Daisy derin nefes aldıktan sonra kollarını yavaşça Bucky'nin boynuna doladığında adamda kollarını kadının beline sarıp sıkıca sarılırken yüzünü boynuna gömdü, bir süre öyle durduktan sonra adam konuşmaya başladı.
"Adrian ve Wanda'ya baksak iyi olur."
Kadın kafasını salladığında kendi aralarında tartışan takımı görmezden gelip yine asansöre ilerlediler, istedikleri kata çıktıklarında Adrian'nın odasına girdiler.
"Gelmezsiniz sanıyordum."
Adrian konuştuğunda Bucky ve Daisy anında Wanda'yla Adrian'nın karşısındaki koltukta yerlerini almışlardı.
"Çocuklar, bunun sizin için zor olduğunun bizde farkındayız ama bizi anlamanız gerekiyor. Biz zaten savaşın içerisinde birbirimizi korumaya çalışırken diğer yandan siz olaya dahil olunca bizde ne yapacağımızı bilemiyoruz."
"Anne anlamak istemediğiniz şey bizimde kendimizi koruyabilecek olmamız, Wanda'nın güçleri var ve kendini istediği gibi koruyabilir. Bende tıpkı babam gibi süper askerim ve gerekli eğitimi aldım, babamla sen nasıl kendinizi koruyabiliyorsanız bizde koruyabiliriz."Adrian'nın cümlesi üzerine Daisy sessiz kalırken bu sefer Bucky konuşmaya dahil oldu.
"Ve senin anlamak istemediğin şeyde şu Adrian, daha küçüksünüz. Savaş stratejisi nedir bilmiyorsunuz, bildiğiniz tek şey varki verilen emirleri yerine getirmek ama şu an içinde bulunduğumuz durum takım çalışması değil, Steve gelip size yapmanız gereken şeylerin emrini vermeyecek. Burda karşındaki adama göre şekil alıp ona göre planlaman gerekiyor ve siz bunu yapabilecek kadar gelişmediniz çünkü bu eğitimle değil deneyimle olan bir şey."
Bucky cümlesinin ardından derin nefes alıp devam etti.
"Henüz bu deneyime sahip olmadığınızı göz önüne alırsak istediğiniz kadar reşit olun umurumda olmayacak, biz ne dersek o. Buna sende dahilsin Wanda."
Wanda o an karşısında oturan anne ve babanın kendisine ne kadar değer verdiğini daha iyi anlamıştı, kendisini yanında oturan çocuktan ayırmadan kendi kızları gibi sevdiğini fark etmişti.
"Bundan dolayı bir daha kavga etmek istemiyorum, biz size güveniyoruz ama biraz daha zamana ihtiyacınız var."
"Anlaşılan o zaman hiç gelmeyecek."Adrian söylendikten sonra ayağa kalktığında Wanda ona seslensede umursamadan kapıya doğru ilerledi, kolu tutup açtığında burun buruna geldiği kişiyle olduğu yerde kalmıştı.
"Aile toplantısı var ve beni çağırmıyor musunuz?"
Daisy hızla ayağa kalktığında Bucky'de kızıl kızı görmesini engellemek için önünde durdu.
"Hydranın biricik projesi Wanda Maximoff'u ailenize mi kattınız? Abin olarak onunla tanışmak isterim Daisy."
"Sen benim abim değilsin ve kimseylede tanışmayacaksın."Kadının cümlesi üzerine Ivan derin nefes alıp bir adım geriye gittiğinde Adrian onun arkasında kalmıştı.
"Cesedi almaya gideceksek şimdiden yola çıksak iyi olur, yolumuz uzun."
"Sen bir yere gelmiyorsun, bize konumu söylesen yeter."Daisy sinirle konuştuğunda Ivan kardeşine göz devirdi.
"Bu zamana kadar bana böyle davrandın bir şey demedim haklıydın ama bu kadarı yeter Daisy, cesedi bulmak istiyorsanız yola çıkmalıyız."
Daisy ne kadar inatsa karşısındaki abisi onun kadarda inattı ve istediğini almadan asla vazgeçmezdi, ikisininde huyunu bilen Bucky elini yavaşça eşinin beline atıp ortamı yumuşatmak için kadını kendine doğru çekti.
YOU ARE READING
Mr. and Mrs. Barnes
Science Fiction"Kızına karşılık oğlum." Kadın elindeki bıçağı tuttuğu kızın boynuna bastırdı. "Keserim." Kitap şarkıları: Me and Devil, One More Hour, Don't Blame Me