"changbin."
"efendim aşkım?" dedi, kolunu eşinin beline dolarken.
genç kadın elini anında geniş omuzlara yerleştirdi. "chan kötü duruyor, neyi var?"
"bir şeyler üst üste gelmiş, bir de uyumamış sanırım. toparlar iki güne."
sessizce başını salladı, karıştırmak istemedi daha fazla. "öyle diyorsan." demiş, changbin'e hızlı bir öpücük verip dolaptan tatlıyı çıkarmak için ondan uzaklaştı.
eşinin elinden tatlıyı alıp ada tezgahın üzerine bıraktı. "annene uğrayacaktın, gittin mi?"
"gittim, selamı var. bir ara beraber gelin dedi." tabakları çıkarıp tatlıyı kesen changbin'e uzattı.
"gideriz hayatım." dedi changbin eşinin uzattığı tabakları doldururken.
içeriden gelen patırtıyla birbirlerine döndü ikisi de. aceleyle oturma odasına dönerken onlar daha içeri giremeden"yenge!" diye bağırarak önlerine çıktı seungmin, changbin'i omzundan ittirdi. "çekil şuradan changbin hyung."
genç kadın neler olduğunu anlamadan kendini mutfakta buldu tekrardan. "gel bana yaptığın tatlıyı anlat."
changbin kaşlarını çatarken hızla içeri girdi, gördüğü manzarayla elini yumruk yapıp ağzına götürdü. "n'aptınız lan?"
"minho vazonu kırdı." dedi chan yerdeki cam parçalarını toplarken.
minho, yanındaki koltuktan yastığı alıp chan'ın yüzüne vurdu."seungmin çelme taktı." diye kendini savundu hemen.
"çocuk gibisiniz ya." gülerek yanlarına eğilip parçaları toplamaya başladı arkadaşlarıyla beraber. "bir yerine bir şey oldu mu?"
ikili, "yok ama birazdan seungmin'e olacak." diyen ve gözlerinden alev çıkaran minho'ya gülerken minho az önce chan'a vurduğu yastığı alıp sırayla ikisinin yüzüne geçirdi.
"biraz daha döversen yakalanacağız." changbin'in uyarısıyla oyalanmaya son verip hızlıca etrafı toparlamaya koyuldular. seungmin mutfakta ne ediyor hiçbir fikirleri yoktu ama o'nu bu kadar uzun süredir mutfakta tutmayı başardığı için tebrik edilmeyi hak ediyordu.
arkalarında delil bırakmamak için elindeki cam parçalarıyla beraber arka bahçeye çıktı changbin; chan ve minho'ysa küçücük parçaların bir yerlerine batmamaları için evdeki ufak yer silme robotunu çalıştırmaya çalışıyordu. "ne salak bu icat bu anasını satayım." dedi chan cihazın açma tuşunu ararken.
minho onu omuzlarından kenara itti "yemin ederim bazen beynini çıkarıp geliyorsun yanımıza ya." diye hayıflanırken robotu çalıştırıp vazonun kırıldığı yerin üzerine koydu. "lan öbür tarafı süpüreceksin." yanlış yöne hareket eden robotu alıp gitmesi gereken yöne doğru çevirdi.
chan'ın kıkırtısını duyunca çattığı kaşlarıyla arkasına döndü minho. "neye gülüyorsun?"
"hâlimize."
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
be my first one | seungjin
Fanficseungmin, hyunjin'in keskin sınırlarla belirlenmiş hayatına alaksız bir şekilde dahil olmuştu. texting + düz yazı