Arkadaşlar beğenilirse devam edeceğim lütfen görüşlerinizi bildirin pls :)
Masanın üzerinde duran dava dosyasına bir kez daha baktı. İçinde garip bir his vardı anlamlandıramadığı. Basit bir kayıp vakasıydı halbuki. Üstelik bir haftadır kayıp olduğu yazan Gözde hanım 31 yaşındaydı. Yani kaybolmamış kimseye haber vermeden kafasını dinlemek için tatile gitmiş bile olabilirdi. Hatta şuan bunun daha doğru olduğunu düşündü.
4 yıl önce baktığı bir davayı hatırladı. Daha o zaman meslekten istifa etmemiş emniyetin en parlak bayan komiseriydi. Emniyete gelen bir kadın annesinin kaybolduğunu bildirmişti. Yaşlı kadın Alzheimer hastası olduğu için bütün emniyet seferber olmuş ama 48 saatlik bir arama hiçbir sonuç vermemişti. Yaşlı ve güçsüz olduğu için herkes yaşama ihtimalini pek düşünmüyordu. Arama devam ederken bir anons duyulmuştu kadının bulunduğunu haber veren. Nasıl sevinmişlerdi yaşadığını öğrenince. Komiser arkadaşı Hakan ile beraber hemen emniyetten çıkıp kadını bulunduğu yerden alıp kızına götürmek için yola koyulmuşlardı. Kadının bulunduğu yere vardıkların da ikisi de büyük bir şok geçirmişlerdi. Yaşlı kadın gelinlik giymiş bir şekilde eşiyle gençken yaşadıkları evde oturmuş kocasının gelmesini bekliyordu. O kadar tatlı bir kadındı ki Aslı ona sarılmamak için zor tutmuştu kendini. O anı her düşündüğünde yüzünde buruk bir gülümseme ortaya çıkardı. Düşüncelerinden ayrılıp önündeki dava dosyasına odaklanmaya çalıştı ve dosyayı incelemeye başladı.
2 saat sonra
Aslı odasından hızlıca çıkıp Songül'ün yanına geldi ve "Songül ben çıkıyorum ha bu arada bu dava için başvuran mine hanımın ev veya iş adresi var mı?" dedi. Songül hemen masasının üstündeki kağıtları karıştırıp " Ev adresi var Aslı hanım" dedi. Aslı kağıdı alıp hızlıca bürodan çıktı. Neden bunu yaptığını bilmiyordu ve bu his huzursuz ediyordu onu.25 dk sonra Mine'nin evine varmıştı. Kapıyı 3. Vuruşunda kapı açılmıştı. Karşısında genç bir bayan vardı." İyi günler ben mine hanımla görüşecektim." Dedi. Karşısında duran genç bayan tatlı bir gülümseme ile " buyurun benim." Dedi. Aslı memnun olmuş bir ifadeyle "Ben bugün başvurmuş olduğunuz dedektiflik bürosundan geliyorum. Adım Aslı." Dedi.
Mine içeri davet ederek "Songül hanım "Dava aslı hanımın ilgisini çekerse sizi arar" demişti. Siz geldiğinize göre bir şey var." Dedi. Aslı modern ve geleneksel bir tarzın hakim olduğu ve bu iki zıtlığın birbirine iyi uydurulduğu salona geçti. Evi incelemekten mine'yi duymamıştı bile.
Sonra ona soran gözlerle bakan mine'yi fark edince" Ahh pardon! Eviniz çok güzelmiş." dedi. Mine ona teşekkür edip bir şey içip içmediğini sordu. Aslında aslı bir kahve isteyecekti ama bu fikrini erteledi. Buraya geliş amacına odaklandı.
" Arkadaşınız Gözde hanımın kaybolduğunu size düşündüren ne? " dedi bir anda Aslı. Mine arkadaşı gözde'nin adını duyunca dolan gözlerini silerek " En son görüştüğümüz de biraz farklıydı. Sanki korkuyordu. Birinden yada birilerinden bilemiyorum. Normal de her Pazar beraber kahvaltı yaparız ama geçen Pazar ona gittiğimde çok garip davranıyordu. Dediğim gibi korkuyordu. Ona ne olduğunu sorduğumda tersledi ve gitmemi zamanı gelince açıklayacağını söyledi. Bir hafta boyunca mesajlarıma cevap vermedi ve aramaları açmadı bu Pazar da kahvaltıya gelmedi. Evine gittiğimde kapıyı açan da olmadı üstelik kapıcı Gözde'yi en son 5 gün önce ağlayarak evden çıkarken gördüğünü söyledi."dedi.Birkaç dakikalık bir sessizliği bozan Aslı oldu ve " peki Gözde hanımın evine girdiniz mi?" diye sordu. Mine oturduğu yerde biraz kıpadanarak başıyla doğruladı. " kapıcı öyle deyince içime bir kurt düştü ve hemen çilingir çağırdım. Adam kapıyı açtığında eve baktım ama her zaman ki gibiydi. Gözde çok düzenli birisidir evi asla dağınık olmaz. Bütün gün evine gelmesini bekledim ama gelmedi. Sonra 2 gün önce ondan bir zarf aldım." Dedi mine üzgün ve şaşkın denecek bir ses tonuyla. Aslı zarf aldığını öğrenince merakına engel olamayarak " Zarfı görebilir miyim?" dedi. Mine "tamam" diyerek salondan ayrıldı.
Aslı bu dava da garip bir şey olduğunu düşünüyordu ama yine de Gözde'nin kafasını dinlemek için de gidebileceği ihtimali vardı. Birkaç dakika sonra mine elinde bi zarfla geldi. Aslı zarfı alıp incelemeye başladı. Üstünde mine'nin ismi dışında hiçbir şey yazmıyordu. Zarfın içinden kağıdı çıkarttı. El yazısıyla yazılmıştı bu da Gözde nin yazdığını doğruluyordu.
Canım arkadaşım
Eğer bu zarf eline geçtiyse hayatım tehlike de veya ölmüş olabilirim. Şaka yaptığımı düşünebilirsin ama şaka değil. Yapmamam gereken şeyler yaptım ve çok pişmanım. Yaptıklarımın cezasını çekmeliyim ama eğer başarısız olursam ve dediğim gibi bu zarf eline geçti ise yolunda olmayan bir şeyler var demektir. Ama ölsem bile bu işin peşini bırakmayacağım. Onca insanın hayatını mahveden o adam bunun bedelini ödeyecek. anı kutumun yerini hatırlıyorsun değil mi? Senin için bir şey bıraktım kutuya. Onu al ve yarım bıraktığım bu işi tamamla. Yalnız sana güvenebilirim. Lazım olan her şey evimde. Mektubun başkalarının eline geçme ihtimali yüzünden ancak bu kadar yazabilirim. Kusura bakma canım arkadaşım. Seni çok seviyorum.Arkadaşın Gözde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ
Mystery / ThrillerAkıl hastanesi çalışanlarından Gözde'nin kaybolmasıyla başlayan bir DAVA. Araştırdıkça battığını hisseden bir DEDEKTİF. Hemşire lakabı ile bilinen bir KATİL. Bu dünyaya hepimiz deli geliriz, bazılarımız öyle kalır.