16. İntikam...

126 19 50
                                    

ÇAĞAN EFE AK'tan

Korkuyordum evet ama Yağız'ın istediği cevabı ona vermeyecektim, Doktor'a zarar veriyordum

Onu severek...

YAĞIZ: Sustun kaldın, niye cevap vermiyorsun kardeşim korkutma beni.

ÇAĞAN: Korkmuyorum Yağız oldu mu?! O kızın hiçbir suçu yokken kaçırıldı ve kim bilir şuan ne halde ?! Hepsi benim yüzümden oldu Allah beni kahretsin ya!

YAĞIZ: Tamam Olum sakin ol ya bulucaz Tuana'yı.

ÇAĞAN: Zaten onu bulduğumuz zaman ilk işim ondan ayrılmak olacak-

Yağız ani fren yapıp bir anda durdu sonra bana bakarak konuştu, daha doğrusu bağırdı.

YAĞIZ:  NEEE?!! Ne saçmalıyorsun abi sen ne demek "Ayrılmak"! Ayrılacak mısın cidden?!

Tek elimle yüzümü sıvazladım.

ÇAĞAN: Yağız bir sakin ol amk! Evet ayrılacağım! Çünkü kız benim yüzümden bu halde, ne yapayım?! Kız daha fazla acı mı çeksin benim yüzümden?!

YAĞIZ: Çağan bak haklısın Kardeşim! Ama şuan sağlıklı düşünemiyorsun sen de bunu anla. Daha siz evleneli 4 ay oldu, ne öyle bir anda silip atacak mısın her şeyi?!

ÇAĞAN: Yağız!! Benim hayatım benim kararlarım! Ne yaptığımı biliyorum ben!

Yağız bir anda bağırarak konuştu.

YAĞIZ: SENİN HAYATINI DA KARARLARINI DA SİKEYİM BEN O ZAMAN!! O kızın da bir kalbi ve hisleri var! Önce onu bir düşün!

Birşey diyemeden susup kaldım gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, Yağız işaret parmağını kaldırarak konuşmaya başladı.

YAĞIZ: Böyle susup kalırsın işte! Aklını başına devşir Çağan ilerde çok pişman olacağın şeyler yapma!

ÇAĞAN: Yağız... Tamam kapat konuyu önce bir Tuana'yı bulalım da kardeşim ondan sonra yine gelip konuşuruz.

Yağız tekrar arabayı çalıştırdı ve Emir'in üzerine alınmış olan bütün yerlere bakmaya gittik, illaki bir yerlerde saklanıyordu.

TUANA NAZ AK'tan

Üzerime bir kova su çarpmışlardı ve uyanmıştım, öksürmeye başladım ama canım çok yanıyordu istemsizce yüzümü buruşturdum. Her tarafım kesik içindeydi ve küçük kesiklerden hafifçe kan akıyordu ama etrafı kurumuştu.

EMİR: Uyumak ya da bilincinin kapanması gibi bir durum söz konusu olamaz Tuana Hanım oturup konuşucaz önce sonra da seni çok güzel bir şekilde hediye paketi yapıp Çağan'a sunucam.

Sinirden dişlerimi sıktım ve kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.

TUANA: Ulan senin belanı sikerim! Hediye paketini alıp senin götüne sokarım!

Bu dediğime sadece gülmekle yetindi ve ardından sandalye alıp karşıma geçti sonra konuşmaya başladı.

EMİR: Sana hikayemi anlatayım en güzeli bana hak vereceğinden eminim...
Çok küçüktüm, böyle 7 ya da 8 yaşlarında falan, babam Musa Uzunlar çok güçlü bir mafyaydı tabi. Ama annem istemiyordu tabi ki babamın kanlı, karanlık işlere bulaşmasını, hatta kaç kez babamla bu konu yüzünden tartışmışlardı. Annemin tek isteği buralardan, bu karanlık işlerden uzakta bir yere gidip bambaşka bir hayat kurmaktı, tabi bu isteğini gerçekleştiremeden öldü... Daha doğrusu öldürüldü... Bir çatışmada babam yerine annem kurban gitti, çok ağlamıştım annem ölünce tabi babamın karşısında ağlanamazdı. Bu yüzden hep tek başıma gizli gizli babamın görmediği yerlerde ağlardım, sonra bir gün babamın çalışma odasından bağırma sesi geliyordu ve babam bağırıyordu. Sessizce kapı dinlemeye gittim ve annemin ölümünün İsmail Ak yüzünden olduğunu öğrendim-

Siyah Ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin