2|Siyah Ufka Bakan Gözler

3 1 0
                                    


Artık demir alma günü
gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi
Kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş
Gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta
Ne mendil ne de bir kol

(...)

Biçare gönüller! Ne giden
Son gemidir bu!
Hicanlı hayatın ne de son
Matemidir bu.

(...)

                    Yahya Kemal Beyatlı
                             (sessiz gemi)

      Oy ve yorumu unutmayın
             Sayın Ormanlar 💚

Laden, yatağında horulduyarak uyuyordu. Seren bu haline gülmeden edememişti. İçinden bir ses hep hüzün fısıldıyordu. Laden, yine ceza almıştı. Marsel, Laden'in ellerine buz torbası koyuyordu.

Her uyarıda bir ceza vardı. Laden, bu sefer on kez sopa yemişti. Elleri kıpkırmızı, su toplamıştı. Seren, bu haline çok üzülüyordu.

Ayağı kalkarak Müdire ile konuşmaya niyetlendi. Onu hzırlanırken gören Marsel
"nereye olgun kız" diye sordu.
Marsel, herkese lakap hatta lakapdan çok hitap şekli bulurdu. Olgun tutumundan dolay Seren'e hep böyle seslenirdi. Laden'e ise Asi kız derdi. Asiliği ve dik başlılığından çok çekeceğini düşünüyordu.

"kütüphaneye gitmem lazım. Biraz kitap alacaktım da" diye yanıtladı Seren. Asıl niyetini söyleyip etrafı telaşe etmesinin lüzumu yoktu.

"sen ve şu bitmek bilmeyen kitap sevgin. Ne var o kitaplar da. Bir de bazen kitap olduğunu unutup çok bağlanıyorsun" diyerek yakındı Marsel."

"birincisi onlar senin gördüğün gibi mürekkepten ibaret değil içerisi çok farklı bir dünya içeriyor." düşününce bile içi kıpır kıprı oluyordu, Seren'in. "Ayrıca ne zaman bir kitaba çok bağlandığımı gördün?"

"geçen gün sevdiğin karakter öldü diye ağlamadın mı? Şöyleydin; bir dakika dayansa yaşayacaktı, kurtulacaktı diye."

"ama öyleydi. Bir dakika dayansa kurtulacaktı. Daha fazla konuşma yine ağlarım"

"sonra da okuduğun perili kitabı hatırla. Yok bilmem kanadını sevdiğine vermiş falan" diye söylendi Marsel. Kitap okumakdan çok izlemeyi seviyordu. Laden de öyle. Fakat Seren, perili, fantastik, aksiyon dünyasını hiçbir şeye değişmezdi.

Seren, fikrinden sapmadan odadan çıktı. Müdireye yalvarsa da yakarsa da Laden'i farklı görse diye. Bu gidişle Laden, akılllanmaz, daha da dik kafalı olurdu. Başına bir iş gelmesinden korkuyordu, Seren. Kardeşi gibiydi ikisine de kıyılmıyordu.

Müdire'nin odasının önüne gelmişti. Kapıyı tıklatıp içeri girdi.
Seren, başarılı ve adaplı bir talebeydi. Müdire, Seren'i daha çok sevip gözetiyordu.

Seren içeri girdiğinde kimseyi görememiş olmanın verdiği gerginlikle odadan çıkıyordu ki ayağı masanın ayağına takılıp yere düştü.

Ağrıyan dizini ovalarken Müdire'nin dolabının altında gördüğü kağıtları fark etti. Ellemeyip odadan çıkabilir bu durumu unutabilirdi, fakat çok kitap okuyan kızın merakı da tavan oluyordu. Merakına yenik düşerek kağıtları aldı.

Bu bir dosyaydı. İçini açtığında gördüğü şeyle irkildi. Boğazında koca bir öküz oturmuştu yutkunmak bir yana nefes bile alamıyordu.

KARA ELMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin