0.4

145 29 11
                                    

Gece yazarı geldiii. İyi okumalarr



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Birkaç dakika. Sadece birkaç dakika donuk bir şekilde tabloya bakakalmıştım. Ağrıyan sırtıma rağmen hızlı adımlarla kapıya ilerledim. Sert şekilde tokmaklarını çekerek açılmayan kapıyı zorladım.




" AÇILSANA ARTIK AÇILL!"




Sinirle geri çekilip ellerimi saçıma doladım. Geriye dönüp şokun etkisi ile yere düşürdüğüm kılıcıma yöneldim. Almak için eğileceğim sırada koridorda yankılanan çığlık sesi tüm dikkatimi kendine çekmişti. Bir erkeğin sesi olduğu kesindi. Temkinli bir şekilde kılıcı alarak sesin olduğu yöne doğru kitlendim. Tüm dürtülerim bunun da bir oyun olduğunu söylüyordu. Kılıcım önde hafif aksayan adımlarla ilerledim. İlerledikçe gelen inleme ve serzenişlerle neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Sonunda tüm ses tam karşımdaki odadan gelince derin bir nefesle odaya dalmıştım.
Kanlar için de yatan adamı görmeyi beklemiyordum. Elleri ile kolunu tutuyor bir yandan da kafasını yere eğmiş dişlerini sıkıyordu.
Acıdan benim geldiğimi farketmemişti.




" Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyor."





Sesimle birlikte hızla kafasını kaldırmıştı. O an gözlerinin tek renk olmasına mı yoksa bir insana göre oldukça sivri olan burnuna mı şaşırsam bilememiştim. Bu adam şeye benziyordu. Kargaya.




" Git buradan. Git.Git.Git."





Kısık sesle bir şeyler söylüyordu. Ne dediğini pek anlamasam da kolunu sıkması ve gözlerimin içine tam bakamaması ile yerimde durdum. Yardım etmeden gidemezdim. Zaten buradan çıkamıyordum.





" Elinle yaranı tutmak sana bir şey kazandırmaz. Herhangi bir bez parçası ile bağla. Eğer yarana bakmama-"





" YAKLAŞMA. DEFOL BURADAN İNSAN."





Yüzüme doğru haykırırcasına bağırdığın da kaşlarım istemsiz çatılmıştı. Şuan bunu yapan bir asker olsa ağzının ortasına çoktan yumruğumu yemişti. Madem gitmemi istiyordu o zaman giderdim. Kılıcımdan destek alarak arkaya doğru döndüğüm de birkaç adımda tekrar sesini duymuştum. Sessizce ağlamaya başlamıştı. Yüreğimin ortasında bir sızı oluştuğun da yutkunarak geriledim. Bu sefer bir şey demesini beklemeden yanına yaklaştığım da geri çekilecek gibi olmuştu. Yaralı olmayan kolundan sıkıca tutmuştum. Bir koluna bir de gözlerime baktığın da gerilen yüzünü görmemek elde değildi. Konuşmamasını fırsat bilerek ellerimle ceplerimi yokladım. Her zaman yedekten bir mendil yanımda bulundururdum. Sol cebimden çıkardığım bezi açarak inceledim. Temiz olduğuna kanaat getirdiğim de durmadan akan kanın üstüne yavaşça bastırmıştım. Sızlanarak benden kurtulmaya çalışmıştı. Hafif bir baskıyla onu tekrar durdurdum. İki ucunu tuttuğum bezle kolunu sarmıştım. Zaten oldukça zayıf biriydi. Kolunun kalınlığı bile bir kadına göre hiç yoktu.

Sardığım kola bakarak çok sıkı ya da gevşek olmadığını anlamaya çalıştım. Gözlerim suratına takıldığın da beni izlediğini görmüştüm. Hızla kafasını koluna çevirip az da olsa duran kana baktı. Ağzını birkaç kez açıp kapattığın da bir şey söylemesine izin vermeden sırtımı tutarak ayaklandım.





" Şimdi yardım sırası sen de."





Anlamayarak suratıma bakıyordu. Manyak gibi boş bir kalede ne yaptığını hiç merak etmiyordum. Tek isteğim buradan çıkmama yardım etmesiydi.





KARA LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin