!Bilgilendirme!-Efller(ateş halkı), Baitler(hava halkı),Gorular(toprak halkı), Molrlar(su halkı), Rimsler( zaman halkı)
Hayatın herkese göstermediği bit yüzü vardır. Şans. Evet,şans. Güç krallığındaki düzenlerin Dünyadaki yansımasını belirleyen tek etken şanstır. Bu nedenden olacak ki krallıĝın toprakları yonca şeklinde. Dört yapraklı yonca,dört element halkı. Ateş,su,hava ve toprak halklarından düzenli olarak seçilen dört kız dört erkek olmak üzere sekiz kişi seçilir ve Dünyadaki elementlerin güvenliği ve onları kontrol etmek için seçilen iki insanın yanına gider,görevleri bitince geri dönerlerdi.
O kişileri seçme zamanı yaklaşıyordu.Abim; Eflleri temsil edecek en mantıklı kişi olduğumu,aldığım eğitimler ve tecrübelerimin işlerimi kolaylaştıracağını söylemisti. Ardından bana düşünmem için vakit verdi ve istediğim taktirde göreve gidecek kişinin kesinlikle ben olacağımı söylemişti. Ne yapacaktım? Bu bana karşı mesafeli olan Efllerin bana güvenmesinde büyük bir etken olabilirdi fakat Fiam'a olan duygularım görevi kabul etmeme izin vermiyordu. Sevgilimi burada bırakıp göreve gidebileceğimi düşünmüyorum. O asla erkek grubun seçmelerine katılmazdı. Dünyadakilere karşı beslediği kin buna izin vermezdi. Fakat katılacak olsa benim için her şeyin daha kolay olacağı belliydi.
Rimslerle anlaşma yapan bir dünyalı Fiam'ın babasını oldurup suçu babama atmasıyla ikimizde babalarımızı kaybetmiştik. Babam,Ateş krallığının kralıydı ve olayla bağlantısı yoktu. Masumdu. Fakat suçu işleyen kişitüm deliler babamı gösterecek bir şekilde düzenlemişti. Saraydaki herkes babamın o gece sarayda olduğunu biligordu ve onun yapmadığına inanıyorlardı fakat Efller inanmadı. Eğer babama ceza uygulanmasa isyam edecekleri çok açıktı. Kendini halkının güvenliği ve bizim güvenliğimiz için idam ettirdi. Burada kanunlar netti ve adam öldürrmenin cezası idamdı. Babamın ölümü üzerine güçten düşen annemde fazla dayanamadı ve sevdiğine kavuştu.
Biz Fiam'la bu olaydan iki yıl önce tanışmış ve çıkmaya başlamıştık. Sonra bu olay gerçekleşince bize düşman kesilmişti. Ayrılmak zorunda kalmıştık. Wint yani abim tahta çıktığı zaman muhafızların gözden kaçırdığı bir detayla babamın masumluğunu ispatladı.
Ailemizi bir kaç kişinin dikkatsizliği yüzünden kaybetmiştik.
Sonra Fiam gelip benden özür dilemişti ve tekrar ilişkimize başlamayı teklif etti. Bir buçuk yıl önce tekrar çıkmaya başlamıştık. Bu iki ailenin arasını biraz düzeltmişti. Wint barışmamızı dost canlısı bir şekilde karşılamıştı. Fiam ve Wint anlaşamasada abim, ben mutlu olduğum için karışmıyordu. Fakat Fiam'ın annesi Bayan Rossa için aynı şeyi söyleyemezdik. Kelimenin tam anlamıyla benden ve abimden nefret ediyordu. Umursamamaya çalıştık ve ilişkimize devam ettik.
Ben bu seçmeleri düşünrken açılan bir sürü konu işin içinden çıkamayacak dereceye gelmişti. Bu konuyu Fiam'a danışmak bana biraz yardımcı olacağını düşünüp hemen hizmetkarlardan biriyle haber gönderip hazırlanmaya başladım.
Son dokunusları yaparken Wint odaya geldi ve yatağıma oturdu.
"Ooo hanımefendi alev almışsınız resmen. Kim için bu hazırlıklar? O çocuk için mi?"
"Abi,Fiam'a adıyla seslenebilirsin. Ne de olsa gelecekteki damadın sayılır." Abimle uğraşacak fırsatı bulduğumda asla kaçıramam.
"Hey,hey orada dur bakalım. Ne kadar o çocukla görüşmene izin versemde ne Elf krallığının kralı olarak ne de abin olarak böyle bir şeyi onaylayamam."
"Abi,o çocuğun bir adı var ya hani ona adıyla seslensen ne olur ki?"
"Çok şey olur. İsmi lazım değilin adını anmayayım."
"Abartma o kadar hem alışman lazım aynı sarayda yaşıyacaksınız." Şu an kahkalarımı tutmak için öyle bir çaba gösteriyorum ki bu çabayı tahta çıkmak ıcın kullansam tüm elementlerin basına beni koyarlardı.
"Lera, zorlama kardeşim ne yapmaya çalıştığını cok iyi biliyorum."
"Sana kalsa zaten evlenmeme gerek yok."
"Aynen,ne gerek var? Beraber yaşlanır gideriz."
"Seni de göreceğiz."
Wint yatağımdan kalktı ve yanıma geldi. Elimi kendine doğru çekip hafifçe çekip,cebinden bir bileklik çıkardı ve bileğime taktı
"Lera,güzelim. Bunu sakın çıkarma olası bir durumda yardımcı olacaktır."
Kolunu kaldırıp kendi bilekliğini gösterdi.
"Bunlar Elf Krallık Bileklikleri. Atalarımız bunları saltanat başındaki kral ve kraliçelere takdim ederlerdi. Şuan kraliçe olmaya bilirsin fakat bilekliğin hiç olmazsa koruma gücünden yaralanmanı istedim. Seni kaybetmeye dayanamam." Ona sarıldım.
"Ben de seni kaybbetmeye dayanamam." Gözlerim dolmuştu. Her an ağlayabilirdim.
"Ştt. Kendine gel. Ortada ağlamamıziçin bir neden yok hem biricik sevgilin seni bekliyordur."
'Biricik sevgilin' i bastırarak söylemişti. Tebessüm edip odamdan çıkmıştı.Ben de Fiam'la buluşacağımız yere gitmek için yola çıktım. Fane Geçidi'nin yanında buluşacaktık. Burası tam yoncanın ortasıydı.§
"Fiam! Buradayım."
Fiam'ı görür görmez ona sarıldım ve kokusunu içime çektim.
"Bakıyorumda birileri beni çok özlemiş."
"Evet. İki gündür senden haber alamıyorum. Bir sorun mu var?"
"Ne sorunu güzelim. Sadece biraz yoğundum. Eğitimler,annem falan... Buraya gelecek vakit bile zor buldum. Konusu açılmış ken beni neden buraya çağırdın?"
"Seninle konuşmalıyız."
"Hmm. Seni dinliyorum"
"Biliyorsun, yakında göreve gidecek ekipler için seçmeler başlayacak."
"Evet?"
"Wint katılmamı istiuor. Aslında ben de istiyorum. Bu benim için çok güzel ve bir daha karşıma çıkma ihtimali çok düşük bir imkan."
"Sen istiyorsan bitmiştir. Hem seçilmen çok kolay eğitimli ve başarılı bir Eflsin."
"Öyle fakat aklımda çok fazla soru var. Fiam biz bu şekilde ilişkimizi yürütemeyiz. Bizi çok zorlar. Ben senden vazgeçmek istemiyorum."
"Seçimini etkilemek istemem fakat bu doğru. İliskimiz komple bitmesede eskisi gibi olmayacağı çok açık."
"Evet. Beni korkutan da bu. Abimle birşekilde görüşebilirim fakat seninle..."
"Hayallerini benim için erteleme Lera."
"Ya sen hayallerimin ta kendisiysen? Fiam seni kaybetmeyi öze alamam ben."
"Beklerim seni. Sen gelene kadar. Ölene kadar."
"Ben göreve gitmeyeceğim. Yapamam." Fiam elimi nazikçe öptü.
"Kararın ne olursa olsun sonuna kadar arkandayım ama böyle bir fırsatı kaçırmanı da istemem sevgilim. Biraz daha düşün ve bana haber ver."
Ona sarıldım.
"Sana sahip olduğum için çok şanslıyım sevgilim."
"Bende çok şanslıyım sonuçta bulmuşum senin gibi birini baya yetenekliyim ha."
Konuşmamız Bayan Rossa'nın Fiam'ı çağırmasıyla bitmişti. Vedalaşıp saraya dogru yürümeye başladım.Gardiyanlar at arabasina gecmediğimi görünce beni aramızda kısa bir mesafe bırakıp takip etmeye başladılar. Bir tanesi de at arabasıyla takip ediyordu.
Biraz düşünmeden sonra kararım netleşmişti. Görevi kabul etmeyecektim. Yarın Fiam'a süpriz yapacak ve onun eğitim alanına gidecektim ve kararımı ona da söyleyecektim. Her şey kafamda yerleşmeye başlayınca at arabasına geçtim. Bu ufak yürüyüş zihnimi toparlamama yardımcı olmuştu. Küçüklüğümden beri değişmemişti bu huyum. Tek değişen şey bunu tek yapıyor olmamdı. Küçükken annem olurdu yanımda.
§
" Efendim, Kral Wint yemek için sizi bekliyor."
"Tamam,hemen geliyorum!"
Çağırılmamla birlikte yemek odasına gitme için odamdan çıktım.
"Kusura bakmayın. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamışım"
"Oturabilirsin." Kocaman olan masanın bas köşesinde abim oturuyordu. Benim yerim ise onu hemen çaprazındaydı. Yerime oturdum. Abimse icerdeki hizmetkarlara odadan çıkmasını söyledi.
"Evet. Söyle bakalım. Kararını verdin mi?"
"Ekibe katılmayacağım. Yapamam seni ve Fiam'ı burada bırakıp gidemem. Seninle görüşme şansım olabilir ama Fiam'la bu ilişkiyi bu sekilde yürütemeyiz."
"Bunu o mu söyledi?"
"Hayır. O bana hayallerimi yaşamamı söyledi. Katılmamı önerdi ama ben yapamam."
"Verdiğin her kararda arkandayım."Elimi tuttu.
"Senin mutluluğun benim için her şeyden önemli. Fikir değiştirirsen bana söylemen yeterli." Konuyu dağıtmak için yine ona bulaşmaya karar verdim.
"Efller,karşısında tir tir titredikleri krallarının bu halini görseler acaba ne düşünürlerdi?" Bu samimiliğimizi gizliyorduk. Gerçek hayata kral-prenses ilişkisine benzer davranıyorduk. Baş başayken ise abi-kardeş gibi davranıyorduk. Bazen bir dost bazende aile oluyorduk birbirimize.
"Prenseslerinin zalimliği yanında bir hiç." O da bana sataşıyordu. O zaman karşılık verecektim.
"Abartmayalım. Senin Efllere bağlılığının yanında bir hiç." Halk arasında Wint onlara bağlılığıyla ben se saçma bir şekilde zalimliğimle biliniyordum. Beni yakından tanıyanlar diyebilirdi. Zalimliğim vardı ama onunda bir yeri vardı, zamanı vardı. Halk bu özelliğimi hic görmesede Wint'i tahttan indirmeye çalışan bir zalim sanıyorlardı. Ne saçma."Kendini bu kadar küçümseme Lera. Zalimsin. Gördüğüm en zalim prensessin ama konu sevdiklerin olduğunda. Zalim olduğun kadar güzelsin. Bu iki etken ateşlerin başına bela bile olabilir. Güzel olduğun kadar sadıksın. Halkına ihanet edenlerin kellesini kim olursa olsun kendi ellerinle alacak kadar. Sadık olduğun kadar adilsin. Halkına ya da sevdiklerine ihanet eden haklıysa işbirliği yapacak kadar."
§
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire
FantasyAşk Güç Nefret İhanet... Aşk ; iyi mi, kötü mü? Kişiden kişiye değişir fakat bir aşk hayatınızı en fazla ne kadar etkileyebilir? Aşkın geride bıraktığı acınasıl daha da kötüleşir? Çıkarlar aşktan önemli hale gelebilir,aşk bitebilir,yerine nefret geç...