Arabanın kapısı kapatıp Cesur'un yanına ilerledi. Soysalan malikanesine girerken ilk defa tereddüt etmiyordu Asi ama bu sefer ayakları gerçek anlamda geri geri gidiyordu. Alaz'ın, Cesur'un hatta Rüya'nın yanında olduğunu biliyordu ama Yaman, Çağla ve Neslihan üçgeninin sessizliği geriyordu kızı.
Cesur'la göz göze geldiklerinde destek olmak ister gibi kolunu okşadı adam. Feride'nin kapıyı açmasıyla içeri girdiler. Kadının tebrik edip kendine sarılmasına izin verdi. Kahvaltının hazırlandığını öğrenince salona geçtiler.
"Gelecekler mi sence Cesur?" diye sordu Asi, koltukta yan yana otururlarken. Gerginliğini atmak için parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.
Cesur'un cevap vermesine gerek kalmadan merdivenlerden inen Çağla göründü. "Asi!" diye seslenerek kıza yöneldi. Asi'de ayağa kalkınca sıkıca sarıldı. Bir süre öylece kaldılar. Sonra da Cesur'u karşı koltuğa gönderip yan yana oturdular.
"Alaz yukarıda. Üstünü değiştirecekti, gelir birazdan." dedi Çağla. Önemli bir şey söylecekmiş gibi ciddileşti. "Asi ben sana yenge demem bak baştan söyleyeyim."
"Saçmalama Çağla." Cesur yüzünü buruştururken Asi'nin gözleri büyüdü. Çağla'nın kendine öyle hitap ettiğini düşünmek bile tüylerini ürpertmişti.
"Ne var evlenmişsiniz işte." Yüzünde muzip bir bir gülümsemeyle vücudunu iyice Asi'ye döndürdü. Kıza doğru eğilip sesini alçalttı. "Gerçi sizi kuliste bastığım zaman düşünülürse geç bile kalmışsınız."
Ne kadar sesini kıssa da karşı koltukta oturan Cesur'da duymuş, kafasını çevirip öksürürken Asi'de Çağla'nın koluna canını acıtmayacak şekilde vurdu. "Çağla." dedi sondaki a harfini uzatarak.
"Uğraşma kızla Çağla." Neslihan'ın geldiğini fark etmemişlerdi bile. Asi'ye nasıl yaklaşması konusunda emin değildi aslında. Kafasını toplayıp baş başa konuşmanın daha uygun olduğunu düşünüyordu. O yüzden olabildiğince normal davranıp olayları akışına bırakmaya karar verdi. Oğlu haklıydı. "Hoşgeldiniz çocuklar." İkisine de sarılıp koltuğa geçti.
Onlar havada hissedilen gerginlikle oturup tek tük konuşurken sonunda hazırlanması bitmiş, saç dipleri yeni duş aldığından dolayı nemli olan Alaz geldi.
Yan yana oturan Asi ve Çağla'yı iterek aralarına yerleşti. Dövmeli kolunu koltuğa, Asi'nin arkasına doğru attı. Kendine söylenen ikizini sol eliyle başından tutup kendine çekti, saçlarının arasından öptü.
"İlaçlarını aldın mı?" diye sordu Asi'ye koltuğa yaslı kolunu kızın saçları ile oynamak için uzatırken.
Üzerindeki huzursuzlukla kafasını salladı Asi. "Yanımda." Mırıldanır gibi cevap verdi. Odada göz gezdirmemek için kendini zor tutuyordu.
"Günaydın!" neşeli çıkan sesi ve hızlı adımlarıyla Rüya girdi görüş alanına. Alaz'ı çekiştirerek koltuktan kaldırdı. Kızların arasına yerleşti. Peşinden pusette taşıdığı Can'la Yaman geldi.
Asi yutkunarak kafasını çevirdi. Trip atar gibi gözükmek istemiyordu ama tepkisini ortaya koymalıydı. Yaman'ın kendine baktığını biliyor, hemen yanındaki Rüya'ya odaklandı.
"Asi kesinlikle ses kaydı almamız lazım." dedi Rüya. "Daha önce aklıma nasıl gelmedi bilmiyorum. Alaz gruba atınca aydınlanma yaşadım resmen."
"Ne kaydı?" diye sordu Cesur. Rüya'nın Alaz'ı Çağla ve Asi'nin arasından kaldırmasından ve adamın bu duruma sinir olmasından oldukça memnundu.
"Can, Asi'nin şarkı söylemesini seviyor. Dün gece geç olduğu için aramadım, huzursuzdu biraz. Alıştı sanırım."
"Çocuğu Ferdi Tayfur söyleyerek bayıltmıyorsun de mi kız?" dedi Cesur. Asi'nin bakışlarıyla gülmesini bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Ben Bir Ailem Olsun İstiyorumdur | aslaz
Fiksi PenggemarYa Alaz sahilde başka bir tepki verseydi.. "Belki ben bir ailem olsun istiyorumdur."