13

146 17 0
                                    

2 hafta sonra;

Geçirdiğimiz iki hafta boyunca eve dönmek için uğraşmıştık. Boş kalan zamanlarda jungkooka yardım ediyorduk.

Jungkook artık öncekine göre bizimle daha çok konuşup sohbet ediyor, gizemli havasından kaçınıyordu.

Eve dönmek için yaptığımız planı uygulamamıza sadece bir gün kalmıştı.

Bir yanım çok sevinirken diğer yanım hüzünle kaplanıyordu. İçimden bir ses burada durmamı söylüyordu.

İçimden bir ses...

İçimden bir ses eve gidebilme umudumuzun hiç gerçekleşmemesi için dua ediyordu. Ve ben içimdeki o sese tonlarca küfür yağdırmak istiyordum ama hepsi istekte takılı kalıyordu.

Oraya gidince ne değişecekti. Her zamanki gibi işten eve döngüsünü yaşayıp hayatımın boka sarılmasını izleyecektim.

Fakat burada olsamda ne olacağını anlamdıramıyordum.

Bir şeyler değişmişti...

Buraya ilk geldiğimde deli gibi ağlayan ben artık burada yoktu. Sanki birisi gelmişti ve onu yavaş yavaş çiğniyordu.

Buraya karşı beni böylesine direnişe getiren şey neydi?

Neden kalbim, buradan gitmek için çabalarken tüm bedenimi yoracak şekilde atarak huzursuzluk hissini etrafa şaçıyordu?

Amacı neydi?

Başından beri buradan korktuğu için hızla atan kalbim neden şimdi atışını bu durum için sergiliyordu?

Bıkkınlıkla nefes verip bakışlarımı doğrultuğum zeminden kaldırdım.

Kaldırdığım bakışlarımın jungkookla birleşmesi ile kalp atışım sanki olabilirmiş gibi daha hızlı atmıştı. Bu atış etrafa yayılan huzursuzlupumu kökünden sökmüş yerine heyecan getirmişti.

Bakışlarımı gözlerinden çekmedim.

Bir elini yanağına yaslamış oturduğu yerden beni izliyordu.

Hafif uzayan siyah şaçlarının tutamları gözünü kapatmaya çalışıyor fakat jungkookun yıldızları buna izin vermiyordu.

Nedenini bilmediğim şekilde, tüm yüreğimle onun gözlerindeki yıldızları tek tek saymak istiyordum.

Düşüncelerim dışarıya kesik bir nefes vermeme neden oldu.

Beynim daha fazla gözlerine bakmamam için vana emir yağdırıyordu.

Gözlerimi yavaşça, sanki bu son göz göze gelişimizmişçesine, gözlerinden çektim.

Bakışlarımı jimine doğru çevirdim.

Bir yere öyle bir bakıyorduki sanki onu derin derin inceliyordu.

Bakışlarımı, gözleriyle esir tuttuğu şeye çevirdim. Bu şey tabii ki yoongiydi.

Bakışlarımı tekrar jimine doğru çevirdiğimde dudaklarımın kıvrılmasını engelleyemedim.

Oturduğu yere doğru ilerleyip yanına oturdum.

"yedin çocuğu yedin!" dedim fısıldayarak.

Gözlerini bana çevirip yan bir bakış attı.

"seninki de seni yiyor, geçmiş olsun."
Dedi bir dudağının kenarını kıvırarak.

Gözlerimi kocam açıp "jimin." diye uyardım hafifçe. "ne yalan mı?" dedi.

Gözlerimi devirip konuyu değiştirmeye çalıştım.

Cursed Shop ¦ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin