TANITIM

7 1 0
                                    

   Eve ilk adımı ben atmıştım. Nasıl bir adım olduğunu anlatamazdım. Adımı attığım an karşımdaki görüntü elimi ağzıma götürmeme yol açmıştı. Korku dolu şekille arkama döndüm. Zehra, Barış ve Kerem hala evin dışındalardı. Barış bilmiş bir şekilde içeri girmesi ve çıkması bir olmuştu.

"Oğlum, bu ne!?" Kerem kaşlarını çatarak egosunu bozmadan içeri girdi. İçeriye göz gezdirdi.

"İnsanların ölmesi kadar normal bir şey yok bence?" Anlam vermeyerek yüzüne baktım. Onlarca insan içeride ölmüş bir şekilde duruyordu ve Kerem bu duruma bile soğuktu! İnsanların ölmesi normaldi, evet ama onlarca insanın ölü bir şekilde olması normal değildi.

Zehra hala eve adımını atmamıştı. Kerem'in son cümlesinden sonra çığlıkları boş sokakta yankılanıyordu.

"Ya tamam onu bunu bırakın, sizi daha da korkutmak istemem ama..." dedi ve durdu.

"Barış daha fazla beklemeden söyle artık!"
Diye bağırdı Kerem.

"Yani..." Kerem burnundan solumaya başlamıştı.

"Oğlum söyle artık şunu ne var!" Evet Kerem'e maalesef hak vermeliydim. Başımı salladım sinirle.

"Burada bu kadar insan ölüyse... Buralarda bir yerde katil... Seri katil olmalı" Barış'ın son söylediği ile Zehra bir kez daha çığlık atmıştı. Gerçekten sinir oluyorum bu kıza.

"Zehra şu çığlıklarını kes artık" dedim ardından,

"Yoksa bu evdeki cesetlerin bir tanesi sana ait olacak" diye mırıldandım sessizce. Zehra efendim anlamında bir hareket yaptı kafasıyla, ama ben umursamadan söze girdim.

"Biz bu katilin yaptıklarına şahit olduk sanırım..."

"Mezar ev..." diye mırıldandı Kerem umursamazca. Sert bir nefes aldım ve eve baktım. Bu ev gerçekten mezar eviydi...

MEZAR EV Where stories live. Discover now