Duygular

196 11 0
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırdım ve açtım. Sabah olmuştu. Sıkıntılı bir nefes aldım ve yanıma döndüm. Mirza'nın beni izlediğini görünce irkildim ve baş parmağımı damağıma vurup "Ödümü kopardın " dedim. Bu halime gülümsedi.
Ve yine o iki çukur göründü. Elimi yanağına doğru götürdüm ve parmaklarımı gamze çukuruna koydum.
"Çok güzeller " dedim mest olmuş bir şekilde. Bu sözümle daha da derin gülümsedi. Ellerimi yanaklarından çektim ve "Sen ne zaman uyandın? " Diye sordum. "Sabah 6 da " dedi.
"Neden yataktan çıkmadın " dedim.
"Seni izlemek o an daha cazip geldi " dedi. Arkadaşlar ben eridim bittim.
Alaylı güldüm ve "Kabul et bana aşıksın" dedim. Yine gamzelerini gösterircesine güldü ve "Sana hastayım " dedi.
Her romantik anın içine sıçan ben
"Git doktora görün " dedim.
"Burda hastalığın kaynağı duruyorken mi" dedi. Bu konuşmada Hiçte saka yapıyor gibi görünmüyordu.
Şaşkınlıkla "Sen ciddisin" dedim. Teyit etmek ister gibi. Bir  anda oda ciddileşti .
Bunu yüz ifadesinden anlayabiliyordum.
"Ben duygularını pek gizleyen bir insan deilim. Sana karşı da içimde bir  hoşlantı olduğunu inkar edemeyeceğim. Bu aşk deil ama küçük bir hoşlantı " dedi.
Tamam bu kadarını bende beklemiyordum. Hadi ama geldim geleli adam akıllı bir diyalog bile kurmamıştık.
"Bunu ne zaman fark ettin? " Diye sordum. Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı ve bir elini yanağıma koyarak okşamaya başladı. "Bugün sabah uyandığımda seninle aynı yatakta uyumanın ne kadar huzurlu hissettirdiĝini anladığım an " dedi.
Tamam bi ufaktan bende ona çekilmiyor deildim ama önce birbirimizi tanımalıydık. "Duygularından net bir şekilde emin olduğun an benimle paylaş ama şimdilik sadece birbirimizi tanısak iyi " dedim. Başını anlayışla salladı.
"Bende aynen öyle düşünüyorum " dedi.
"Hayatında birisi var mı? "Diye sordu.
"Hayatımda birisi olsa seninle bu yatağa girmezdim " dedim. Memnunca gülümsedi. "Nerelisin? " Dedim.
"İstanbul " dedi. Kafamda bur şarkı çalmaya başladı. "Bir İstanbul beyefendisi gibi bir İstanbul beyefendisi" "Kahvaltıya inelim " dedim.
Başını olumluca salladı ve yataktan çıktı. Sonrada benim rahatça üzerimi değiştirmem için odadan.
O çıkınca önce lavaboda işlerimi hallettim. Sonrada dünkü kıyafetlerimi giyerek aşağıya indim. Mutfaktan gelen sesleri duyunca bizimkilerin orda olduğunu anladım. Mutfağa doğru adımladım ve içeri girdim. Masayı güzelce hazırlamışlardı. Herkese
"Günaydın " dedim ve Mirza'nın yanına oturdum. Onlarda "Günaydın " diyerek karşılık verdi. Bora "Komutanım siz dün nerede yattınız " dedi. Masadan birkaç kıkırtı yükseldi. "Mirza'nın odasında " dedim. Bu sırada da tabağıma poğaça koyuyordum. Bora kendini gülmemek için tutar bir şekilde "Peki Mirza Komutanım nerede yattı " dedi.
"Yanımda " dedim. Ben böyle diyince Tim kahkahalara boğuldu. Hatta Bora yine gülerken sandalyeden düştü.
"Gülmeyi kesin " dedim. Benim bu sözümle Tim gülmeyi kesti. Bora ya doğru dönüp "Komik olan ne ? " Dedim.
"Belki şuan gülüyorsunuz ama eğer bu durum dağda başımıza gelse gülebilecekmiydiniz. Hepimiz yan yana yatmak zorunda kalsak sizce orada goygoy şamataya vaktimiz olacakmıydı" dedim. Hepsi susmuştu ve başlarını önüne eğmişti. Telefonumun zil sesini duydum . Arayana baktığımda ablam olduğunu fark ettim. Açtım ve "Söyle gülüm " dedim. "Cenazeye gelecekmisin" dedi. "Hayır " dedim ve telefonu kapattım. Ayağa kalktım "Ben gidiyorum" dedim ve mutfaktan çıktım. Kapıyı açıp dışarıya çıktığımda arkamdan birinin geldiğini hissettim.
"Nereye " Bu ses Mirza'ya aitti.
"Bilmiyorum " dedim. "Benim üzgün olduğumda gittiğim bir yer var istersen seni oraya götürebilirim " dedi.
"İyide ben üzgün deilim ki " dedim.
"Tamam o zaman seni benim için özel olan bir yere götüreceğim " dedi.
Başımı salladım ve arabaya doğru yürümeye başladık.....

                                    🌪

Uçuruma geldik. Bu adam beni öldürecek. Onun için özel olan yer uçurum mu? Arabadan indim ve arabanın kaputuna kalçasını dayadı.
Bende arabadan indim ve yanına gittim.
"Beni neden buraya getirdin " dedim.
Yanımda bir çakmak sesi duydum.
Kafamı ona doğru çevirdiğimde sigarasını yaktığını gördüm.
Sigaradan derin bir nefes alınca gamzeleri görünmüştü. "Kafanı dinle diye " dedi. Ve sigaranın dudaklarının arasından gitmesine izin verdi.
Tam tekrar içecekti ki kolunu tuttum.
"Sigara içme " dedim. "Neden " dedi.
Tam sigarayı elinden almak için uzanmıştım ki refleksleri iyi olduğundan hızlıca elini geri çekti.
"Çünkü ben sigaradan hoşlanmıyorum.
Hem sana da Sigara içmek yakışmıyor " dedim. Katiyen yalan bir adama Sigara içmek bile bu kadar mı yakışır.
"Peki bana ne içmek yakışır " dedi.
"Hiçbirşey " dedim. "Bana karışamazsın" dedi. "O zaman yanımda içme " dedim.
"İçerim " dedi. Kaputtan kalktı ve önüme geldi. Yüzüme doğru Yaklaştı ve sigarasindan derin bir nefes aldı.
Sonrada gözlerimin en derinine bakarak dumanı yüzüme üfledi. Ne! Ne yaptı.
Bir yerde eğer birisi sizin yüzünüze Sigara dumanı üflerse bu sizinle birlikte olmak istediğinin bir işaretidir diye birşey okumuştum. Dahada Yaklaştı.
Hatta o kadar Yaklaştı ki burunlarımız birbirine değiyordu. "Hadi beni durdursana " dedi. Sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. Bir anda parmak uçlarımda yükseldim ve ensesinden tuttuğum gibi dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Bu beklenmedik hareket karşısında şaşırsa da elinde ki sigarayı yere atmış. Ve bana karşılık vermek gibi bir hataya düşmüştü. Ama ben duru durağı olmayan bir insandım. Birbirimizi ne kadar zehirlesekde bu şey  bu huzur verici birşeydi. Yani bence öyleydi.
Umarım pişman olmayız. Gerçi ben yakışıklı birisiyle öpüştüğüm içi sıkıntı yok. Eh oda güzel kızı buldu tabi....

Evet bir bölümün daha sonuna geldik
Buda benim hakkımda bir bilgi daha demek
Benim sahte şeylere alerjim var mesela sahte takılara ve ya eşyalara ama an önemlisi (insanlara)

Eğer beğendiyseniz yıldız vermeyi unutmayın..

🖤🖤

Öfke TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin