1. bölüm

21 4 4
                                    


"Asıl ben senden nefret ediyorum" bir şeyin kırılma sesi geldi kulağıma.

Her sabah olduğu gibi onlar yine kavga ediyordu.

Sıkılmış mıydım? Evet.

Onlar kavga etmeyi bırakacaklar mıydı? Hayır.

Yine gürültü.

Yine gürültü.

Beni bu gürültüden biraz toparlayan şey ise aile dostumuz Mehmet amcanın beni bir kitapçıya çalışmaya göndermesiydi.

Aslında durumumuz iyiydi, hatta çok iyiydi. Babamın kendi şirketi vardı, annemin de güzellik merkezi vardı.

Ama onlardan biraz olsun uzaklaşmak iyi geliyordu.

Kendimi bildim bileli kavga eder, evde huzur diye bir şey olmazdı.

Zaten okulu bırakmıştım ve bu kitapçı bana çok iyi gelmişti.

Yanıma telefonumu aldıktan sonra odamdan çıktım ve hızlıca merdivenlerden indim.

Annemlere bakmaya tenezzül bile etmeden evden çıktım. Saat daha erkendi, otobüs veya dolmuşa binmekten nefret ederdim. İnsan görmeyi istemediğim için her sabah erkenden çıkıp kitapçıya gidiyordum.

Aslında tek bir insan hariç; gözleri gibi ismi Ela olan o kız.

Her gün mutlaka kitapçıya gelir,kitap alır yada almasa bile uzun uzun kitaplara bakardı.

Kimseyle konuşmazdı, sessizce işini halledip giderdi.

Ben onun varlığıyla mutlu olmuştum doğdum doğalı.

O kitapları, ben de onu izlerdim.

Bir kere bile konuşmamıştık, alış veriş dışında. O pek iletişime geçmezdi, zaten ben de konuşmaya çekinirdim. Kitapçının sahibi Mahmut abi Ela'nın babasıyla arkadaşmış, kendi kızı gibi görürmüş Ela'yı. Ela ile Mahmut abi konuşurken duymuştum. Bundan dolayı da çekiniyordum.

Mahmut abi bana dinle alakalı şeyler anlatırdı. Anlattığı zaman içim rahatlardı.

Kitapçıya varmış,cebimden anahtarı çıkarmış,besmele ile kapıyı açmış, sağ ayak ile gitmiştim. Hepsini Mahmut abi tembihlemişti. Kitapçının anahtarı bende vardı. Mahmut abi bana güvendiği için vermişti, bu beni çok mutlu etmişti.

Birisinin sana güvenmesi bir seyler emanet etmesi ne güzel şeydi.

Kitapçıya girdiğim gibi yapılacak işlere koyuldum.
________________

"Oğlum ben bir Asım abinin yanına gideyim"diyen Mahmut abinin sesi doldurdu kulağımı.

Saat dört buçuga geliyordu, benim aklım ise Ela'daydı. Genelde dörtte bilemedim dörtü çeyrek geçe burda olurdu ama gelmemişti, merak ettimiştim.

"Tamam abi kolay gelsin"dedim kafamın içindeki düşüncelerden biraz sıyrıldıktan sonra.

"Toprak iyi misin sen? Dalgın gibisin?"bakışlarımı ona çevirdiğim de,"Yok Mahmut abi gece çok iyi uyuyamadım da ondandır."pek inanmayarak çıktı dükkandan.

Mahmut abi çıktıktan sonra bozulan rafları düzeltmeye koyuldum.

Ben rafları düzeltmeyi bitirdim derken kapı açıldı.

O tüm güzelliği ile kitapçıya girdi.

Üstünde siyah feracesi-o giydiği şeyi araştırarak öğrenmiştim-başında da haki yeşili bir şal yapmıştı. Yeşil rengi gözlerini daha ortaya çıkarmış, güzelliğine güzellik katmıştı.

Bakışları bana döndü ve "Mahmut abi yok mu?"diye sordu o naif sesiyle.

"Yok, Asım abinin yanına gitti. Cagiriyim mi?"diye sordum. Hızlıca başını iki tarafa salladı ve"Yok şunları babam gönderdi de siz söylersiniz"dedi ve kasanın üstüne koydu poşeti.

"Tabii"dedim o sırada Ela kitapların oraya gitmiş ve kitaplara bakmaya başlamıştı.

Bende onu izlemeye başlamıştım bile.

__________

Selamün aleyküm arkadaşlar nasılsınız?

Yepyeni bir kurgudan herkese merhabaaaa

Oylamayı unutmayınnn ⭐⭐⭐⭐

Düşüncelerinizi belirtebilirsiniz sevinirim kendimi geliştirmek adına düşüncelerinize ihtiyacım var kötü iyi fark etmez sadece saygı sınırlarını aşmayalım.

Sizleri seviyorum Allah'a emanet olun 💙 💜

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizim Kitapçı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin