Yeni yıla girmelerine neredeyse iki hafta kalmışken cehennemin dibinde hazırlıklar son hızıyla devam ediyordu. Vakıf aracılığı ile yapılan yurt tamamlanmış, çocuklar yerleştirilmeye başlanmıştı. Resmi açılışın haftaya basın ile yapılması planlanırken el birliğiyle eksiklikleri tamamlamaya çalışıyorlardı.
Neslihan ve Güven revir olarak ayrılan alanda sağlık kontrollerini tamamlıyordu. Soysalan Hastanesinden bir ekipte onlarla beraberdi. Altı ayda bir olacak şekilde sağlık taraması yapılmasını kararlaştırmışlardı, yeni yıla girmeden de son tarama bitmek üzereydi.
Rüya kucağında Can'la beraber küçük çocuklar için kreş gibi düzenlenen oyun alandaydı. Çoktan ek gıdaya başlayan bebeği dışarı çıkarmak daha kolaydı. Biberonla uğraşmaktansa Feride'nin hazırladığı mamaları kullanmak daha rahatına geliyordu. Dişleri çıkacağı için huzursuz olan bebek son zamanlarda zorluyordu kızı.
Şimdi sakinleştiği ve gülücük saçtığı nadir anlardan birinde ablasının kucağında, Melek ve arkadaşlarıyla boyama yapan diğer ablasını izliyordu. Rüya onun birazdan uykuya dalacağından emindi.
Oyun alanının arkasında kalan duvara ne yapacaklarını bilememişlerdi önce. Kitaplık yapılması planlanmıştı ama okuma köşesi farklı bir alana kurulunca koca duvar boş kalmıştı. Çağla'da "çok cansız oldu, buraya biraz renk lazım" diyerek kolları sıvamıştı.
Saatlerce hatta günlerce kendi elleriyle çizim yapmıştı. Terapi gibi gelmişti kıza, doktoru da desteklemişti, sıklığı azalsa da ailecek destek almaya devam ediyorlardı.
Duvarda üst kısımları bitirince çocukları da katmak istemişti. Sürece dahil olup kendilerinden bir parça katarlarsa buraya ait hissederlerdi. Alışma süreçleri çok daha kolay olurdu. Sokakta yaşadıkları düşünülürse üstü kapalı sıcak bir yerde kalmak ve karınlarını doyurmak her şekilde isteyecekleri bir şeydi ama çocuklardı işte..
Yaman'da eksik olan eşyaların taşınmasına yardım ediyordu. Hastane yönetiminden pek anlamadığı için o kısımları zaten yıllardır içinde olan ve hali hazırda okulunu okuyan Alaz'a devretmiş kendisi daha çok vakıfla ilgileniyor, arada Cesur'a destek atıyordu. Yurdun planlamasıyla çok uğraşmıştı. Çocuklar hiçbir şeyden eksik kalmasın istemişti.
Cebinde titreyen telefonu hissedince elindeki kitap kolisini Fiko'ya verdi. Alaz'ın aradığını görünce rahatça konuşabilmek için nakliye kamyonunun ön tarafına ilerledi. "Efendim?"
"Biz galiba doğuruyoruz abisi.." dedi telefondaki ses.
Yeni yılla birlikte dönem sonu da yaklaşırken final sınavlarına iki buçuk hafta kalmıştı. İkizler ve Rüya dönem başında okula geri dönmüş kaldıkları yerden devam etmeye karar vermişlerdi. Herkesi şaşırtacak şekilde Alaz'da derslerine odaklanmıştı. Diplomasını alıp işlerin başına geçmeye, Asi ve kızı için iyi bir eş ve baba olmaya kararlıydı.
Öyle ki herkes cehennemin dibinde son hazırlıklara yardım ederken Soysalan Üniversitesi'nin kütüphanesinde Asi ile beraber ders çalışmayı seçmişti. Alttan aldığı dersini verebilmesi için sıkı çalışması gerekiyordu, dersin hocası gözünün yaşına bakmıyordu.
Asi'de üniversite sınavına hazırlanıyordu. Kariyerine müzik üzerinde devam etmek ve bu işi profesyonel anlamda yapmak istiyordu. İstese Alaz'ın ona ertesi gün bir stüdyo açacağından emindi ama kendi emeğiyle bir yerlere gelmek konusunda ısrarcıydı, Soysalan Üniversitesi'ni tercih etmeyi asla düşünmüyordu. Yetenek sınavları için o kadar kasmıyordu, eldeki malzeme belliydi, ama yazılı sınav için çalışması gerekiyordu.
Daha çok Çağla ve Rüya ders çalışmasına yardım ediyordu. Alaz'la birlikte çalışma denemelerinin sonu farklı bitiyordu çünkü.
Akşam yemeğinde yurttakilere katılacakları konusunda anlaşıp okulun kütüphanesine gelmişlerdi. Başta gerçekten ders çalışırken saatler ilerleyince Alaz toplum içinde olmayı umursamadan kıza sırnaşmaya başlamıştı. Okul onundu, rahatsız olan kafasını çevirip siktir olup gidebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Ben Bir Ailem Olsun İstiyorumdur | aslaz
FanfictionYa Alaz sahilde başka bir tepki verseydi.. "Belki ben bir ailem olsun istiyorumdur."