Babasının ölümünün ardından tüm hayatı değişmiş olan Hazan Yıldırım artık güçsüz bir çocuk değildi.Hayatın onu sürüklediği tesiste eğitim almış,başarılı ajan olmuştu.Çok zorluklar yaşayan küçük Hazan,hayatın ona neden böyle davrandığını anlamak için...
Hazan son zamanlar hem kendine verdiği görev,hem de işi gereği aldığı görevler yüzünden üzerinde yorgunluk hissediyordu.Gece 4 saatlik alabildiği uykusundan sonra sabah yine 7de uyanmış,rahatlatıcı bir duş almıştı.Sabah sporunu her zamanki gibi yaptıktan sonra ise yine bir görev almak için şirkete gitmek için hazırlanıyordu.Yine sade,günlük bir kombin yapmış,turuncu renk bir gömlek,altına ise siyah bir şort giymişti.Gömleğin ilk düğmesini açık bırakmış ve takılarını taktıktan sonra ise makyajı ve saçına geçmişti.Saçını ise bu sefer farklı bir şekilde kullanmış,sıkı topuz yapmıştı.Makyajı ise günlük bir makyajdı.Kirpiklerini kıvırmış,maskarasını sürmüş,kapatıcıyla gözaltlarını kapatmış ve bir glossla makyajını bitirmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şirketten içeri girdiğinde Cenk Bey, masasının arkasında ciddi bir ifadeyle oturuyordu. Ona oturması için işaret etti. Hazan, derin bir nefes alarak oturdu ve Cenk Bey konuşmaya başladı.
"Hazan, sana yeni bir görev vereceğim. Çok zorlayıcı olmasa da hassas bir görev ve dikkatli olmanı istiyorum," dedi Cenk Bey, gözlerini Hazan'ın gözlerine dikerek.
"Anladım, Cenk Bey. Ne yapmam gerekiyor?" diye sordu Hazan, kendini zihnen hazırlayarak.
"Bu akşam bir restoranda önemli bir iş görüşmesi yapacaksın. Görüşeceğin kişi çok temkinli ve etrafındaki herkesin kim olduğunu bilmek istiyor," ara verdikten sonra devam etti "Ve yine yanında birini sevgilin olarak götürmen gerek hatta sonraki görevlerde de ona ihtiyacımız ola bilir.Gizlilik ve güven sebebiyle de bunun şirketten biri olması daha güvenli olur."
"Ama diğer takımlardan biriyle gidemem ve bizim takımdakiler de zaten tanınır."
"Orası artık sana kalmış,üstesinden gelebileceğini düşünüyorum."
"Elimden geleni yapacağım" dedi Hazan güven veren bakışlarla.
Cenk Bey, memnun bir şekilde gülümsedi. "Harika.Ayrıtıları paylaşacağım. Bu akşam saat 8'de restoranda olacaksınız."
Konuşmanın ardından şirketteki takımın odasına geldiğinde diğerleri de burdaydı.Bora Cerenle konuşuyor.Gökhan bilgisayarda bilgi topluyor,Atlas ise telefonda biriyle mesajlaşıyordu.Hazanın gelişiyle hepsi kapıya taraf döndü.
"Görevler olmasa yüzünü göremeyeceğiz Hazan." dedi Bora memnuniyetsiz ifadeyle.
Eskiden az da olsa birlikte buluşur,konuşurdular.Şu an ise Hazan babasının göreviyle meşgul olduğu için onlara fazla vakit ayıramıyordu.
"Durumları biliyorsunuz işte,vakit bulamıyorum pek" diye cevaplarken,her kes ona bakıyordu.
"Kendini çok yoruyorsun.Bak kapatıcı bile kapatamamış gözaltındaki morluğu.Dinlenmen gerek,Hazan"
