1

26 5 15
                                    

Tekne kıyıya yaklaşırken halimden memnun şekilde demirlere yaslandım. Gün batmak üzereydi. Manzaranın tadını çıkararak kayalıklara baktım. Ayaklarımın yere basmasını özlemiştim. Dümene doğru ilerledim. Haftalar sonra demir atma zamanım gelmişti.

Tekne kıyıya olabildiğince yakın hâlde durdu. Kendimi kıyıya attım. Teknenin olduğu yerin biraz ilerisinde yazlıklar vardı. O tarafa doğru, oradan da şehrin içine doğru gitmeye karar verdim. Bu şehri özlemiştim. Sarhoş olmadan tekneye dönmeye niyetim yoktu.

Uzun zamandır ailemden kalan tekneyle anlaştığım balıkçı restoranlarının nakil işlerini yapıyordum. İşim bitince istersem denizde zaman geçirir, istersem döner kıyıda kalırdım. Teknem, benim evimdi. Denizi seviyordum. Kendime yetecek kadar para kazanıyordum. Kısacası hayatımdan memnundum.

Ara sıra şehre uğradığımda görüştüğüm arkadaşlarım vardı. Sadece ara sıra. Onun dışında yalnız olmaktan, tek başıma denizde vakit geçirmekten zevk alıyordum. Ailem beni böyle yetiştirmişti. Benim yaşımda bir kadın için pek alışıldık bir hayat tarzı olmadığını bilsem de hiçbir şeyin düzensizlik düzenimi bozamayacağına emindim.

O gece tekneye dönerken, siyah kısa saçlarım dağılıp kahküllerim rüzgarda savrulurken aklımda olan tek şey uyumaktı. Aptal, sarhoş gülüşüm dudaklarımda, kayalıklara yürüdüm. Sendeleyerek tekneye attım kendimi. Düşmekten son anda kurtulmuştum. Dudaklarımdan belirsiz bir kahkaha döküldü. Teknenin kenarına oturdum. Ayaklarım boşluğa sallandı.

Başımı geriye atıp denizden daha uçsuz bucaksız, daha karanlık gökyüzüne ve karanlığa inat parlayan yıldızlara baktım. Hafif dalgalar tekneyi yumuşak biçimde salladı. Rüzgar, gömleğimin çoğunlukla açık bıraktığı tenimi, boynumu, saçlarımı okşadı. Gözlerim huzurla kapandı. O an gerçekten yaşadığımı hissetmiştim. Hiç olmadığı kadar gerçek, hiç olmadığı kadar derinden. Tam o an duydum onun sesini. Başka zaman duysam bu kadar etkiler miydi beni, o an duyduğum için mi ulaşmıştı ruhuma? Bilmiyorum, belki de onun için açılmıştı ruhumun kapıları.

Nereden geldiğini bilmediğim kadının sesi, bilmediğim dilde söylediği bir şarkıyla kulaklarıma, oradan da kalbime aktı. Dudaklarımdan titrek bir nefes kaçtı. Gecenin serin havasına yayılan sesi derin bir nefesle içime çektim. Yüzüm, gözlerim, ruhumla sesin geldiği yöne döndüm.

Hayal mi görüyordum? Sarhoş zihnim bana oyun oynuyordu kesinlikle. Böyle bir güzellik nasıl mümkün olabilirdi?

Beyaz saçları beline doğru akıyor, omuzlarından aşağı iniyordu. Gözleri kapalıydı. Üstündeki elbisenin beyazlığı saçlarına karışıyor, ay gibi tenini, suya doğru uzattığı bacaklarını açıkta bırakıyordu. Eteğinin bir kısmı denizle beraber dalgalanıyordu. Bu gece ay yoktu gökyüzünde. Eminim olsa, onu görünce utanıp saklanırdı. Bir melek mi düşmüştü yeryüzüne? Hayır, olsa olsa bir tanrıçaydı. Yoksa ne işi olurdu böyle bir güzelliğin insanların arasında?

Ona baktım. Her zerresini zihnime kazımak ister gibi, bir mucizeye bakar gibi baktım. Tenime esen rüzgar, göğsümde harlanan saf ateşe karıştı. Öylece, sadece ona baktım. Sanki gözlerimi kaçırırsam yok olacaktı. Gördüğüm bir hayaldi ve gözlerimi kırptığım an gidecekti. Ama gitmedi. Defalarca gözlerimi kırptım. Oradaydı, hâlâ içime işleyen o şarkıyı mırıldanıyordu. Gitmemişti. Beyaz saçları rüzgarda, elbisesi denizde dalgalanıyordu. Tüm gerçekliğiyle karşımdaydı.

Bir insan mıydı bu kadın hayal değilse? Eğer bir faniyse nasıl geziyordu bunca sıradan yaratığın arasında? Ona bakarlardı elbet, gözlerini alamazlardı, şüphem yoktu. Bir ressamın elinden çıkmış kadar kusursuzdu çünkü. Ama benim gibi duyuyorlar mıydı onu, hissediyorlar mıydı? Yıldız olsam diz çökerdim önünde, gece olsam tapardım. Şarkı olsam dilinde en güzel sözleri sunardım. Her nefesinde titrerdim boynundaki ay taşı olsaydım.

Seslensem duyar mıydı acaba? Bu şarkıyı bölmeye gönlüm yoktu.

Yapma, Leyla. Dinle. Tadını çıkar bu rüyanın.

Yapamadım. Sırtımı arkamdaki kamaraya yasladım. O güzel sesi, hayatım boyunca kulaklarımda değilse de zihnimde yankılanacak o sesi dinledim. Anlamını bilmediğim kelimelerin geceyi yıkamasına, karanlığı bir tanrıçanın sesiyle kırmasına tanık oldum.

Ta ki gözlerim kapanıp da alkolden sebep aşktan sonuç sarhoşluğuma yenik düşene kadar.

Ay Şarkısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin