Gözlerimi açmaya çalıştım, açtığımda ise direk tavanla karşılaştım. Neredeydim ben, en son Pamir’e sarılıyordum. Gözlerimi tavandan çekip etrafıma baktım. Kendi odamdaydım. Yatağımın köşesinde Pamir’i gördüm. Kollarını yatağımda, kafasını ise kollarına yaslamış bir şekilde yatmıştı. Kafamı çalışma masama çevirdiğimde ise Çevik, sandalyemde kafası geriye düşmüş bir şekilde uyuyordu.
Kollarımdan güç alıp yatakta doğrulamaya çalıştım çünkü tuvaletim gelmişti. Yatakta hareket ettiğim için Pamir uyanmıştı.
“Uyandın mı?” dedi. Al işte Pamir’i uyandırmıştım.
“Evet, sen yat istersen lavaboya gideceğim” dedim Pamir’e. Yataktan ayağı kalkmaya çalıştım. Başım dönmüştü aniden, bir yere tutma ihtiyacı hissettim. Elimde ve kolumda el hissettim aniden. Gözlerimi açtığımda Pamir beni tutmuştu.
“İyi misin!” dedi endişeyle.
“İyiyim, başım döndü sadece” dedim. Pamir hala beni tutuyordu. Abim neredeydi acaba, hiç sesi soluğu çıkmıyor.
“Ah! Pamir iyi misin?” dedi Çevik. Bizim seslere uyanmış olmalıydı.
“İyiyim” dedim Çevik’e. Sandalyeden ayağı kalkmış bize doğru yaklaşıyordu. Pamir benden kollarını çekti. Çevik gelip bana sarıldı.
“Endişelendirdin bizi” dedi Çevik. Bende kollarımı ona sardım ama Pamir dışarda kalmıştı. Bir kolumu açıp Pamir’e uzattım bize katılıp sarılması için. Pamir kolumun arasına girip sarıldı ikimize.
“Hafızam geri geldiği için bedenimi zorlamış olmalı” dedim ikisine istinaden.
“Evet, birde benim kollarımda bayıldın ya çok korktum!” dedi Pamir.
“Ne kadardır uyuyorum?” dedim ikisine sorarak.
“Sabah oldu bizde burada kaldık zaten” dedi Çevik. Arkamızdan kapı sesi geldi. Pamir ile Çevik’i ittim utançla. İkisi şaşkınlıkla bana bakakaldı.
“Hadi kahvaltıya” dedi abim. Kapya dönüp baktığımda bize bakıyordu. Çevik ile Pamir’in şaşkın hali ve benin telaşlanmış halim ile oldukça komik duruyorduk. Abim bize garipçe bakıp çıktı odadan.
“Kusura bakmayın, telaşlandım.” Dedim kafamı kaşıyarak onlara baktım.
“Sorun değil yavrum” dedi Çevik. Yavrum demesi kalbimin hızlanmasını sağlıyordu, ama neden sürekli yavrum diyor diki? Pamir’de bebeğim diyordu.
“Rüzgâr, duyuyor musun beni” dedi Pamir. Ha? Bana mı diyordu.
“Ha, noldu” dedim.
“Daldın” dedi Çevik.
“Hadi gidelim benim karnım acıktı” dedi Pamir. Hep beraber odadan çıktık en önden mutfağa girdim. Abim kahvaltıyı hazırlamış ve masaya yerleştirmişti bile.
“Günaydın abi” dedim. Biz geldiğimizde abim masaya oturmuştu. Bende ocağın karşısına geçtim çayları koymak için.
“Günaydın Rüzgar, daha iyi misin?” dedi abimde.
“İyiyim abi, sorun yok” dedim bardaklara çay koyarak. Doldurduğumda ise bir tepsiye koyarak masaya götürdüm. Çevik ve Pamir ikilisi masaya yerleşmişlerdi. Pamir masayı silip süpürecekmiş gibi bakıyordu. Hepsi beni bekliyordu yemeğe başlamak için. Bende masaya oturduğumda gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım, ardından gözlerimi açtığımda Çevik ile Pamir bana hayranlıkla bakıyordu. Abim ise alışmış bir şekilde yemeğini yiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKERİYE bxbxb
Teen FictionÖnceden herhangi bir meslek olmak istemeyen rüzgar askere çağırıldığında, asker olmak isteyen rüzgar asker olunca nolcak? bakalım ilerde neler olacak ve kimlerle tanışacak. AĞIR KÜFÜR VE ŞİDDET İÇERİR, ARGO VE CİNSELLİK VARDIR. HOMOFOBİKLER OKUMASIN...