bana dokunursan parmaklarını kırarım

3.3K 420 214
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Düşünmeden, düşünmemeye çalışarak bir haftayı hızlıca geçirdi Felix.

Hiçbir şey yapmasına da gerek yoktu, zaten her şey hazırdı. Ondan tek istenen bir nişan elbisesi seçmesi ve nişan gününde orada bulunmasıydı.

Nişan sabahı odada hazırlanırken, babası kapısını tıklatarak içeri girdi.

"Hazır mısın Felix?"

"Hazır olmak üzereyim." Dedi Felix, boy aynasının önünde yanındakiler tarafından makyajının tamamlanmasını beklerken.

"Evleneceğin kişi..." Diye girdi söze, nişan sabahı... Biraz geç kalmış gibi. "Hwang ailesinin ortanca oğlu."

Hwang ailesi...

Güçlü bir aileydi; hatta belki de ülkedeki en güçlüleriydi.

Baskın alfa olduğu bilinen büyük oğul, babasıyla beraber Hwang Grup'un başındaydı. Yine Baskın alfa ortanca oğul holdingin başındaydı ve en küçükleri olan alfa kız kardeş ise birkaç yıl önce yapılandırılan iletişim şirketlerinin başındaydı.

Ama Felix'in bildiği yalnızca isimlerden ibaretti. Ne yüzlerini, ne de kişiliklerini bilmiyorlardı.

Felix başını sallayarak onayladı. Aynadaki bakışlarını babasına bile kaydırmamıştı.

"Bu bizim son şansımız Felix, sakın berbat etmeye çalışma." Diye devam etti, sevgili babası.

"Etmeyeceğim babacığım. Jisung'a çaktırmadan kurtarabildiğim kadarını kurtaracağım. Ama merak ediyorum..." Diye devam ederken sesi alçalmıştı. "Beni ne ile takas ettin?"

"Hayır oğlum, takas falan değil. Sen bizim biricik oğlumuzsun, senin değerini ölçemeyiz. Bu yalnızca iyi ayarlanmış bir birliktelik, istersen dönebilirsin..." Duymayı ne çok isterdi. Ama duyduklarının uzaktan yakından alakası yoktu.

"Nişan hediyesi olarak yeni girişimimiz için güçlü bir fon sağlayacaklar. Düğün hediyesi olarak da tersanelerinden birisi bize geçecek. Denizaşırı ticarete atılmayı planlıyorum."

Felix derin bir nefes aldı. İlk defa gözlerini aynadan ayırmış, yavaşça yummuştu.

Öfkesini bastırmaya, nefes alıp verişini sakinleştirmeye çalışıyordu. "Hah, demek ederim buymuş..." Diye geçirdi içinden.

Ama babasına cevap vermedi. Uyarısını yaptıktan sonra öylece odadan çıkmasına izin verdi.

𔓘

Nişandan birkaç saat önce hazırlanmış bir şekilde onun için bekleyen boş odaya girip süslü koltuğa oturdu.

Tek başınaydı, düşünmek istemese de sessizlikte düşünebilecek çok şeyi vardı. Birkaç dakika sonra annesi ve Jisung girdi odaya.

Jisung resmen abisinin yüzüne bakmıyordu, ona çok tripliydi.

Annesi ise hemen oğlunun yanına oturdu, elini oğlunun dizine koydu. "Felix'im, hazır mısın?"

Felix derin bir nefes alıp gülümseyerek annesine baktı. "Hazırım anne."

"Sana yardım edemediğim için çok üzgünüm Felix. Senin hayır diyemediğin gibi... Ben de yaşlı adama hayır diyemiyorum."

"Sorun değil anne." Derken samimiydi Felix. Uzun zamandır o evde yaşıyordu çünkü, biliyordu herkesin ne düşündüğünü.

"Yine de istemezsen..."

İnci Çiçeği | Hyunlix ﴾ Omegaverse ﴿ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin