11. Bölüm

868 74 11
                                    

#Gül

" Burdayım. " Bedenini siyah spor arabasına dayayıp ellerini siyah takım elbisesinin pantolonunun cebine koymuş beklerken konağın bahçe kapısından dışarı çıkan kızın etrafına bakmasıyla tebessüm edip seslendi ona Baran bey.

Seslenişini duyup da arkasını dönerek bakan kızın yüzüne yayılan gülüşü ile tebessümü büyürken de kollarını iki yana açtı.

Adamın daveti üzerine ona doğru adım atmaya başladı Dilan.

Heyecanı git gide atıyor ve içinde oluşan garip duygulara söz geçiremiyordu.

Hızlandı adımları. Koşmaya başladı ona doğru.

Ona yaklaştığındaysa da sımsıkı sarıldı sıcacık bedenine.

Özlemişti şu kısacık zaman diliminde.

" Yapma, bana böyle güzel bakma. Nefesim kesiliyor.  " Bir süre öylece kalıp birbirlerinden ayrıldıklarında ise gözlerine parıltıyla bakan kız sözleriyle mutlu olurken yanağına dokundu genç adam.

" Im şey, be. Benim. Benim eve dönmem lazım. Arkadaşım burada beni bekliyor da. O yüzden yani. Şey, neden çağırdın beni? " Adamın sözleri karşısında adeta eridi Dilan. Utançla kızarmış olan yüzünü gizlemek için başını eğerek sorusunu sordu ona.

" Şey, sana bir şey vermek ve kardeşin ile kardeşimin düğününden hemen sonra nişan ve dini nikah yapacağımızı söylemek için geldim. Bak, ben bu tür şeylerden anlamam. Bu yüzden kardeşim ile birlikte kuyumcuya gidip de aldım bunu. Umarım beğenirsin. " Konuşurken cebinden çıkardığı kadife kutuyu açıp içinden gül şekildeki gözler önüne çıkardı.

Sevdiği kadının sağ elini alıp yüzük parmağını okşadı incitmekten korkar gibi. Yüzüğü taktı ait olduğu yere. Başını eğip öptü usulca.

" Neden gül? " Gözünden akan yaşları silen kızın sorusuna güldü. Şu an küçük bir kız çocuğu vardı karşında sanki.

" Çünkü Aşk, bir dikense Vuslat da o dikenin gülüdür Dilan ve ben, Baran Aslanbey, dikenli bir yoldan yara, bere olan ayaklarımla kan kusa kusa geldim sana. İşte nedeni bu. O yüzden senden parmağına taktığım bu yüzüğe her baktığında sana nasıl geldiğimi ve nasıl kavuştuğumuzu hatırlamanı rica ediyorum. " Sözlerinin bitmesi ile dikenli yoldan yara bere içinde kavuştuğu sevdasının gül kokan tenini öptü usulca.

" Git. Gitmem gerek. Beni bekliyorlar. Ayıp olacak gitmezsem. " Yanağında hissettiği sıcaklık dudaklarla gözleri kendiliğinden kapanmış nefes nefese konuşan Dilan hiç istemese de ayrıldı ondan.

" Hiç istemezsem de yapmak zorundayım dediğini. Git bakalım, şimdilik tabi. " Bu sefer de alnından öptüğü sevdasını şimdilik bırakmak zorunda kaldı aşık adam.

Kendisinden uzaklaşan adamla bir an boşluğa düştüğünü hissetti Dilan.

Ama gitmek zorundaydı. Kardeşi ve arkadaşı onu bekliyordu.

Üstelik 3. günde olacak olan kardeşiyle küçük yengesinin düğününden önce 2 gün içinde olacak olan nişan ve kına'nın hazırlıkları için analığıyla birlikte alışverişe gitmesi gerekti.

Sonra da kendisi ile Baran beyin düğünü için ailesi ve müstakbel kocasının ailesi ile birlikte alışverişe gidecek ve nişan, kına, düğün için gereken ne varsa almaya çalışacaktı.

" Seni seviyorum güzelim. Seni çok seviyorum. Abinin nişanında görüşürüz. " Eli yanağına doğru giderken yanağını hızla öptükten sonra arkasını dönüp eve doğru koşmaya başlayan kızın arkasından kendine gelir gelmez bağırdı Baran bey ve arkasını kendisine dönüp eliyle dudaklarını kapatan sonra da öpücük yollayıp üfleyen kızla derin bir ah çekti.

Tekrardan önüne dönüp eve doğru koşmaya devam eden kızın arkasından bakmaya devam ederken de kendi kendine " Allah izin verirse eğer, sana kavuşmadan ölmek yok bana küçük kız. " Diyerek konuşmayı da ihmal etmedi tabi.

Özleyecekti onu. Biliyordu bunu. Ama kendisinin olana kadar beklemesi ve sabretmesi gerekiyordu.

Siyah spor arabasına binip yola evine doğru koyuldu.

Ta ki bir süre sonra önüne çıkan arabadan patlayan silahtan kurşunu omuzuna yiyene kadar.

Arkadaşlar, bölüm geç geldiği için kusura bakmayın nolur.

Fakat şarj sorunum çıktı ve uzun süre yazamadım...

Bölüm sınırı: 70 beğeni...

BARAN BEY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin