32.BÖLÜM

617 69 6
                                    

Hello.

Nabersiniz gençlik.

Keyifler nasıl? Hava nasıl?

Geldik 32. Bölüme. Gözümde canlanır koskaca mazi.

Geçen bölüm beklenenin çok altında oy ve yorum vardı, yazma isteğimi lütfen söndürmeyin, elinizden geldiği kadar oy ve yorum atın.

Neyse ben boş yapmayayım bölüme geçelim.

Keyifli okumalar!

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

♪Cem Adrian, Birsen Tezene-Beni Hatırladın Mı♪
♪Zakkum-Gidiyorum Yolcu Et♪

Bismillahirrahmanirrahim.

••••••

Ameliyathanenin kapısı açılınca oturan herkesin bakışı oraya döndü. Doktor ellerini önlüğünün cebine koymuş, yanına gelen hasta yakınlarına bakıyordu. "Doktor Bey kızım iyi mi?" Dedi, Ahsen. Doktor boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Biz gerekli müdahaleyi yaptık. Maalesef hasta-" doktor sözünü bitirmeden muayene olup gelen Aksel ellerini kulaklarına kapatıp dizlerinin üzerine çöktü. Hastayı kaybettik sözünü duymak istemiyordu.

Ölüm, bu Aksel'in nefesini kesecek derecede acı vericiydi. Ölüm elbet bir gün olacaktı, ama bu kadar erken olması acı vericiydi. Sevdiği kızın bedenini toprağa teslim etmek istemiyordu. Özel günlerde sevdiği kızın kapısını çalmak yerine mezarlığın kapısında beklemek istemiyordu. Sevdiği kızın güzel kokusu yerine çiçeklerle bezeli mezardan gelen toprak kokusunu içine çekmek istemiyordu.

Ahsen doktorun ağzından çıkan kelimeler ile geriye sendeledi. Kuzey ablasının koluna girip doktorun cümlesini tamamlamasını bekledi. "Evet maalesef hasta." Dedi, İlyas doktoru konuşmaya teşvik etmek adına. "Hastamız bir çeşit bitkisel hayatta. Aslında buna bitkisel hayat demek doğru bir tabir olmaz. Bu bir çeşit dinlenme şekli, evet en doğru deyiş bu olur. Hasta kendine bir dinlenme fırsatı buldu ve bunu kullanmak istiyor. Bu fiziksel bir durum değil. Hasta fiziksel olarak uyanmaya müsait durumda ama psikolojik olarak buna hazır hissetmiyor olmalı ki uyanmadı." Dedi, doktor.

"Peki ne kadar uyuyacak? Kızım ne zaman uyanacak doktor bey?" Dedi, Ahsen ağlayarak. İlyas eşininin ona olan soğuk tavrından ötürü yanına gidip teselli veremiyordu. "Bu tamamen hastaya bağlı. Hasta isterse 1 saat sonra uyanır. Belki 1 yıl sonra uyanır, bu tamamen kendisine bağlı. Tekrardan geçmiş olsun, benim ilgilenmem gereken başka hastalarım da var size iyi günler." Dedi, doktor. İyi bir gün olmayacağını biliyordu ama laf olsun diye söylemişti. Doktor gitmeden önce Aksel'in yanında durmuş "Hasta ölmedi." Diyip yanından uzaklaşmıştı.

Aksel duyduğu sözlerden sonra göz pınarlarında biriken gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Bu kez mutluluktan ağlıyordu. Elini yere koyup ayaklandı, sarsak adımlarla Ahsen ve İlyas'a doğru ilerledi. "Ne dedi doktor?" Diye sordu. Ahsen Aksel'in ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerini görünce daha fazla ağlamaya başladı. "Ahenk uyanmıyor Aksel. Doktor belki 1 yıl uyanmaz dedi. Psikolojik olarak kendini uyanmaya hazır hissetmiyormuş." Dedi,Ahsen titreyen sesiyle. Aksel'in az önceki mutluluğu toz olup uçmuştu.

"Nasıl? Nasıl 1 yıl uyanmayacak?" Dedi, Aksel dehşet içerisinde. Ahenk'in masmavi gözlerini görmeyecekti, kendisiyle bıcır bıcır konuşmasını duymayacaktı. "Net bir zaman veremeyiz. Belki 1 yıldan daha uzun süre uyanmaz, belki 1 yıldan çok daha erken uyanır buna kendisi karar verecekmiş." Diye durumu açıkladı İlyas. Canı yanıyordu İlyas'ın, çok canı yanıyordu. Birazdan Meriç hastaneye gelirdi ve henüz Ahsen'e durumu açıklamamıştı.

Güneşsiz GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin