Size Bir Şey Olmayacak

37 6 1
                                    

"Açıkçası, başıma bela açmadığınızı söyleyemeyeceğim. Ama biliyorsun,bela benim adım. Merak etme. Size bir şey olmaz."

Aynısını rahatlık içinde kendi adıma söyleyebilir mıydım acaba? Bu mümkün değildi. Şimdi bile diken üzerindeydim ve bu yokluğun üzerini kapatacak bir şey düşünmem gerekiyordu. Zaten Mikey ile uğraşmak ekstra yorarken, patronun gözünü boyayacak bir şey gerekliydi. Kollarını omzuma dolayan çocuğa karşı, önümde hala birbirini sarmalayan ikiliye gülümseyerek ben de bana sarılan çocuğun sırtına elimi yaslayıp hafiften okşayarak gözlerimi onunki gibi kapattım.

"Keşke her şey şu anda hissettiğimiz gibi kalsa. Ne başka bir yere gitsek, ne başka bir şey yapmak zorunda kalsak.. sadece bu anda kalsak ve her şey, çok güzel olsa. Ama hiçbir şey, güzel olmayacak."

Başını omzumdan kaldırınca ben de ister istemez onun yeşil irislerine gözlerimi dikmiş, ardından yanağından hafif bir dalga geçerek makas almıştım.

"Belli ki, bu Ken-chin diye ağlayıp duran minik veletle bir maziniz var. Açıkçası, ona kıyamadım. Birisinin daha yakınlarını kaybetmesini izlemek istemiyorum. Sende yaşadın bunu, değil mi?"

ikimiz de hala arabamın kaputuna doğru kalcamiz yasli bir şekilde yan yana önümüzdeki tabloyu izlerken hafif rüzgar esmeye baslamisti. Bu tepeyi seçmek aslında akıllıca bir fikirdi çünkü Bonten çete olacakta, adam sayısı olarakta pek yadsinacak bir çete değildi. Daha çok, mafya grubu desek daha doğru olabilirdi. Bu yüzden, her daim temkinli olacaktım. Kollarımı göğsümde birleştirip yarı baygın bedeni arabaya taşıyan örgülü adamın telaşlı haline karşı bakışlarımı yanımdaki sarisindan ona doğru çevirdim.

"Onun durumu çok kötü görünüyor."

Pekala bu çok normal.

"Basit bir Esrar vakası değil mi?"

Basit bir Esrar vakası olsaydı, böyle olur muydu?

üçümüz arasından da esen rüzgar, Draken denen adamın siniri eklenince sanki daha da sert esmeye başlamış gibiydi. Gerildigim için saçımı kasiyarak bakışlarımı kaçırdım.

"Genel olarak uyusturucularla sen ilgilenmiyor musun? Nasil etkisi olacak onda?"

Konuşması zorlaşır. Nefesiyle beraber. Çok yemek yemez, gerekirse şırınga ile beslenmesi gerekir. Çeşitli yerleri kanayabilir. Muhtemelen yaraları çok geç iyileşmeyi bırak, iyileşmez. Çünkü Mikey uzun zamandır liderin yanında. Ah birde, ona bir Aids testi yaptirirsan iyi olur.

"Sen..Ah,DELIRMEK UZEREYIM. BUNU ONA NASIL YAPABILIRSINIZ?"

Ah, Draken-san. Biz gibi insanlara yılda bu tür testler kaç kez yapılıyor biliyor musun? Çöplükler annesi babası belli olmayan çürük bebek cesetleri ile dolu. İnsanlar artık uyusmak istediği için sadece kabuktan ibaretler. Ve içimdeki hisleri ikinize de tekrar edeyim, _Kimse böyle bir hayatı ne kendisi seçer, ne de yaşamak ister._

"Onun..onun hiçbir suçu yoktu. Sana, ne kadar teşekkür etsem az. Ben, ne yapmalıyım? Yani, dediklerini yapacagim ama bu bağımlılıktan kurtulamaz mi?"

Sorduğu soruya ne cevap vereceğimi bilememistim. Kurtulabilir mi? Bunun için elbet çeşitli terapiler, çeşitli ilaçlar, hastaneler vardı ama.. Mikey'n kullandığı ürün, dünyada çeşitli ürünlerden bir tanesiydi. Birçok bitkinin yani sıra içindeki alkol ve Afyon oranı çok yüksek olduğu için onu içmeden şu anda bile zor durumda olmalıydı.

Onu bir kliniğe yatirmalisiniz. Ama sadece uyuşturucu yüzünden değil, direkt olarak psikolojisi için.

"Orada eğer antidepresan kullanırsa?"

Glowing in the Dark | Kokonui. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin