmek zorunda kaldım.

Yarın uzun bölüme geleceğim sizleri seviyorum kendinize çok dikkat edin.

Kanlı Şehvet//MinMerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin