Ertesi sabah uyandığımda alarm yine çalmamıştı. Belki de kapatsam daha iyi olabilirdi. Sonuçta ihtiyacım yok gibiydi.
Biraz durup kendime geldikten sonra ayağa kalkıp Zeynep'e baktım. Dünküyle neredeyse aynı bir pozisyonda yatıyordu. Yine karnı açılmıştı ve bir ayağı kenardan sarkıyordu. Tam uyandırmak için elimi ayağına uzanmıştım ki bir anda ayağını geriye çekti.
Z: Aynı hatayı iki kere yapacağımı mı sandın abi?
Benim şaşkın şaşkın baktığımı görünce devam etti.
Z: Bugün senden az sonra kalktım ve senin hala yatakta durduğunu görünce gıdıklamayı deneyecek misin diye görmek için uyuyormuş taklidi yaptım. Demek tekrar kafamı tavana vurmamı istiyorsun?
Bu noktada fena yakalandığımı anlasam da hiç bozuntuya vermeden devam ettim.
Y: Ayıp ediyorsun canım hiç olur mu öyle şey? Benim gıdıklayacak olma sebebim sana o kadar hızlı kalkmamayı öğretmek içindi.
Z: Tabi canım kesin öyledir.
Y: Neyse hadi ben giyiniyorum sende benden sonra hazırlan çıkarız.
Z: Tamam çabuk ol ama.
Bu konuşmadan sonra ikimiz de hazırlanıp kahvaltımızı yapıp evden çıktık. Ben yol üstü olduğu için yine Zeynep'e durağa kadar eşlik ettim ve sonra da kendi okuluma gittim.
______________Bir kaç saat sonra...
Y: Oh be sonunda evdeyim. Ama yapacak çok iş var dinlenmeye hiç zamanım yok.
Gerçekten de hiç dinlenecek vakit yoktu. Öncelikle Zeynep'in günlüğünün anahtarını aramayı planlıyordum. Vakit kaybetmeden üstümü değiştirdim ve aramaya başladım.
Y: Yastığının altı... boş, yatağın kenarları... boş, koltuğun altındaki depo gibi adını bilmediğim alan... boş, masamın çekmeceleri... boş, çöp kovasının altı... boş, çöp kovasının içi... oraya bakmasam daha iyi gibi.
Odanın neredeyse her yerine bakmıştım ama anahtar yoktu. Geriye sadece dolap kalmıştı, eğer anahtar bu odanın içindeyse dolapta olmalıydı.
Gidip onun bölmesinin kapağını açtım. En üstte kişisel eşyaları vardı. Onun altında ise giysileri asılıydı. En alttaki çekmecelere ise ne koyduğunu bilmiyordum.
Y: En üstten başlayalım bakalım aramaya. Ama çok dikkatli olmam lazım. Bir şeyin yerini değiştirirsem eşyalarını karıştırdığımı anlayabilir.
Üst raftaki kişisel eşyalarına bakmaya başladım. Bir kaç ilginç şey olsa da hiç biri aradığım anahtar değildi, bu yüzden ne olduklarını şimdi anlatmayacağım. Hiç bir şeyi bozmadığımdan emin olduktan sonra giysilerine geçtim. Burada en zor kısım aradıktan sonra düzgün şekilde giysileri dürmekti. Çok stresli olsa da sonunda tatmin olduğum bir şekilde hepsini geri koydum.
Şimdi sıra alttaki iki çekmecedeydi. İlkini açtığım da karşıma Zeynep'in çorapları çıktı. Bütün çekmece çok özenli şekilde yerleştirilmiş çoraplarla doluydu. Çoğunluğu ince beyaz çoraplar oluşturuyordu. Pembe ve siyah renkliler ise ikinci sıradaydı. Bunların dışında ise tek tük mavi yeşil ve turuncu çoraplar göze çarpıyordu.
Bozmamaya çok dikkat ederek aramaya başladım. İçimden nedense bir çifti almak geldi ama anlaşılır diye yapmadım. Kısa bir süre sonra anahtarın burada da olmadığı belli olmuştu. Geriye son çekmece kalmıştı. Anahtar ya oradaydı yada bu odada değildi.
Eğildim ve en alttaki çekmeceyi açtım. Karşımda ise Zeynep'in iç çamaşırları duruyordu. Bunu görünce çekmeceyi karıştırmakta kararsız kaldım. Her ne kadar günlüğü çok merak etsem de bir anahtar için onun bu kadar özeline girmek istemiyordum. Hem zaten gelmesine de az kalmıştı. Bir an önce öbür işi tamamlamalıydım.
O iş ne miydi?
Tabiki de bütün evdeki en iyi saklanma noktalarını bulmak!
____________________
Bu bölümün de sonuna geldik. Öncekilerden farklı havada bir bölüm oldu bakalım sevecek misiniz?
Son cümleden de anlaşılacağı üzere bir sonraki bölümde oyun başlayacak, ve her zaman olduğu gibi:
15 oy geldiği anda sonraki bölüm atılacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kuzenimi Gıdıklama Hikayem
Teen FictionGelin size liseyi yaşadığından farklı bir şehirde kazandığı için bizde kalmak zorunda olan kuzenim Zeynep'i gıdıklama hikayemi anlatayım. ______________ Önemli: her ne kadar ana odağı gıdıklama olsa da bu hikaye sadece gıdıklama üzerine kurulu değil...