Keyifli okumalar dilerim...
Mutluluk neydi?
Kimine göre maliyetle ölçülen bir şeydi , kimine göre maneviyatla. Bazıları paranın mutluluk getirdiğine inanırdı , bazıları için ise bulundukları yer , yanlarındaki insanlar yeterdi.
Benim mutluyum ise Alparslandı.
Sanki o yokken hayatımın bir anlamı yokmuş gibiydi , sanki o hayatıma girince yaşantım anlam kazandı. Hayatıma güzellikleriyle beraber girmişti Alparslan.
Şimdi ise düğün tarihimizi almış eve gidiyorduk. Evet , arkadaşlar evleniyorumm. Tam 5 ay sonraya , yaz zamanına almıştık düğünü. Size içimdeki mutluluğu tarif edemezdim belki ama gerçekten çok güzel hissediyordum.
Beraber arabada giderken bir restorantta durmuştuk kahvaltı için. Alparslan işe gitmeden önce biraz daha vakit geçirelim demiştik.
Beraber içeri girip siparişlerinizi verip beklemeye başlamıştık.
"Alparslan hâlâ inanamıyorum."dedi heyecanla yüzüne bakarak."Bir yandan seviniyorum bir yandan korkuyorum. Bir şey olacak diye ödüm kopuyor."
Elini masanın üstünde duran elimin üzerine koyup okşadı."Sana söz veriyorum hiç kimse mutluluğumuzu bozmayacak. Ben yaşadığım müddetçe hiç kimse seni üzemeyecek."
Ona güven dolu bakışlarımı atarken kahvaltımızı gelmesiyle ikimiz de yemeğe başlamıştık. Sohbet ede ede biten kahvaltımızın ardından Alparslan hesabı ödemiştir ve beraber restoranttan çıkmıştık.
Beraber arabada giderken Alparslan ilk önce beni okulun önüne getirmişti. "Keşke izinin hiç bitmeseydi."dedim dudağımın büzerek.
"Daha beraber vakit geçireceğimiz çok vaktimiz olacak güzelim."dedi saçlarima bir öpücük kondurarak.
"Olacak değil mi?"
"Olacak tabi."
"Dikkat et kendine."dedim son bir bakış atarak.
"Bir şey unutmadın mi?"
Kaşlarımı çatıp ne unuttuğumu anlamaya çalışırken Alparslan yardımcı oldu bana."İyi işler öpücüğü?"
Dediği şeye gülerken uzanıp yanagina bir buse kondurdum. "Oldu mu Yüzbaşım?"Dedim gülerek.
"Çok güzel oldu."dedi gülerek.
"İyi işler Yüzbaşım."
"Size de öğretmen hanım."
Arabadan indiğimde içeri girene kadar gitmeyeceğini biliyordum. İçeri girdiğimde öğretmenler odasına girmiştim. Caner'i görememle kaşlarım çatılmıştı. Hiç gelmemezlik yapmazdı. Neyse olmadı sonraki teneffüs arardım hâlâ gelmezse.
Sınıfa girdiğimde çocuklarla çok zevkli bir ders işlemeye başlamıştık. Mutluluk sebebimim Alparslanın yanına mesleğimi de ekleyebilirim. Çocuklarla uğraşmak onlarla vakit geçirmek terai gibi geliyordu bana. Tamam bazen eve gittiğimde başım ağrıyordu ama bu önemli değildi. Her mesleğin zorlukları vardı , tuzu biberiydi bunlar da.
Teneffüs zili çaldığında sıcak bir çay almak icin öğretmenler odasına girmiştim. Hemde bir kaç fotokopi çekilecektir çocuklar için. Caner'i hâla görememle merak edip aramıştım. Telefon kısa bir süre sonra açılmıştı.
"Derya?"dedi karşı taraftan gelen boğuk ses.
"Caner merhaba. Göremedim de seni. Uyuya mı kaldın acaba diye bir arayayım demiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordonun Sevdası
General FictionSert, ciddi bir Yüzbaşının yüreğindeki tek sevdası Vatan sevdasıdır. Bu hep böyle gitmişti. Ta ki o güne o kadar. Ta ki Derya yı görene kadar... Bu sert, karanlık komutanı aydınlığına çekebilen tek kadın Derya... *** "Sen buraya gelirken sadece ken...