1

2.1K 60 24
                                    

*Semih*

Sabah saat 6 civarinda çalan alarmım ile uyanmıştım antrenman için erken gitmek istiyordum erken gidip biraz daha çok çalışmak için bu saatte uyanmıştım kendimi futbolda yetersiz buluyordum milli takım kadrosunda bile yer alamıyorum ve Ümit milli takımına gönderilme söylentileri çıktı
Açıkcası milli takımda ilk11de yer almak hayalim ve bu biraz zor bu söylentiler çok canımı sıkmıştı gitmek istemiyordum bu yüzden daha çok çalışacaktım
----
Antrenman yapılan sahaya gelince antrenman kıyafetlerimi giydim kramponumuda giyip antrenmana başladım 1 saat sonra diğerleride gelmeye başlamıştı barış gelir gelmez yanıma gelmişti
"Günaydın Karadeniz civcivi erken mi başladın antrenmana?"
Karadeniz civcivi demesine sırıtıp konuştum
"Sanada günaydın Türkçesiz, evet erken başladım"
"Ne zaman başladın? banada haber verseydin keşke beraber çalışırdık"
"1 saat önce başladım sen zaten başarılısın daha fazla çalışıp kendini yormamalısın barış"
"Semih sen ne kadar başarılı olduğunun farkında mısın? Bu yaşta bu yetenek az mı sence belki milli takımda süre almıyo olabilirsin ama bu başarısız olduğundan dolayı değil Semih kadromuz forvetsiz oynuyor farkında mısın ilk11e alınsan neler yapacağını biliyor musun?"
Barışın dedikleri üzerine şaşırmıştım hakkımda böylemi düşünüyordu?
Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp konuştum
"Barış hakkımda böyle düşünmen beni mutlu etti teşekkür ederim ama söz ettiğin kadar yeterli değilim kendimi daha çok geliştirmeye ihtiyacım var yoksa Ümit milli takımına gönderileceğim"
"Ümit milli takımına mı gönderileceksin?"
"Söylentiler var"
"Hakan abiye soralım kaptanımız olduğu için belki bir bilgisi vardır"
Barışı kafamla onaylayıp hakan abinin yanına gittik
Barış konuşmaya başladı
"Hakan abi semihin Ümit milli takımına gönderilme söylentileri hakkında bilgin var mı?"
Hakan abi bana bakıp konuşmaya başladı
"Gidecek gibi ama geri gelmen için elimden geleni yapacağım Semih gözün arkada olmasın"
"Teşekkür ederim hakan abi"
Barışla beraber antrenmana devam ettik ne ben ne o konuşmuyorduk ikimizde antrenmandan sonra herkes otel odalarına geçti odama gidip kendime bir fincan kahve yapıp balkona çıktım telefonumu elime sonunda alabildim Instagrama girip antrenmanda çekilen resimlerden bir kaçını hikayeme attım, atıp telefonu kapattığım an odamın kapısı tıklatıldı
Kalkıp kapıyı açtım karşımda barış elinde saç boyası ile duruyordu
"Saçımı boyamak istiyorum ama tek boyamadım hiç yardım eder misin?"
"Tabikii geç içeri ben sana kahve yapayım sende boyayı hazırla"
Beni onaylayıp içeri girdi bende ardından kapıyı kapattım mutfağa girip Barış içinde bir fincan kahve yaptım Amerikan mutfak olduğu için ikimizde birbirimizi rahatlıkla görebiliyorduk Barış boyayı karıştırıyordu yanına gidip fincanı sehpaya koydum balkondan kendi kahvemide alıp konuştum
"Ne renk yapacaksın saçını barış?"
"Sarı, bana yakışır mı sence?"
"Tabii ki yakışır sarı senin Rengin bence"
"Teşekkür ederim Karadeniz civcivim"
Gülüp boyayı elinden aldım elime eldiven geçirip saçını boyamaya başladım saçları çok güzeldi boyayarak yıpratıyorda olsa herhali kusursuzdu onun
Elimden damlayan boya Barışın yanağına gelmişti bi elimdeki eldiveni çıkarıp peçete ile boyayı sildim silerken elimin yarısı yanağına deyiyiordu Barış cidden kusursuz bir cilde sahipti kızların hasta olmamasına şaşmamalı
"Sakar civciv bitti mi boyama işlemi"
"Bitti şimdi bi yarım saat bekleyip yıkayalım sonra kuruturuz"
"Beklerken konuşalım o zaman"
"Olur"
Barışla yaklaşık yarım saattir konuşuyorduk onunla konuşmak cidden çok sarıyor hem komik hem yakışıklı cidden mükemmel birisi
Elime telefonu alıp saate baktım saçını yıkama saati gelmişti
"Barış yarum saat olmuş yıka istersen"
"Sen yıkar mısınn?"
Demişti uzatarak ve tatlı Bir şekilde onu kıramazdım
"Tabii ki yıkarım banyoya gir havlu ayarlayıp geliyorum bende"
Sevimli bir şekilde beni onaylayıp banyoya gitti bende temiz havlu ayarlayıp yanına gittim
"Üstünü çıkartıstersen batmasın"
Dedim beni onaylayıp üstündeki beyaz t-shirtü çıkarttı gözüm kaslarına kaymıştı aynadan bana baktığını fark edip utanarak suyun sıcaklığını ayarladım ılık su ile saçlarını önce durulayıp sonra şampuanla yıkadım saç yıkama işlemi bitince havluyu saçına taktım
"Saçını kurula sen bende fön makinesini getireyim"
Dedim
"Sen nasıl istersen civcivim"
Yüzüm kızarmıştı banyodan çıkıp fön makinesini alıp geri döndüm
"Saçımı sen kurutur musun Semih"
"Tabii ki"
Makineyi fişe takıp tuşuna bastım ılık ısıyla saçlarını parmak uçlarımla karıştırarak kuruttum
"Bu renk cidden sana çok yakışıyor barış"
"Cidden mi?"
"Cidden sanki sarı senin Rengin.."
"Bunu bana diyen sen misin sarı tanrıçası?"
Dediğine kıkırdayıp omzuna hafifçe vurdum
"Evet benim çakma sarım"
Dediğime gülüp yanağımdan öpmüştü Bir an
Kalbim durmuş gibiydi
Dudaklarının sıcaklığını yanağımda hissetmek bu kadar mükemmel hissettiriyorsa dudaklarımda hissettiğimde ne olacağını düşündüm bir an..
Galiba kalp krizi geçirirdim
"Semih daldın gitti noldu?"
"Ha şey aklıma bi şey geldi bi an dalmışım özür dilerim"
"Bende seni dilerim"
biraz kısık konuşmuştu ama dediğini anlamıştım anladığımı belli etmeden konuşmaya çalıştım
"Ee saat geç oldu bugün benimle yatabilirsin istersen"
"Cidden mi"
"Cidden, rahat edemezsen ben salonda yatarım"
"hayır ne salonu birlikte yatarız hatta sarılalım daha çok yer olur"
"Mantıklı"

*Barış*
Bu gece rüya gibiydi semihin parmakları semihin yanakları cidden minicik
Ona sarıldığımda kollarım arasında kaybolmuştu resmen
Bunu ona desem tatlı bir şekilde kızardı büyük ihtimalle
Tatlı civcivim..







Yorum yapıp oy vermeyi unutmayınn Yeni bölüm yarın atarım sanırım ya da akşam

Milli Takım - Barsem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin