YAZARDAN;
Sabahın erken saatlerinde gözlerini perdeden içeri sızan güneş yüzünden ovuşturarak açtı Rojin. Telefonuna baktığında saat 7'ye geliyordu hemen yataktan fırladı genç kız eğer aşağı inip kahvaltıyı hazırlamaya yardım etmezse yine şiddete maruz kalacaktı bunun olasini istemezdi hoş kim ister ki.
Banyoya adımlayarak günlük rutinlerini tekrarladı genç kız. gardrobunu açıp içinden siyah belinde incelen alta doğru genişleyen dizlerinin tam altında biten bir elbise giydi.
Ardından hızla odasından çıkarak mutfağa doğru ilerledi. Sevgi ablaya ve Tuba'ya
-"Rojbâş"(günaydın) diyerek kahvaltı hazırlamaya koyuldu. Bir süre sonra her şey hazırdı konaktakiler yavaş yavaş uyanıp avluya inmişlerdi.Nahide ve Şevin de hemen mutfağa yönelip işlere yardım etmişlerdi. Onlarda konakta ki işlerin çoğuna yardım ederlerdi lakin Rojin erkenden kalkıp kahvaltıyı hazırlamaya da yardım ederdi.
Rojin diğer kızlara oranla daha fazla iş yapardı. Çünkü Ciwan ağa Rojin'i hiç sevmezdi.Rojin Göğsüne kadar gelen kumral saçları badem şeklinde gözleri olan 1.68 boyunda ince belli çok güzel bir kızdı. Hayata herkes Rojin'in güzel kalpli ve hayat dolu olduğunu bilirdi. Ama onu pek seven kimse yoktu.
Kızlar el birliğiyle sofrayı kurmuşlardı.
Yavaş yavaş herkes sofradaki yerini alırken Rojin peltek adımlarla ona doğru gelen yeğeni mirzayı kucağına alıp yanağına sulu bir öpücük kondurmuştu. Mirza Rojin'in bu hareketiyle onun boynuna sıkıca sarılıp gözlerini kapatmıştı.Rojin mirza'nın uykusunu tam alamadiğini anladı ve Gülnaz yengesine(Yaman'ın eşi) döndü.-Yenge Mirza uykusunu tam alamamiş galiba ben bı onu yatırıp gelim dedi.
Yengesi Rojin'i başiyla onaylayinca Rojin gitmek için bir adım atmişti ki avludaki kapı büyük bir gürültüyle açıldı. İçeri sert adımlarla Yezdan Miran ve Mehmet ağa girdi herkes şok olmuş bir şekilde gelen kişilere bakıyordu. Yezdan ağa avlunun tam ortasına gelerek
-CİWAN AĞA! NERDE O KANSIZ OĞLUN?
Diye bağırmıştı. Herkes şaşkınlıkla Yezdan ağaya bakıyordu. Celal ağa otoriter sesiyle konuşmaya başladı.
-Hayırdır mehmet ağa sabahın köründe ne diye kapımıza dayanırsınız?
Mehmet ağa Celal ağanın sözleri üzerine bağırmaya başladı.
-SENİN O KANSIZ OĞLUN BENİM KIZIMI KAÇIRMIŞ.
Aysel hanım dizlerinin üstüne çöküp ağıt yakmaya başladı. Oğlu nasıl böyle bir aptallık yapardı. Töreyi bilmez miydi?
Ortalık karışırken Miran ağa avlunun ortasında onlara korku dolu gözlerle bakan kıza kaydı gözleri ardından kucağında ona sıkıca sarılıp uyuyan çocuğa. Çocuk kızın kucağında uyumuş olmalıydı yoksa bu denli sarılması mümkün değildi. Sahi kimdi bu güzel kız donuk bir şekilde kıza kitlenip bakarken kendinden geçmiş gibi hisseti. Daha sonra babasının kulağına birşeyler söyleyip geri çekilen korumaya baktı.
Korumanın söylediklerini dinledikten sonra babasının gözleri az önce girdikleri avlunun kapısına kaydı ve öfkeyle kısıldı. Miran kapıya doğru dönerken açık kapıdan giren Baran ve Evini gördü yakalanmışlardı.
Aysel hanımın ve diğer kadınların ağıtları yükselirken geriye iki yol kalmıştı ya kız kardeşi ve Baran öldürülecekti ya da berdel olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROJİN(Berdel)
ChickLithayatın her türlü acımasızlığına katlanmak zorunda olan güzel bir genç kız , ailesi yüzünden çektikleri yetmezmiş gibi en sonunda abisinin hatasına kurban edilir...