Daisy'nin Ağzından;
Gün boyu küçük mucizelerimin peşinde koşuşturduktan sonra kendimi eve atmış, yumuşacık kanepemde pizzamı yiyerek dizi izliyordum. Günün en sevdiğim zamanlarından birisi buydu. Yalnız kalıp kafamı dinleyebiliyor, günümü gözden geçirdikten sonra nihayet kendime vakit ayırıyordum. Yaşamak istediğim hayatta kendime pek yer olmamasına rağmen bazen kendimi dinlemeye ihtiyacım olabiliyordu. Neyse ki bir oda bir salon olan, yalnız yaşadığım evim böyle günler için fazla müsaitti. Yemek yeme ve dizi izleme işini aynı anda yapmaya çalışıp pijamalarıma ketçap bulaştırırken, mutfak masasındaki telefonum çalmaya başladı. Üzerimdekileri acele ile bir kenara attım ve arayan numaraya bakmadan telefonu açtım.
"Alo?" dedim nefes nefese kaldığımı belli etmemeye çalışarak.
"Merhaba Ms. Wolf. Ben Darcy'nin babası, sabah randevuya gelmiştik hatırlarsanız." Karşımdaki sesten kim olduğunu çıkaramamış olsam da kendini tanıtış şeklinden kim olduğunu anlamıştım.
"Merhaba Mr. Styles'tı değil mi? Ne için aramıştınız?" diye sordum. Adının Harry olduğunu hatırladığım adam kafasındakileri toparlamak ister gibi bir düre durakladı ve ardından konuştu.
"Sabah klinikten ayrılırken yanımda Darcy olduğundan görüşmeyi soramadım. Darcy de konuşmadığından, ondan dinleme şansım da yoktu. Nasıl geçti, yeniden konuşmaya başlayacak değil mi?" endişeli gelen sesine karşın gülümsemeden edemedim.
"Yeniden konuşmaya başlayacak elbette, fakat bunu ne kadar süre içerisinde yapar bilmiyorum. Yeniden konuşmasından önce yapmamız gereken şey duygularını yeniden açığa çıkarmak. Bugün görüşme sırasında Darcy ile bebeklerin saçını yaptık, bunu yapmam size profesyonellik dışı gelebilir. Fakat ben onunla arkadaş olmadan duyguları hakkında konuşmaya başlayamam, başlayabilirim fakat sağlıklı bir sonuç alamam. Konuşup konuşmayacağı ve bunu ne kadar süre içinde başaracağından çok hislerini ne zaman paylaşmaya başlayacağı konusunda endişelenmelisiniz Mr. Styles. Sessiz kaldığı halde onunla iletişim kurabilirsiniz fakat ne hissettiğini belli etmek istemezse bu zor olacaktır. Ona yeniden eski canlılığını kazandırırken size düşen pay çok büyük. Bu süreçte babası olarak onun yanında olmalısınız ve annesi ile ilgili birkaç küçük konuşma yapmayı deneyebilirsiniz."
"Annesi ile ilgili konuşmanın onu daha kötü hale getirmeyeceğine emin misiniz?"
"Bir süre getirebilir ama acısını kabullenmediği sürece hayatına devam edemez. İnsanların çoğu en iyi çözümü acıdan kaçmakta bulur ancak kaçmak korkakların işidir. John Green'in dediği ne kadar doğru 'Acı hissedilmeyi talep eder.' Hissedilmediği sürece en büyük mutluluğunuz bile onun gölgesinde kalacaktır. Hissedilmeyen acı rahatsızlık verir, hissetmeye başladığınız ilk zamanlarda yaşama isteğinizi alacak kadar büyük olsa bile bir süre sonra bütün acılar diner.
Darcy'i bir korkak gibi yetiştirmeyin. İleride büyüdüğü zaman onu annesini kullanarak kırmak isteyenler olacaktır. Eğer o bu acıyı sindirebilirse hepsinin sonucu onu kırmayı deneyen kişi için hüsran olur. Kızınızı dünyadan ve onun içindeki kötülüklerden koruyarak büyütmeyin. Kötülükleri tanıyarak bulsun bütün güzellikleri. Bana çocuklarını getiren bütün ebeveynlere dediğim gibi Mr. Styles, siz korumalık yapmak için çocuk yetiştirmiyorsunuz, çocuğunuza on sekiz yaşından önce dünyayı öğretin ki öğrendiğinde hayal kırıklığına uğramasın. Dünyanın kötülüklerini bilerek büyürse, güzelliklerini daha rahat görür."
"Dünyanın kötü bir yer olduğunu kabul ediyorum Ms. Wolf, fakat o daha dört yaşında bir kız çocuğu. Ona kötülükleri daha bu yaşında gösteremem."
"Bütün kötülükleri bu yaşında göstererek büyütün demiyorum. Bahsettiğim konu; bırakın Darcy gerçekleri bilerek büyüsün. Annesinin melek olup gittiğini fakat onu izlediği söylemeniz onda bir haksızlık duygusu doğurur. Annesi onu görebiliyor fakat o annesini göremiyor, ne büyük haksızlık değil mi? Ona annesinin öldüğünü anlatın, ölümü anlatın. Beklemesini engelleyin. Ona yaratıcıyı anlatın annesinin gidip onu beklediğini fakat zamanından önce gitmemizin yasak olduğunu anlatın. Ona yalan söylemeyin, annesinin onu görmediğini, ancak Darcy konuşmak isterse onu duyabileceğini söyleyin. Çocuğunuzu kandırmayın Mr. Styles. Bırakın çocuğunuz ölümü bilsin, bırakın annesini neyin aldığını bilsin. Geri gelmeyeceğinden emin olsun ki umutları bitsin. En önemlisi ise, çocuğunuza bütün kötülüklerin güzel nedenlerden başımıza geldiğini anlatın. Kötü olayların onu yıkmaması için, annesi ile ilgili umutlarını alırken ona daha çok umut verin. Herkes kendi mucizesini kendi oluşturur. Bırakın kızınız mucizelere inanarak büyüsün, öyle büyüsün ki hayatı mucizeler ile dolsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pedagog
Fanfikce"Sağ elimden tutan küçük kıza ve sol elimden tutan yakışıklı adama baktım. İlk defa bir aileye ait gibi hissediyordum, ilk defa kendimi bir yere ait hissediyordum. Sahilin kenarında el ele yürürken, kalbim huzurdan ve mutluluktan yırtılacak gibi his...