1. Bölüm

2 0 0
                                    

Eski püskü bir kitabı çektiğim sırada onun sesini duydum.

Leksi, "Rose yine mi kütüphanedesin?"

Kitabı bulunduğu raftan aldığım sırada görüş alanıma giren Leksi, bulunduğumuz bölümün giriş kısmına yaslanmış, kollarını birbirine kavuşturmuş, kendini bilmiş bir edayla duruyordu.

Ona dönmeden kitaba odaklanmış bir şekilde cevapladım sorusunu.

Roselina, "Kitabın tozunu alıyorum Leksi."

Elimdeki kitabı kütüphanenin ortasındaki masanın üzerine bıraktım.

Leksi, "Bu kitap labirentinin içinde seni bulmam hiç zor olmuyor Roselina."

Kapıya yaslanan Leksi, bulunduğu konumdan ayrılarak masanın yanına geldi.

Önümdeki kitabı kendine doğru çekerek aldı. Kapağına yargılar gözle bakıyordu.

Leksi, "Hımm, bu da neymiş?"

Leksi, "Okçuluk Tarihi."

Şaşırmış bir ses tonu vardı. Kahkaha atmaya başladı. Yüzünü bana çevirdi. Alaycı bir ses tonuyla:

Leksi, "Senin böyle şeylere ilgin var mıydı?"

Roselina, "Böyle şeyler derken?"

Leksi, "Tarih gibi mesela."

Leksi'ye ölümcül bir bakış attım.

Roselina, "Leksi toz olmak için 20 dakikan var. O sırada ben bu kitabı okuyacağım. Sende ormanın içinde kaybolacaksın, ta ki okumun tadına bakana dek."

Leksi, "Fazlasıyla eğlenceli olacak. Ben savaş ortamını hazırlayayım. 20 dakikaya olmuş bil."

Hızıma hız katacağım bir antrenman olacaktı.

Önce araştırmaya devam. Kitabın sayfalarını hızlı hızlı karıştırıyordum.

Roselina, "Bu kitapta da hiçbir şey yok."

O güne dair hatırladıklarım, kırmızı pelerinli, siyah eldivenli bir kahramanın beyaz atının üzerinden takla atarak yere inişi ve eliyle sertçe kavradığı pelerininin nazikçe yerleri süpürüşü.

Ellerindeki parmaksız siyah eldivenleri ve yüzündeki maskesi ona ait aklımda kalan birkaç anıdan biri. Saya'yı kaybettiğim gün son günüm olabilirdi. Ancak onun katilin önündeki soğukkanlılığı ve kılıç becerileri o gün beni kurtarmıştı.

***

Nereden geldiğini bilmediğim bir ses duyuyorum. Bir çocuk sesi, yakından ve tanıdık. Koşuşturan çocukların sesini duyuyorum. Karanlık, loş, eski püskü bir odadayım. Yavaşça kapıya yöneliyorum. Kapı gıcırdayarak açılıyor. Aniden geri çekiliyorum. Kimse yok. Ardımdan kapı kapanıyor.

Arkamı döndüğüm an yakamdan tutup beni kendine doğru çekiyor. Teni soluk, beyazlar içinde. Yakamı tuttuğu elini indiriyor. Elinden damlayan kanlar zeminde o sessizliğin içinde oluşan tek ses. Sol elinde kanla kaplı bir kılıç, "Katilimi bul!" diye haykırıyor.

Ondan ne kadar uzaklaşırsam uzaklaşayım sesi merkezde, kafamın içinde karanlık kolidorları aşarak başımda yankılanıyor.

Nefesim tükenene dek karanlık koridorları aşmak istercesine koşuyorum. 

Duvara elimi dayadığım an bir tuğla duvarın içine gömülüyor. Açılan bölmeden içeri giriyorum. Gözümü alan ışık görüşümü engelliyor.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GörünmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin