3. Bölüm| Balo

5 1 0
                                    


"Ayy ne kadar güzel oldun." Gloria'nın heyecanlı sesi ile kıkırdadım. Ama şimdi cidden güzel olmuştu, yalan yok.

Luisa, üzerindeki elbiseye iğrenç bakışlar attı. "Bir gece boyunca ben bu elbisede kalamam!" ellerimi havaya kaldırdım, "beni hiç alakadar etmez."

Üzerindeki siyah, uzun ama yanından yirtmacası, askılı ve az göğüs dekolteliolan elbiseyi baştan aşağı ayna karşısında tekrardan süzdü. Ona bu elbise çok güzel olmuştu, ama bir türlü kabul etmek istemiyordu.

Odaya giren Flare ile hepizin bakişlari ona döndü. Üzerinde toz pembe ve beyaz karışımı bir elbise vardı, omuz kısmı açıktı, elbise diz kapaklarına kadar geliyordu, mor saçlarına bu elbise uyumlu olmuştu.

Kaşlarını çattı, ben ve Gloria'ya baktı. "Siz hala giyinmediniz mi?!" Dolaba doğru yöneldi ve Gloria'ya bir elbise çıkardı. Lacivert elbiseyi ona doğru uzattı, beyaz teni ve siyah saçlarına uyumlu alta doğru kabarık bir mini elbise çıkarttı. Üstünde ufak bir göğüs dekoltesi vardı, kolları dirseklerine kadar gelecek ksekilde ayarlanmıştı.

Elbiseyi Gloria'ya uzattı, "bunu giy eminim ki yakışacaktır. Makyajınızı sonra hallederim." Makyaj diyince burnumu kırıştırdım.

Sonra tekrardan dolaba yöneldi, önce bana sonra dolaba baktı. Bana uygun bir şeyler aramaya başladı, elleri iki yana düştü ve derin bir of çekti. "Bu kadar elbise arasından sana uygun bir şey nasıl olmaz!" Tekrardan elini dolaba daldırdı ve bir elbise çıkarttı, koyu yeşil dar bir elbiseydi. Elbiseyi begenmeyince odanın bir köşesine fırlattı, tekrardan elini dolaba daldırdı.

Duvardaki saate gözüm kaydı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı, hızlıca ayağı kalktım. "Dolunaylar aşkına, balonun başlamasına son 5 dakika kalmış!"

Duydukları ile kızlarda benimle aynı tepkiyi verdiler. Flare daha da hızlı elbise aramaya başladı, Gloria hemen Luisa ve kendine makyaj yapmaya çalıştı. Sihirli güçlerimiz olabilridi ama doğal güzellik diye bir şey var yani!

Balo bitmeden yetişebilsek ne mutlu bize...

Raynald

Balo başlamaya yakındı. Üstüme siyah bir gömlek, altıma da aynı şekilde siyah bir pantolon giymiştim. Saçımı dağınık bıraktım ve aynada kendime son bir kez bakıp dışarı çıktım.

Balo okulun en büyük salonlarından birinde olacaktı, aslında bu baloya gitmeye çok ta meraklı değilim. Sadece insanlar eğlenirken ben odamda boş boş oturmam kulağıma biraz saçma geldi.

Salonun kapısının önüne geldiğimde diğerlerini gördüm. Drake beni görünce diğerlerine de haber verdi. Bana doğru yürümeye başladı, "sonunda, hoş geldin uzun kulak." Dediği şey karşısında butnumu kırıştırdım.

"Bana şöyle seslenme diye daha ne kadar diyeceğim." Diye sitem ettim. Drake umursamazca omuz silkti.

"Çok yakışıklı olmuşsun!" Diyen arthura baktım.

Bu çocuk çok mu yumuşak yoksa hayalet diye mi böyle çözemiyorum.

"Hoşgeldin, sonunda geldin." Diyen Felix'e baktım. "Hoş buldum elma kurdu." Dedim.

"Siz ne hakkında konuşuyorsunuz az önce öyle güle güle." Diye sorduğumda hepsinin bakışları başka yerlere kaçtı. Ne ile konuştuklarını az çok tahmin edebiliyordum.

Valencia'nın yanındaki kızlarla ilgili konuşuyorlardı.

"Çok seviyorsanız bu gün onları dansa kaldırın." Dediğim şey ile üçünün de öldürücü bakışları bana döndü. Tabi, Arthur'un bakışlarına öldürücü diyebilirsek.

Yıldızlar kadar parlakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin