Sıradan bir gün gibi görünebilirdi. Ama bugün babamla maça gidiyordum. Babamın Almanya'da yaşaması büyük şanstı. Anneme babamı görmeye bahane ederek gelmiştim. Ama maçlar kaçmazdı maç izlemeyi severdim.
"Gazel geldik , kızım." Babamın seslenmesiyle formamı düzeltip arabadan indim. Heyecanlıydım.
İçeri girdiğimizde olan atmosfer çok güzeldi. Herkes daha birbirini yeni tanımasına rağmen birbirlerine kenetlenmişlerdi. Yerimize geçip maçın başlamasını bekliyorduk.
"Ee kızım beğendin mi buraları."
Gözlerimin içinin parladığına yemin edebilirdim.
"Çok güzel baba teşekkür ederiiim."
Daha sonra takım geldi. Marş okunduktan sonra maça başlandı. Bu arada Avusturya'ya karşıydı maç.
Daha bir dakika olmadan Merih Demiral gol atmıştı. Ülkecek çok sevinmiştik.
İlk yarı 1-0 olarak bitmişti. Çok mutluydum. Babam yanımda telefonuna bakıyordu. Bende öyle göz gezdiriyordum. İkinci yarı başladığında babam kenana kızmaya başlamıştı. Aslında iyi bir oyuncuydu ama bir türlü atılan pasları doğru atamıyordu.
59. Dakikada Merih Demiral yine gol attı. Bu adam gururdu. 66. Dakikada karşı takım attığunda biraz moraller bozulmuştu. Ama ben inanıyordum biz alacaktık.
Son dakikada Mert'in kurtarmasıyla maç bizimdi. Çeyrek finale hak kazanmıştık.
Herkes sevinçliydi. Hele takımdakiler dışarda ayrı bir kutlama yapmışlardı. Hepsi çok iyiydi.
Kutlama devam ederken babam bana döndü.
"Tanışmak ister misin kızım?"
"İyi de nasıl tanışcaz ki baba?"
Babam bana güven verici şekilde güldü. "Kaldıkları otel arkadaşımın gidebiliriz."
Babama sarıldım. "İyi ki varsın baba."
"Sende kızım."
Sonunda kutlama bitmişti ve otellere gidilmişti.
Bizde babamla gitmiştik otele. Ama bizim gibi düşünen bir sürü insan olmuş ki yine kalabalıktı. Babam arabayı park edip geleceğini söyledi. Bende yavaş yavaş otelin önüne doğru gittim.
Bazı futbolcular hayranlarıyla resim çekiliyordu. Çok güzeldi çok. Bende telefonumun kamera bölümünü açıp yaklaştım.
Karnımın guruldamasıyla saatlerdir bir şey yemediğimi hatırladım. Neyse buradan çıkınca yerdim. Başım dönüyordu.
İlk önce Kenan Yıldız ile fotoğraf çekindim. Kendisi biraz utangaçtı ama olsundu.
Beşiktaş'ın çocuğu olan Semih'i gördüğümde mutlu olmuştum açıkcası. Çünkü bende fanatik beşiktaşlıydım.
Hevesle yanına yaklaştım. Başım hâlâ dönmekteydi.
"Bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"
Bana bakıp tebessüm etti. "Tabii ki."
Telefonu ayarladım selfie moduna ve kaldırdığımda birden elimden düştü. Sonra nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde bende düştüm. Gözlerim karardı. Beni şaşırtmış olan şey sert zemine değil de yumuşak bir yere düşmemdi.
Bu bölümü giriş olarak alabiliriz bence yaa
Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın 💞💞💞💞💞💞💞💞💞