Medya=Alya
Öncelikle merhaba. Şimdilik açıklama yazmadım. Çünkü bir diyalog yazmak istiyorum ve onun için de zaman gerekiyor. Kitabı yazdıkça aradığım diyaloğu bulacağımı biliyorum. Kurgu güzel, kitap başlıyor. İyi okumalar.
Kitaba başlayış tarihinizi buraya alalım.
Benim ki 04/06/2025.
BÖLÜM ŞARKISI-
DİLERIM Kİ/ DOLU KADAHİ TERS TUT🍓
Hayat zordu. Gerçekten hemde. Herkesin zorlandığı bir şey vardı. Herkesi sınayan bir acı...Kimisinin bacakları tutmuyordu mesela, bizim basit bir eylem olarak gördüğümüz yürümeyi onlar sadece hayal edebiliyordu. Bide görme engelli birini düşünün. Kendinin bile dışarıdan nasıl gözükdüğünü bilmiyor.
Kimisi evlat acısı, kimisi aşk acısı çekiyor. Sevdiği insansız hayatının boş olduğunu düşünüyor.
6 yaşında olmalıydım. Anasınıfına başladığım ilk gün, annem gitmesin diye ağlıyorum. Her gün evde zaman geçirip kendini farklı ortamda bulunca garipsiyor tabi insan. Tanımadığım öğretmen ve çocuklar...
Annem gitmesin istiyorum. Ağlamam şiddetle artarken annem derin bir 'of' çekiyor. Anasınıfının kapısının önünde, dizleri üstünde çöküp benim boyuma gelince bana uzun uzun bakıyor.
Ağlamaya devam ediyorum. Herkesin yabancılığı beni ürkütüyor. Annemin uzun bakışıyla ağlamamdan bir şey kaybetmiyorum. Bunu annemde fark ediyor.
Bana artık büyüdüğümü, okula gitmem gerektiğini, buradaki arkadaşlarımın da benim gibi iyi çocuklar olduğunu, başta zorlanacağımı ama sonra sevip, alışacağımı söylüyor.
İkna olmuyorum. Alışmayacağımı, kimseyi sevmeyeceğimi ve gitmemesini söylüyorum. Benim gitme diye ağlamamlarıma dayanamamış olacak ki benim için üzülmeye başlamıştı. Ama böyle olması gerektiğini bilmiyordum. Korkuyordum ve çekiniyordum.
Annem benim her zaman yanımda olamayacağını, bazen bazı sorunlarla kendim başa çıkmam gerektiğini ilk o zaman söylemişti ve anlamıştım da. Kabullenmiştim. O gün gitmesini kabullenmiştim ama karşımdaki mezarlara bakarken bu gidişlerini kabullenemiyordum.
Üç gün olmuştu. Tam üç gün on yedi saat yirmi yedi dakika. Annem beni bu sefer sonsuza dek bırakmıştı. Bu sefer babam da gitmişti. Mezar taşına bakarken uykusuzluktan ve yorgunluktan çöken vücudumu arkamdaki kavak ağacına yasladım. Gözlerimde yaş kalmamıştı fakat ben hala ağlamak istiyordum. Şişmiş ve kızarmış gözlerim, morarmış göz altlarım, çöken bedenimle dışarıdan bakan biri beni madde bağımlısı sanabilirdi. Umrumda da değildi.
Gözlerim yine mezar taşına değdi. Üç gündür dönüp dolaşıp buluyordu beyaz taşın üzerindeki siyah yazıları. Baktıkça canım yanıyordu. Kimsesizlik suratıma tokat gibi çarpıyordu. Anneme baktım ilk.
Rabia Sargın
10/10/1984
01/06/2024Babamın mezar taşına kaydı bu kez gözlerim. İçim acıya acıya bir kez daha okudum.
Hakan Sargın
13/08/1979
01/06/2024Altında da bir 'Ruhuna Fatiha' yazısı. Bu kadarlıktı işte. İnsanların gelip bir dua okuyacağı, iki metrelik birer mezar.