Part ~4~ ✖️Sürükleniş✖️

65 4 0
                                    

~Sasuke~

"Ne! İnanmıyorum! Sağ ol Sasuke, seni seviyorum seni seviyorum!"

Misa bana sıkıca sarılmaya başladı. Bir an dona kaldım. Kalbim sanki yerinden fırlıyacakmış gibi hissediyorum. Misa'nın çenesini tuttum ve bana bakmasını sağladım. Onun yerinden fırlayacakmışçasına bakan gözlerinin aksine gözlerimi usulca kapattım. Dudaklarıma eğildim ama sanırım bilerek rotamı değiştirip yanağına bir öpücük bıraktım.

~Misa~

... yanağıma hissetmekte bile zorlanacağım bir öpücük koydu. Kalbim atmıyordu, resmen göğüs kafesimi tekmeleyerek işkence ediyordu. Ve ben utandım, beni öpeceğini nasıl düşünürdüm? O Sasuke'ydi. Hep yanımda olan, ailemden daha önemli, benim bir parçam... Şimdi ise utancımdan yanaklarım kızarıyordu. Dudakları dudaklarıma değecek diye kalbim hızlı attığı içim utandım...

"Bu kadına edilebilecek en son teklif olabilir ama ben sana ediyorum... Alışverişe çıkalım, Misa!"

Filmdeymiş gibi hareketler yapmıştı, güldüm ve eşlik ettim.

"Nayır, bu nasıl bir teklif böyle..."

İkimiz de güldük. Ve gözlerimiz birleşti. Neden kalbim yine hızlanıyordu? Daha önce sayısız kere gözleri gözlerime değmişken?

~Saat 21.32~

"Hey, Misa ben bir duş alacağım. Sen oyalan."

"Tamam" dedim en içten gülümsememi Sasuke'ye sunarak. Televizyona dönüp birkaç dakika izledim. Televizyonla olan bağlantımı çalan telefonum kesti.

Arayan; Aşkitatlım

Bu bir tanecik, benden 2 yaş küçük olan kız kardeşimdi. Ama gerçek annemden olan kardeşimdi. Hemen açtım.

"Alo?"

"Alo."

Karşıdan gelen soğuk sesi aldırmadım.

"Canım, napıyorsun bir tanem seni çok özledim." dedim çok kelimesindeki 'o' yu uzatarak.

"Sana ne?"

Birden gelen cevapla afalladım. Benim kardeşim asla böyle konuşmazdı.

"Neyse konumuz bu değil. Artık annem ve babam olarak senden nefret ediyoruz. Artık ablam falan değilsin."

Cümlenin sonlarında titreyen bu ses... Kardeşim bunları söylüyor olamaz. Gözlerim dolmuştu. Hem, kardeşim de o kadına asla anne demezdi.

"A-ama?..."

Telefon suratıma kapandı. Bense kendimi hâlâ ne olduğunu çözmeye çalışır, ağlamamak için kendimi sıkarken buldum. Üstüme bişey almadan ayakkabılarımı ayağıma geçirdiğim gibi dışarı çıktım. Her zamanki gibi sahile doğru yol aldım. Ağlamamak için kendimi tutarken boğazımın acıdığını farkettim.
Birden bıraktım kendimi kumların üstüne, ağlamaya başladım. Kardeşimin bana dediklerinin düşündükçe ağlayasım geliyordu. Farkında olmadan daha da yaklaşıyordum denize, ayaklarım beni sürüklüyordu. Dalgalar üstüme vurdukça ıslanıyor, üşüyor, yıkılıyordum. Üşüsemde aldırmadım, deliler gibi ağlamaya devam ettim. Yağan yağmurdan ve üstüme durmaksızın gelen dalgalar sonucu ıslanmaktan kaçamamıştım.

Birden öksürmeye ve nefes alamamaya başladım. İki elimle boğazımı tuttum, tanrım şimdi mi ölecektim? Suyun beni kaptığını hissettim. Yavaş yavaş. Usulca... Hayır... Şimdi ölmek istemiyorum. Son kez morarmış ellerime baktım ve sanırım tüm gücümü yitirdim. Gerisini hatırlayamıyorum.

İtirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin