Yabancı Tanıdık

146 10 0
                                    

Ablam ve eniştemin cenazesinyedik.
O acılı haberi aldıktan sonra hastaneden ayrılmış ve Mirza'nın evine gitmiştim.
Timde peşimden gelmişti.
Hastanede ne kadar ağlasamda eve gelince ağlamamıştım. Tüm gece uyumamaktan gözlerimin altı morarmıştı. İki gündür uyumuyordum.
Daha abilerimi gömemeden ablam ve eniştem de öldüğü için hepsinin mezarını yan yana yaptırmıştım.
Cenazede albaylarda vardı. Onlar ablamları gömerken ben sadece izliyordum. Yusuf'un ailesi ağlamaktan helak olmuştu. Tim yanımdaydı.
Hatta vurulmasına rağmen Rüya bile buradaydı. Ablam ve abilerimi gömdükten sonra dua okumuştuk.
Herkes yanıma gelerek başın saolsun demişti. Herkes gittikten sonra sadece bizim Tim kalmıştı. Yavaşça mezarlara doğru adımladım ve ablamla güven abimin mezarının arasına oturdum.
"Hepiniz gittiniz geriye sadece ben kaldım " dedim. Yanımda bir hareketlilik  hissettiğimde kafamı yanıma çevirdim.
Ve Mirza'nın yanıma oturmuş olduğunu fark ettim. Beni kendine doğru çekti ve sıkıca sarıldı. Kafasını saçlarıma gömdü ve kokumu derin derin içine çekti.
Ondan ayrıldım ve ayağa kalkıp üzerimdeki tozu sirkeledim.
"Hadi gidelim ve şu adamın kim olduğuna bakalım " dedim. Oda ayağa kalktı. Sonra mezarlığın çıkışına doğru yürümeye başladık. Çıkışa gelince demir kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Ardımdan da Mirza tabi. Yavaşça Mirza'nın arabasına doğru ilerledim. Arabanın kilidinin açıldığına dair sesi duyunca hemen arabaya bindim. Oda arkamdan bindi. Yol boyunca ikimizde sessizdik.
Araba askeriyeden içeriye girince Mirza aracı park etti bende araçtan indim.
Askeriyeye doğru yürümeye başladım ve içeriye girdim. Yukarıya çıkmak yerine aşağıya indim. Bizim için özel hazırlanan odanın kapısını açtım ve içeri girdim. Beni gören Tim selam vermek için kalkacakken elimle oturmalarını işaret ettim.
"Tuğrul albaya söyle o itin sorgusuna ben giricem "dedim. "Emredersiniz Komutanım "dedi. Tuğrul odadan çıktı.
Yiğit'e döndüm ve "Hangi sorgu odasında? " Dedim. "7." Dedi. Hızlıca odadan çıktım ve merdivenlerden yukarıya çıkmaya başladım.  Yukarıya çıkınca koridorun sonundaki sorgu odasına girdim ve kapıyı kilitledim.
"Evet sonunda seninle tanışma fırsatı bulduk bakalım maskenin altında kim var " dedim. Ve ona doğru adımladım.
Yanına geldiğimde yüzündeki maskeyi çektim ve çıkardım. "Sen " dedim.
Bu yüzü tanıyordum. Hemde çok iyi.
"E oturda konuşalım " dedi.
Anın şokuyla karşısında ki koltuğa oturdum.  "Sana sürprizimi beğendin mi? " dedi. "Onları sen mi yaptın " dedim. Bunları söylerken sesim titriyordu. "E yani kendi yaptığım yemeğin tadına da bakmayacaksam" dedi. Gözlerim şokla açıldı.
"Ona sen mi dokundun " Bunları tane tane söylemiştim. "Onu başkasına bırakacağımımı sandın " dedi.
Ayağa kalktım ve ona en sertinden bir yumruk attım. Yumruğumla sandalyeden yere düşmüştü.
"Sen bizim hayata tutunma dalımız olabilirdin" diyerek bağırdım.
"Ama olmadım " diyerek kahkaha attı.
"Sen benim babamdın ben senin için canımı bile verirdim " dedim.
"Ama sen benim kızım deildin öldüğün günü kendim için şenlik ilan ederdim " dedi. Ağır olmuştu. Hemde çok ağır. Kapıya doğru yürüdüm kilidi açtım ve dışarıya çıktım. Tüm Tim kapının önündeydi. Kapıyı kapattım ve kapının yanındaki duvarın dibine çöktüm. Ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra bana ne olduğunu soruyorlardı ama ben cevap vermiyordum.
Bu adam benim babamdı işte.
Yıllar önce beni kapının önüne atan.
Beni evlatlıktan reddeden. Kendi kızının üç yıldır Peşini bırakmayan. 
Onu tüm timini öldüren. Kendi kızına işkence uygulayan. Bir kızını tecavüz eden. Damadını öldüren.
Aklıma gelenlerle daha çok ağlamaya başladım. Mirza "Kimdi o? " dedi.
"Babam " dedim. Ben bunu söyleyince hepsi şaşırmıştı. "Ama en ağırıda ne biliyormusun. Ablama dokunan da oymuş. Bana ne dedi biliyormusun.
Kendi yaptığım yemeğin tadına da bakmayacaksam dedi. Ya bana bunu dedi  ya. Kendi kızına. Bu nasıl baba ya" dedim. Bunları söylerken bir yandan da içim dışıma çıkarcasına ağlıyordum.
Mirza "Ben bu adamı öldürürüm " diyerek duvara bir yumruk attı.
(Mirza bey kendisini bir an onur zorlu sandı.)

Sonra yanıma doğru eğildi ve
"Sana bunları yaşattığı için bu hayattan nefret ediyorum " dedi. Gözyaşlarımı sildim ve ayağa kalktım. Albayın odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalmadan açtım ve içeri girdim.
İçeride toplantı yapıyorlardı.
Bu be  saygısızlık diye bağırsalarda onları takmadım.  Cebinden askeri kimliği mi çıkardım, belimden de askeri silahımı ve albayın önüne koydum.
"Yakaladıĝımız adam benim babammış.
Babası terörist olan birisi bu mesleğe daha fazla devam edemez " dedim.
Ben bunları söyleyince büyük bir karmaşa olmuştu. Hemen askerleri odaya çağırıp bileğime kelepçe taktırmışlardı.  Kelepçelere baktım ve burukça gülümsedim. Kaderde bu kelepçelerle tekrar buluşmak ta varmış...

Evettt sizin terörist babanız olsa nasıl tepki verirdiniz.

Bir bölüm sonu demek benim hakkımda bir bilgi daha demek

İlk kitabımı okuyanlar bilir orda bir karakter vardı Ayaz diye size onun gibi birisini gerçekte tanıdığımı ve onun gerçek olduğunu söylesem...

Hehehshsh

🖤🖤

Öfke TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin