Hejan, odada beklerken odaya bir kadın gelmişti. Hejan ayağa kalkmış karşısında durmuştu ve ona
"Sensin demek ki o orospu" demişti. Hejan bir sey dememişti, diyememişti. Kadın sözlerine devam etmişti.
"Bana bak yarın sabah o çarşaf istediğim gibi gelmez ise, seni bu evde yaşatmam" demiş gitmişti. Kadın çok nefretle bakmıştı Hejan'a. Kadın çıktıktan bir-iki dakika sonra odaya Baran gelmişti, yatakta oturan karısını görmüş gülümsemişti. Yanına oturmuş minik ellerini avcuna almıştı.
"O Kadın, babamın ikinci karısı ne dedi sana Hejan" şefkatle sormuştu. Hejanın gözlerinden yaşlar dökülüyordu.
"Hiç.. hiç bir şey sadece.." demiş ve susumuştu. Ona karşı dediği kelimeyi demeyecekti elbet ama onu söyleyecekti. Tekrar konuşmaya başladı
"Sadece yarın sabah, çarşafı istedigim gibi gelecek dedi o kadar." Demiş sonlara doğru sesi kısılmıştı. Utanıyordu hemde çok utanıyordu Hejan. Baran konuşmaya başlamıştı hemen.
"Bak Hejan, ben senin rızan olmadigi sürece sana dokunmam, sen ne zaman istersen o zaman olur merak etme. Eğer bir daha o Kadın sana karşı kötü bir şey derse, davranırsa bana de eğer bana diyemezsen Hawara anlat o bana der sen merak etme. Şimdi ilk önce gidip güzel bir duş al sonra üzerini değiş uyu tamam mı güzelim" tek seferde demişti. Çünkü o kadar iğrenç bir insan değildi Baran karısı istemediği sürece onunla aynı yatakta bile yatmazdı. Hejan ise anlamıyordu neden bu kadar iyi davrandığını bir türlü.
"O Kadın çarşafı istedi, istersen eğer bu gece-" sözünü kesen şey Baranın konuşmaya başlamasaydı.
"O kadını boşver sen, ayrıca sana kimse istemediğin bir şey yaptıramaz. Şimdi o kadını ve dediklerini boşver güzelce duşunu al uyu" demişti Baran. En kısa sürede o kadınla konuşmalıydı Hejana böyle davranması bile çok kötüydü.
"Tamam" demiş kıyafetlerini almış ve duşa girmişti Hejan. Banyoya girdiği an hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Kadının ona o kelimeyi kullanması bile Hejanı çok kötü etkilemişti.
Baran odada bulunan terasa geçmiş hem sigarasını içmiş hemde düşünüyordu. O Kadın neden böyle yapıyor diye. Gerçi onun yeğeni ile evlenmesini istiyordu Rozerin Hanım, ama Baran kabul etmemiş babasına karşı gelmişti. Kendine o an söz verdi, sevdiği kadını kimse üzmeyecekti, üzerse eğer karşısında Baran Şerwan'nı bulacaktı..
Hejan duşunu almış, saçını taramış, örmüştü. Banyodan çıkıp odaya geçmiş, yatağa gitmişti, yorganı üzerine çekmiş ağlamaktan kızaran gözlerini kapatmıştı. Baran içeriye girdiğinde karısının kokusunu içine çekmişti hemen, bu Kadın çok güzel kokuyordu. Baranda duşa girmişti hemen, duşunu almış, üzerini giymiş, koltuğa uzanmıştı. Bir iki saat sonra Hejan gözlerini açmıştı, koltukta uyuyan kocasını görünce yataktan kalkmış yanına gitmişti.
"Ağam" sessizce seslenmişti, sonra devam etmişti sözlerine "uyan yatakta uyu." Tek seferde demişti bunları çünkü utaniyordu bu adamdan ne kadar kocası olsada utanıyordu. Baran uyanmış o uyku sersemliği ile yatağa geçmişti bile. Uykusuna orda devam etmişti. Hejan ise yatağın en uç noktasına geçip, sırtını dönmüş uyuya kalmıştı.
Sabah kapının çalınması ile uyanmıştı Hejan, yanındaki adama bakmıştı hâlâ uyuyordu. Tekrar kapı çalınca başına örtüsünü geçirip kapıyı açmıştı. Kapıdaki Rozerin Hanımdı ne için geldiği bariz belliydi hemen konuşmaya başlamıştı.
"Çarşafı ver" demişti katı, sert sesi ile, Hejan bir sey diyememişti gözleri dolmuştu. Tekrar konuşmaya başlamıştı Kadın. Bu sefer az öncekine göre daha yüksek sesle demişti bu iğrenç sözleri.
"Ne o yoksa kocana karılık yapamadın mı, kusurlu musun gelin" tek seferde demişti bu iğrenç sözleri, Hejan bir sey diyememisti yine. O hep susmuştu her şeyde her konuda susmuştu. Abisi yengesi ona susmayı öğretmişti.
Baran duydukları karşısında sinirlenmişti. Hemen yataktan kalkıp Hejan'ın yanına gitmişti. Rozerin Hanıma dönüp
"Çarşaf felan yok, Rozerin Hanım sabah sabah kapımıza bunun için mi geldin sen" demişti. Kimse karısına saygısızlık yapamazdı. Kapıyı kapatmıştı, yanında sessizce ağlayan karısına baktı. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı Hejan'ın.
"Şştt tamam ağlama geçti, Ben burdayım güzelim sakin ol hadi gel ben seni uyutayım istermisin" demiş, sarılmıştı karısına.
"Y- yok ben gideyim yardım edeyim kahvaltı hazırlamaya" demişti. Evinde her sabah 6'da kalkıp kahvaltı hazırlamaya yardım ederdi. Geç geldiğinde ise yengesi onu akşama kadar aç bırakırdı. Alışmıştı Hejan hor görülmeye, sevilmemeye babasından sonra Alışmıştı.
"Nereye gidiyorsun sen" demişti gülerek Baran.
"Mutfaktakilere yardıma Ağam" demişti utananarak.
"Öncelikle o kadar kişi var sen yeni gelinsin, ikinci olarakta bana sürekli 'ağam' demene gerek yok. Baran diyebilirsin sadecede ha babamın yanında felanda Baran de saygısızlık diye düşünme şimdi üzerini değiş kahvaltıya inelim saat zaten 8 olmuş" demişti. Çok masumdu karısı. Dediklerinden sonra Hejan üzerini giymiş, eşarbını takmıştı.
Aşağıya salona geldiklerinde Baran hafif yüksek çıkan sesi ile 'Günaydın Şerwanlar" demişti. Hejan ise sesiz bir biçimde başı önüne eğik "Günaydın" demişti. İkiside sofrada yan yana oturmuş kahvaltı ediyorlardı, sabahki olaydan sonra Rozerin hanımın sesi çıkmıyordu. Güzel güzel kahvaltı ederken kahvaltıyı bölen bir ses duyulmuştu dışarıdan.
"ÇIK DIŞARI HEJAN OROSPUSU ÇIKTA GEL YANIMA"..
Bu bölüm biraz kısa oldu diğer bölümlerde uzun yazmayı düşünüyorum.
Yorum vee begenilerinizi unutmayiinn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE KURBANI
Teen FictionAbisinin yüzünden istenemeyeceğini düşündüğü bir evlilik yapan Hejan.. Onu daha önce görmüş aşık olmuş Baran.. İkisini kader birleştirdi...