Mahşer yeri gibiydi Berhayat tüm hastaneyi inletecek güçteydi patlayan bomba, orada olan insanların her birini bir yere savurmuştu. Toz dumanı olan hastanenin girişiyle üst katlar deprem eskisi gibi sallanmıştı. Göz gözü görmüyordu acı dolu çığlıklar, yakarışlar, inlemeler an be an yükselmeye başlarken yangında çıkmış hastanenin girişindeki koca avize ise düşmüştü; kim öldü kim yaralandı bilinmiyordu.
Orada olmayan 7 kişi vardı sadece Ferman Beliz Kıvılcım Muhsin Ferda Tanju ve Nil haricindeki tüm ekip çıkıştaydı. Acı çığlıklar yükselirken katlardaki koşuşturmalar artıyordu. Güvenlik ekipleri hızla ulaşılması gerekenlere haber verirken bilançonun çok ağır olduğuna şahitlerdi. Şimdi ne olacaktı.
*
Akın patlamayı oturduğu koltuktan izlerken yanındaki Berk'le sırıtıyorlardı. Adamları dışarıda olanları takip ederek onlara bilgi veriyorlardı. Göz dağını büyük bir şekilde vermişti Ali'ye. Yakınlarının canlarının yanmasından sonra ise Ali'yi neler bekliyordu ve Ali'yi artık kim durdurabilirdi ki...
*
1 saat sonra...
Polis geniş çaplı güvenlik önlemi almış zarar gören kısmı kapatmışlardı. Sağlık bakanlığı başta olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlardan görevliler de oradaydı. Kıvılcım ve Beliz onlara gerekli evrak ve bilgileri verirken doktorlar yaralıları kurtarmak için canla başla uğraşıyorlardı. Çıkış saatine denk gelen bu olayda hastalardan çok orada çalışanlar zarar görmüştü. Yaralılar en yakın hastanelere de sevk ediliyordu.
Tanju, Ferman, Ferda, Muhsin, Nil olay sonrası gelip gördüklerinde olanlara inanamamışlardı. Tüm gözler büyümüş her biri birine koşmuştu. Doruk kendini korumayı başarmışken en iyi durumda olan oydu. Sadece başını çarptığı için kanaması vardı. Diğerleri ise baygın ya da yarı baygınlardı.
Açelya ve Adil'in durumu ağır olunca hızla ameliyata alınmışlardı. Selvi'nin kalbi dursa da müdahaleler sonuç vermiş hayata dönmüştü. Alp'in iki bacağı da kırılırken Nazlı iyi durumdaydı. Ali onu koruduğu için çok kötü durumda değildi ama Ali Nazlısı için kendi hayatını riske atmıştı. Nazlıyla birlikte savrulmuş yere çakılırken Ali altta Nazlı üstünde olduğu için sol kolunda kırık olan Ali yüzündeki yaralarla böyle atlatmıştı bu durumu.
Güneş ise duymuyordu bombanın etkisi o kadar büyüktü ki kulaklarına zarar vermişti o hiç duymazken Gülin hafif yaralıydı.
Ali ve Nazlı bir odada, GülGün ve Alp bir odadaydı. Tanju ve Ferman ameliyattaydı. Açelya ve Adil'i ameliyat ediyorlardı.
*
Haberi duyan koşmuştu hastaneye Demir, Ezo ve Vuslat nasıl geldiklerini bilememişlerdi. Demir'in yardımıyla içeri girseler de kimseyi görememişlerdi. Ezo Doruk'u ve Ali'yi çok merak ediyordu. Stres ve üzüntüden karnına ağrılar girse de söylemiyordu sadece istediği sağ salim kocasını ve kuzenini görmekti.
Haberlere çıkan bu olay karşısında Vefalılar sürekli Vuslatı arayıp soruyorlardı. İstanbula gelmek isteseler de yapamazlardı, onların Mardinden ayrılmaması gerekiyordu. Demir'in ise düşündüğü tek kişi Açelyaydı...
*
Doktor, hemşire, hastanede çalışan görevlilerden ölenler vardı. Bu acı bilanço tablosunu açıkladı Kıvılcım Belizle üzgünce ilerlerken karşılarında Vuslat Ezo ve Demiri gördüler
Ezo: Bizimkiler neredeler nasıllar? -diye sorularını sıralarken
Kıvılcım: Senin ne işin var burada? -diye Demire çıkışırken Beliz söze girdi