Ride of LOVE

tt

Jimin'den gelen telefon üzerine hızlıca garaja inip kaskımı taktım.

Amacım sadece eğlenmekti, çevirmeye takılacağımızı düşünmüyordum açıkçası. Kaskı iyice sağlamlaştırıp iç çektim ve motorumun yansıdığı aynadan görüntüme baktım. Ne kadar vücudumu geliştirmeye çalışıyor olsam da bedenim ufaktı, omega olduğum her şekilde anlaşılıyordu. Oflayıp askıdan siyah, sırtında dekolte olan deri ceketimi giydim ve motoruma bindim. Kontağa takılı olan anahtarı çevirip ara gaz verdikten sonra açık olan garaj kapısından iri motorumu çıkarıp ana yola doğru sürdüm. Yolda motorum yüzünden sürekli zorbalığa uğruyordum. Kornaya basan araba şoförleri, el hareketi çeken yayalar ya da ışıkta durduğumda sikleri için yaşayan alfalar...

Bunun sonu asla gelmiyordu. Ofladım ve düşüncelerimle beraber daldığım trafiğe baktım. Motorum arabaların arasından sikseler geçmezdi, ayvayı yedim dedim kısık sesle. Motoru zor da olsa geriye doğru çekip sol şeride geçerek orman yoluna sürdüm. Çevirme olmayacağını düşünerek hız sınırını sikip atacak şekilde gaza bastım. Önüme çıkan arabayı sollayıp kahkaha atarak Jimin'le buluşacağım kafeye doğru ayarladım rotamı.

Keyfim yerinde gidiyordu fakat... Gördüğüm mavi kırmızı ışıklar moralimi alt üst etmişti. Yolun genişliğini gözlerimle ölçüp kendi kendime gaz verdim. "Yapabilirsin Taehyung, kaç şu piçlerden."

Çığlık atarak direksiyonu sertçe sağa doğru kırdım, fakat benden önce davranmış, yolu kapatmışlardı.

Arabaya yaklaşmamla boğazımı yakan alfa feromonları nefesimi kesmişti, ama sadece alfalar yoktu burada. Daha ağır, keskin bir feromon vardı. Ellerim titremeye başlamıştı, polis aracına çarpmamak için hızlıca frene basıp lastiğimin yanmasına sebebiyet vermiştim. Bu artı ceza demekti, daha fazla ceza daha fazla azar işitmek demekti. Motoru durdurup yavaşça indim ve bana doğru gelen polise baktım. Yanıma geldikçe bacaklarım titriyor, kasıklarım sızlıyordu. Feromonları burnumu yakmıştı.

"Kıpırdama, sıkarım kafana." Ses tonundan belliydi, yapardı. İtiraz edemeyeceğimi bildiğim için ellerimi havaya kaldırıp yutkundum. "Sizdeyim komiserim, sakin olun lütfen." Dedim. Sikeyim, sesim titremişti.

Sırıtıyordu, güçsüz duruma düşmüştüm. Acizliğime gülüyordu.

"Sana öyle bir ceza yazacağım ki, götünü versen ödeyemeyeceksin omega." Dedi ifadesiyle eşit tonda sert bir ses tonuyla. Yutkunup başımı önüme eğdim, ellerimi önümde birleştirip titrek bir nefes çekip nefesimi ciğerlerimde hapsettim.

"Yazmayın lütfen, bir şey yapmadım ki." Dedim incelttiğim ses tonumla. Korkudan deli gibi ellerim titriyordu, avuç içlerimde biriken teri tişörtüme sildim. Boğazımda oluşan yumrunun geçmesini umarak üst üste yutkunup gözlerimi kapattım.

"İstediğiniz her şeyi yaparım, lütfen. O kadar ağır bir cezayı haketmedim!"

Kurdum ilk defa beni germek yerine sakin olmamı söylüyordu. Yutkunarak ona güvenmem gerektiğini düşündüm. Ben düşüncelere dalmışken komiser... Bozmuştu her şeyi.

"Kes sesini!" Gürlercesine çıkan sesiyle yutkunup başımı salladım. Feromonları gittikçe yoğunlaşıyordu, genzimi yakan kokuyla titrek bir nefes alıp komiseri inceledim.

Omzumdan iterek motorumun deposuna yaslanmamı sağlamıştı. Kasıklarım soğuk metalle buluştuğunda güçlükle yutkunup arkamı dönmeye çalıştım. Ensemde bastırıp bu eylemi gerçekleştirmeme engel olmuştu. Ellerimi arkamda birleştirip kelepçeyi takarken kasıklarını kalçama bastırmıştı. Kalçalarımın arasında hissettiğim dolulukla inlememek için nefesimi tuttum.

Kulağıma doğru eğilmiş, nefesini kulağıma üfleyerek titrememe sebep olmuştu. "Ceza yemek istemiyor musun?" Dedi boğuk bir ses tonuyla. Başımı salladım, ses tellerim enseme yapışmıştı sanki, sesim çıkmıyordu.