Eliz aldığı dudakların tadından ayrılamıyordu. Baran'da dudakları üzerinde hareket etmiyor sadece sertce baskı uyguluyordu. Iliz gözlerini kapatmış, daha derine işlemesini istiyorduki o sert baskı uzaklaştı. Eliz üşüdüğünü hissetti. Utanıyordu ama cesaret edip gözlerini açtı. Baran konuşsun, kendisini sevdiğini söylesin istiyordu ama beklenen sözler ağzından çıkmayacaktı, çünkü; baran çok sinirli duruyordu.
-"in arabadan."
-"ne?"
-"in!" Baran eliz'e doğru eğilmiş, kapıyı açarak inmesi gerektiğini bir kez daha yüzüne vurmuştu. Eliz n'olduğunu anlamamış, yalnış bir hareketmi yapmış bilmiyordu. Daha fazla baran'ı sinirlendirmek istememiş, kırılan guruyla arabadan inmişti. O ılık havanın yüzüne çarpmasıyla göz yaşlarını salmıştı. Neden böyle olmuştu? Dizilerde ve kitaplarda böyle olmuyordu. Öpüşüyor, adam benimsin diyor ve hop sevgili. Neden kendisi böyle olmuş, arabadan indirilmişti? Kendisi baran'ı öpmemiştiki baran kendisini öpmüştü. Eliz artık yürümüyor, koşuyordu neredeyse. Eliz'de durumlar kötüyken baran'da da durumlar farksız değildi. Neden böyle bir şey yaptığını, durduk yere neden öptüğünü bilmiyordu.
-"Allah kahretsin!" Baran hırsını birşeylerden almak istiyor ve bu direksiyondan iyisi olamazdı. Ellerinin acısını fark etmeden sertçe vuruyordu. Nasıl böyle bir iradesizlik yapmıştı? Tamam, pişman sayılmazdı. Öyle susmadan konuşması, minik ağzının sürekli açılıp kapanması ve son olarakta dilinin pembe dudaklarda gezmesiyle film kopmuştu. Yine olsa yine yapardı! Hatta şimdi, hızlı hızlı omuzları düşmüş eliz'in peşinden gidip kendine çevirecek dudaklarına gömülecekti. Arabasına getirip doyana kadar sevmek istiyordu- doyamayacağını bildiği halde- istiyordu. Baran ergenliğine kısa süre bir ara verip, arabasını çalıştırdı. Eve gidip sakin kafayla düşünmeliydi. Eliz'e hesap verememiş, üstelik kızı öpmüştü. Kesinlikle o cadının diline düşmüştü. Baran onaylamaz şekilde kafasını sallarken dudaklarındaki o vanilyalı tad kahkaha atmasına yetmiş, artmıştı. Yumuşacık, sıcacık, vanilyalı dudaklar. Yemelikti!
Baran o dudakları yerdi be!
Kesinlikle, "her koyun kendi bacağından asılır' sözü çok doğruydu. Eliz, irem, baran ve uras çok iyi arkadaş ve aynı kafada olsalarda şuanda ilişkileri arasında dağlar kadar fark vardı. Uras kesinlikle sindire sindire ilerliyor, irem'i ağına düşürüyordu-kendiside düşüyordu- çok memnundu bu durumdan.
İrem'in diğer kızlardan farklı olması kendisinide farklı hissettiriyordu. İrem'i evine bırakmanın ardından bir diğer ilgisini çeken konuyu öğrenmek için baran'ın yanında aldı soluğu. Kendisi gibi baran'ında mutlu olmasını istiyordu. Hatta hep beraber takılmak istiyordu. Kapıyı açan hizmetliden baran'ın odasında olduğunu öğrenir öğrenmez hızlı adımlarla merdivenleri çıktı. Hiç yanılmamıştı baran elinde sigarası, üzerindeki şortuyla ayaklarını uzatmış denizi izliyordu.
-"lan oğlum, erkek olmasam sana verirdim ha. Bu ne seksilik?" Baran duyduğu sesle gözlerini devirmeden edemedi. 2 dakika yalnız kalıp eliz'i düşünemiyordu.
-"sen verirdinde sor bakalım ben seni becerirmiydim." Uras baran'ı umursamamış, terasta arkadaşının karşısına oturmuştu.
-"ooo, bira demek ha? Durum ciddi diyorsun. Anlat bakalım. N'oldu?" Baran iki parmağının arasında tuttuğu sigarasından derin bir nefes aldı. Küçük siyah masanın üzerindeki birasını içen uras' a kısa bir bakış atıp bombayı patlattı.
-"eliz'i öptüm."uras doğru anlayıp anlamadığını düşünürken nefes almayı unutmuş ve boğazına kaçan birayı püskürtmek zorunda kalmıstı.
-"oha, hadi lan inanmam."
-"piç, yalanmı söyliyeceğim. Öptüm kızı." Baran ne kadar sinirli söylüyor olsada o anlar aklına geldikçe içindeki çocuk eline mendili almış halay çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...