16

193 32 38
                                    

Derin bir nefes aldım ve yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Hafifçe kapıyı çaldım ve içeri girdim. Çınar beni görmesiyle tereddütle bana daha sonra arkama baktı. "Selam!" Dedim elimi sallayarak. Kapıyı kapattım. "Selam, başka kimse yok mu?" Diye sordu. Kaşlarımı çattım. "Kim gibi?" Hafifçe gülümsedi. "Polisler gibi." Bozuntuya uğramış bir şekilde karşısındaki koltuğa oturdum. "Tutuklanmadım!"

Gün geçmiyordu ki ben Çınar'ı rahatsız etmeyeyim ama onun da çekilecek çilesi buydu. Allah'ta ona beni göndermişti. Yapabileceğim bir şey yoktu. Kendime engel olamıyordum. Zaman hiç ummadığım kadar hızlı geçiyordu ve bu süre içerisinde bazı şeyleri kendimce kesinliğe kavuşturmuştum. Ben kesinlikle Çınar'dan hoşlanıyordum ve artık emindim. İşin kötü yanı şuydu ki olayların devamını kestiremiyordum. Ne yapacağımı zerre kadar bilmiyordum.

"Ee hangi rüzgar attı seni buraya?" Dedi gülümseyerek. "Batı rüzgarı!" Dedim ve güldüm. İnsanlar gerçekten aşık olunca mallaşıyor muydu yoksa iğrenç espri yeteneğim gün yüzüne mi çıkıyor?! Alık gülümsememi durdurmaya çalıştım. Çınar karşımda kendini gülmeye zorluyordu. "Buraya araba kazası geçirdiğin için mi geldin?" Kafamı iki yana salladım. "Hayır, niye ki?" Omuzlarını silkti. "Hiç."

"Aslında sadece seni görmeye gelmiştim. Yani bir şey olduğu yok." Kafam yalan söyleyemeyecek kadar doluydu. Çınarla. Gülümseyerek kafasını salladı. "Anladım, bir şey içer misin?" Gülümsedim. "Tuzlu kahve." Dedim ufak bir kahkaha attım. Allah'ım biri beni sustursun! "Tansiyonum düştü de!" Allah'ım dünyayı yok et!

"İyi misin?" Diye sordu merakla. Benimle ilgileniyor, kesin bana aşık diye çığlık atan ergen Ahu'yu içimde susturmaya çalıştım. "İyiyim, iyiyim. Havalar çok sıcak olmaya başladı. Sence de küresel ısınma çok olmaya başlamadı mı?" Şuan küresel ısınmadan küstüğüm eski arkadaşımmış gibi davrandığımı yok sayabilir miyiz?

"Aynen." Dedi Çınar bana bakarak. Kesin salak olduğumu düşünüyordu ki Şuan öyleydim. "Bence de çok abarttı." En azından bana ayak uyduruyordu. Gülümsedim. Şuan pat diye söylesem nolurdu ki? Derin bir nefes aldım. "Çınar," dememle bana odaklandı. Ama o öyle bakarken hiçbir şey söyleyemezdim ki!

Alnımı gösterdim. "İnsanın şurasında ne yazıldıysa o." Birkaç saniye bana baktı. Tamam, bunu bir yere bağlayacaktım. Bir anda birbirimizin alın yazısıyız diyecektim ve bitecekti. "Bence-" diyecekken kapı çaldı. Çınar gözlerni benden ayırdı. İkimizde gelen kişiye baktım. Hayat bir tekmeyi de burdan vurdu. "Aslı?"

Aslı önce güler yüzle Çınar'a baktı. Beni gördüğündeyse de şaşkınlıkla yüzündeki gülüş soldu. "Selam." Dedi ve yanımıza geldi. Allahım bu açılmamam için bir mesaj mıydı?  "Geleceğini söylemedin?" Dedi Çınar. "Sürpriz yapayım dedim!"  Evet hepimiz için güzel bir sürpriz olmuştu. Çınar derin bir nefes verdi. Aslı yanımdaki koltuğa oturdu. "Selam Ahu!" Dedi neşeyle. Ben onun kadar neşeli rolü yapamamıştım. "Selam."

Ortamda tuhaf bir sessizlik oldu. Çınar bir bana bir Aslı'ya bakıyordu. Evet, müthiş bir ortamdaydım. Hoşlandığım adam, benden onları barıştırmam için yardım isteyen hoşlandığım adamın eski nişanlısı ve nasıl bu duruma düştüğümü anlamlandıramadığım ben. İyi dizi çıkardı bu senaryodan.

Tam ağzımı açıp konuşacakken Aslı benden önce davrandı. "Çınar, ben seninle konuşmaya gelmiştim." Dedi ve bana baktı. "Tabii müsaitsen." Şuan ikisi de bana bakıyordu ve gerilmiştim. "Değilim." Dedi Çınar umursamaz bir şekilde. "Ahu'yla konuşacaklarımız vardı." Aslı kaşlarını kaldırıp indirdi. "Öyle mi?" Umarım onların ilişkiler hakkında konuşacağımı düşünmüyodur!

"Evet, ayrıca daha kaç kere konuşmaya geleceksin Aslı. Konuşacak bir şey kalmadı." Aslı Çınar'a döndü. "Sanmıyorum." Dedi yüzündeki gülümsemeyi hiç bozmadan. "Bu konuyu daha gazla konuşmayacağım Aslı." Ortamın tansiyonu sanki biraz yükseliyordu. "Bekleyeceğim Çınar, benim zamanım bol." Neyi bekleyecekti ki! Birmiş gitmiş işte! "Bunlarla uğraşacağına hayatına devam et." Hem yakışıklı hem haklı. "Ben seninle devam etmek istiyorum." Bu kesinlikle bir evlenme teklifiydi! "O şansı bir kez kaçırdın." Dedi Çınar masasının üstündeki kağıtlara bakarken. Acaba ben burda fazlalık mıydım?

Deli ile divaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin