Bölüm 5: Bastırılmış Duygular

26 3 5
                                    


Bastırılmış duygular, her daim geçmişi hatırlatırlar.❞

Gündüz ışığıyla parlayan bedenim, gece karanlığıyla sönüyordu. Geceleri sevmezdim. Gece dışarı çıkmayı, gece eğlenmeyi sevmezdim. Her gece tek istediğim kilitli kapılar ardında olan evimde sakin bir şekilde oturmaktı. Lakin bu isteğim her zaman gerçekleşmiyordu.

Arkadaşlarım vardı. Beni sevenler vardı. Her ne kadar uyumsuz, sinirli ve uyuz bir insan olsam da, arkadaşlarım kırmızı çizgimdi. Bu nedenle arada konfor alanımdan çıkmam gerektiğine inanırdım.

Eskiden her gece dışarı çıkar eğlenirdik. Ne oldu Okyanus? Bir gece de unuttun mu? Bir gece de söndün mü? Gecenin karanlığına saklanırsan her şey hallolur mu sanıyorsun? Korkakların işidir saklanmak.

Hayır, saklanmak korkakların işi değil, umursamak istemeyenlerin işidir.

Âlâ sarı salık saçlarımı düzleştirirken, Meya ise makyaj masasına oturmuş makyajını yapıyordu. Meya, kahverengi uzun saçlarını dalgalı yapmış ve açık bırakmıştı. Üstüne dümdüz siyah kısa bir elbise, altına da siyah Converselerini giymişti. Boynunda da hiç çıkarmadığı yıldızlı kolyesi vardı.

"İşte bitti saçların, bebeğim." dedi Âlâ, ve saçlarıma kabarmaması için yağ sürdükten sonra ellerini saçlarımdan çekti. Oturduğum çift kişilik yatağın karşısında duran bir duvarı kaplayan boy aynasına döndüm.

Güzel olmuştum. Makyajımı ve saçlarımı Âlâ yapmıştı. Çünkü benim özenmeyeceğimi biliyordu. Gözlerime dumanlı bir makyaj yapmış, mavi gözlerimi ortaya çıkartmıştı. Dolgun olan renksiz dudaklarıma ise kırmızı bir ruj sürmüştü. Göz altlarımı da fondötenle kapatmıştı.

Âla'ya döndüm. Giyeceği kıyafeti seçiyordu. "Teşekkürler Âla." dedim. Âla ise karşılık olarak bana öpücük atmakla yetindi.

Makyajını bitiren Meya, yanıma gelip beni süzdü. Beni görünce ıslık çaldı ve "Oha! Olay olmuşsun bu güzellik nedir?" dediklerine karşılık kıkırdadım. Biz kızlar her daim birbirimize böyle abartı hareketlerde bulunmayı severdik. 

"Teşekkürler, Meya." dedim.

"Ne giyeceksin?" diye sordu bu seferde Meya.

Bilmiyorum der gibi omuz silktim. Çünkü cidden bilmiyordum. Pek fazla elbise giymezdim. Kendimi rahatsız hissediyordum elbise giyince sanki herkesin gözü bendeymiş de benimle alay ediyorlarmış gibi düşünüyordum. Hatta öyle bile olabilirdi. Bacaklarım fazla inceydi şahsen bir elbiseyi üstümde taşıyabilecek potansiyelde görmüyordum kendimi. Bu düşüncelerimde annemin de etkisi büyüktü. Küçükken doğum günümde pembe tüllü bir elbise giymek istediğimde izin vermemiş ve söylediğim şeyin aşırı saçma olduğunu öne sürmüştü. O günden beri çok nadir elbise giyerdim ve her giydiğimde de annemin o acımasız sözleri zihnimde yankılanırdı.

Beni düşüncelerimden ayıran ses Meya'ydı. Elinde gece mavisi kısa bir elbise vardı. Saten bir kumaşı olan elbisenin göğüs kısmı hafif açık ve dökümlüydü ve ince ip askıları vardı. Tek kelimeyle mükemmel olan elbiseye hayranlıkla bakmadan edememiştim. Meya yanıma yaklaşarak elbiseyi vücuduma tuttu.

 "Bence bu gece mavisi elbiseyi giymelisin."  dedi. Yüzümde ansızın beliren hafif gülümsemem solmuştu. Bu elbise fazla güzeldi ve ben bu elbiseyi asla taşıyamazdım.

"Meya,Bu elbise çok güzel..." kafasını salladı Meya. "Ama ben bu elbiseyi giyemem. Ala giysin bence ona daha çok yakışır."  

Dediklerime karşılık göz devirdi Meya. Ve elime elbiseyi bıraktığı gibi bir adım uzaklaştı benden. Vücudumu süzdü. "Taş gibi kızsın sana yakışmayacaksa kime yakışacak bu elbise he!? Çabuk git giy. Harika olacaksın." 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Okyanusa Vuran DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin