3.BÖLÜM

192 19 14
                                    

İyi okumalar🤍

Hayat bizi bazen öyle bir noktaya getirir ki biz bile ne olduğunu şaşırırız.

Kaderimin bana biçtiği bu hayatta ben ne zaman mutlu olacağımı düşünsem kaderim hep bir oyun oynayıp beni yerle bir ediyordu.

"A-ağam işlerim var g-gitmem gerek" diyerek ayağa kalkmaya yeltendim ama nafile belimi saran güçlü damarlı kollar sayesinde yerimden kımıldayamadım bile.

"Hadi ama rozerin yalan söylemeyi bırakmalısın güzelim" burnunu boynumdan aşağıya doğru yani göğüs ortama doğru sürttü.

En sonunda göğsümün ortasında dilini çıkarıp yalamaya başladı.
Başımı geriye atıp göz yaşlarımın akmasına izin verdim.

Yalamaya devam ederken elini kaldırıp elbisemin göğüs kısmını tek hamlede aşağıya indirdi.
İstemsizce dilimden "ah" diye bir inleme koptu.

Göğsümü kapatan tek sütyenim vardı. "Bunlar benim rozerin bunlar sen bedenin ruhun herşeyin benim rozerin herşeyin" gözlerime odaklanmış bu kelimeleri söyledi.

Bedenim elektriklenmiş gibi uyarı verdi ürperdim bu sözlerine.
Gözlerini tekrardan göğsüme indirdi beklemekten sıkılmış gibiydi.

Elini atıp sütyenimide indirdi aşağıya şuan göğsüm tam olarak karşısındaydı. Dilini yalayıp göğsümün ucunu ağzının içine aldı önce ısırdı sonra yalayıp emdi.

Bu döngü bir kaç kez devam etti
İçimde fırtınalar kopuyordu bu acıya katlanamıyordum.

Başını gömdüğü göğsümden kaldırdı ve elini göğsüme atıp sağ göğsümü sertçe sıktı.

"Ahh y-yapma acıyor" diye inledim bu sözlerim onu etkilememişti bile.
Sırıtıp dudaklarını dudağıma yaklaştırdı iğrenç nefesini yüzüme doğru üfledi hala sigara kokusu geliyordu.

"Bu göğüslerin benim rozerin" her defasında vücudumun onun bir malıymış gibi bahsetmesinden bıkmıştım artık.

Haklıydı bir yerde bedenim onun olmuştu hem sadece bedenim değil buna tüm ruhum ve benliğimde ekliydi.

Hala gözü yüzüme odaklı yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
"Seni çok seviyorum rozem hemde tahmin edemeyeceğin kadar çok" dedi buna inanmıyordum seven insan sevdiğine bu kadar acı çektirmezdi.

"İnanmıyorum sevseydin bana bu kadar acı çektirmezdin" diyerek anında karşılık verdim. Haklıydım sonuçta seven sevdiğine asla böyle yapmazdı.

"Peki ya sevdiğin seni buna mecbur bıraktıysa" diye bir soru yöneltti bu adam şakaydı gerçekten şaka olmalıydı. Hınçla üstümü düzeltip üstünden kalktım. Ellerimi saçlarımdan geçirip bağırdım.

"Ya sen ne biçim bir insansın ya ne biçim bir insansın daha bana fikrimi bile sormadın üstelik sen bana gelip seni seviyorum diyede demedin şimdi neyden bahsediyorsun bana sen ha neyden" diye istemsizce sesin yüksek çıkmıştı umarım kimse duymamıştır.

Söylediklerime karşı çok rahat bir şekilde oturduğu koltukta arlasına yaslandı. Ve gözlerimin en elderinliklerine baktı.

"Sen hiç söylediklerine inanıyormusun roze" az önceki rahat ifadesi anında bozulup yerini öfke esir aldı. Ayağa kalkıp yanıma kadar geldi.

"Ben sana seni sevdiğimi söyleseydim sen kabul edecekmiydin ha dur ben söylim etmicektin üstelik köşe bucak kaçacaktın benden bunu göze alamazdım roze" dedi sesi öfkeli çıkıyordu gözü dönmüş gibiydi.

ÊŞ U EVÎNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin