Jeongin'den:
Sonunda istediğimiz şey olmuştu. Jisung Minho'yu affetmişti ve umarım tekrardan birlikte olurlardı. Jisung çok üzüldü Minho yüzünden, ama şimdi ise Minho yüzünden mutlu olacaktı.
Jeongin:Felix Hyung
Felix:Efendim
Jeongin:Sence Jisung affetti mi
Felix:Bilmiyorum
Jeongin:Sence affetmeli m
Felix:Bence evet
Jeongin:Bence de
Felix:Çok şey yaptı Minho kendini affetirebilmek için
Jeongin:AynenYol boyunca konuşa konuşa okuldan içeri girdiğimizi bile fark etmedim. O kadar koyu bir sohbetteydik ki anlatamam.
Felix:Ne istiyorsun
Jeongin:Ne?
Felix:Ne istiyorsun diyorum, ne alayım sana
Jeongin:Tosta okeyim ya
Felix:Neyli olsun
Jeongin:Sucuk kaşar ve ketçap, ama ketçap bol olsun
Felix:TamamdırDedi ve bende gidip masalardan birine oturdum ve Felixi beklemeye başladım.
Birkaç dakika sonra elinde tostlarla masaya oturan bir tane Felix ve tostun kokusundan bile acıkan ben tostlarımızı yemeye başladık.Ben tam tostu bitirirken zil çalınca son kalan lokmayı ağzıma attım ve tostunu çoktan bitirmiş olan Felix hyunga baktım. Gözlerimle bile sınıfa çıkalım dediğimi anlayacak kadar zekiydi Felix hyung. Sınıfa girdiğimizde sınıfın soran gözlerle bize baktığını gördük ve hoca sınıfa girdi.
Hoca:Günaydın herkese
Sınıf:Günaydın
Hoca:Hemen bir yoklama alalım ve aşağıya laboratuvara inelim
Jeongin:Hocam orda alalım mı
Hoca:Hayır Jeongin burda alalım yoksa orda kaçanlar olur felan yanlışlık yapmayalım
Jeongin:Peki hocam
Hoca:BaşlıyalımDedi ve yoklama almaya başladı. Bu kadının yoklama almasını sevmiyorum ben ya. Bir başlıyor yoklamaya sanki yoklama almıyor çinlilerin Metehan'dan korkup yaptığı çin seddini geçiyor, bu kadının yoklama aldığı sürede ikinci sed inşaa edilir, adı da Jeongin Seddi olur.
Telefondan yoklamaya başladığı saate baktım 08.44 Aradan en az 2 dakika geçtiğinde yoklamada sınıfın yarısına gelmişti ve saat çoktan 08.46 olmuştu. Altıüstü 42 kişilik sınıf listesinden yoklama alacaktı ve 2 dakikada ancak 20 kişi okumuştu. Bu kadın yoklamayı bitirene kadar Yavuz Sultan Selim'in 150.000 kişilik orduyla koca çölü 3 günde geçmesi 2 kere daha yaşanırdı.
Sonlara doğru gelmiştik.
Hoca:143 Han Jisung
Bang Chan:Yok
Hoca:Nerde
Jeongin:Elini yakmış evde dinleniyor
Hoca:144 Lee Minho
Felix:O da yok
Hoca:O neden yok
Hyunjin:Jisung'un başında kalmak için
Hoca:Barıştılar mı onlar yoksa hâlâ küsler mi
Changbin:Evet hocam hatta yeniden çıkıyorlar
Hoca:İyi ne güzel olmuş öyleSınıftan Ooo sesleri yükselirken bazıları yine kudurmuş gibiydi. Sınıfa dönüp baktığımda kızların çoğu buna sinirlenmiş ve üzülmüştü. Kimisi Minho, kimisi Jisung için.
Yaşlı kaptan Van Dijk önümüzde, sınıf olarak arkasında bir sıra oluşturmuş fen laboratuvarına inmiştik.
Birisi sıradayken hocam cuf cuf tren yapalım mı demişti. Anaokulumu burası amına koyim?
Duvara çizilmiş resimleri inceliyordum. Sırtımın baktığı duvarda gezenlerin çizimleri vardı, pencere tarafında elinde bir ampulle duran Thomas Edison, kapı tarafında ise bir adet iskelet sistemi resmi ile dil çıkardığı resimle ünlü Albert Einstein'ın o dil çıkardığı resim vardı. (Bizim okuldaki laboratuvarda da bunlar var ordan aklıma geldi.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hediye//Minsung
FanfictionCr:naragasyungsuperboard:Instagram Mezuniyet balosundan önce arkadaşlarınızla hediyeleşmek belki keyifli olabilirdi. Elbette Jisung da kurasını çekmeden önce böyle düşünüyordu, ancak hediye alacağı kişinin eski sevgilisi Minho olduğunu beklemediğind...