Start

5 0 0
                                    

Çınar'ın telefonunun çalma sesiyle oturduğum koltuktan kalktım ve arayan kişiye baktım. Kız arkadaşı arıyordu. Açsam sorun olmazdı herhalde.

"Alo" dedim. Kısa bir süre sonra karşı taraftan ses gelmişti "Çınar'ı aramıştım" yani evet Çınar'ı aradığını anladım zaten.

"Çınar şu an duşta."

"Sen kimsin?" Çınar'ın kız kardeşi olduğumu söylersem bana kızabilirdi o sırada Çınar banyodan çıktı ve telefonunu aldı ona sevimli bir gülüş atıp koşarak mutfağa indim. Sevgilisi de olsa Çınar izin vermediği için ona kız kardeşi olduğumu söylememiştim Çınar beni herkesten saklıyorsa vardır bir bildiği.

Masaya oturup sürahiden bardağa şu doldurup içtim. Bu sırada Çınar yanıma gelmişti.

"Ben gidiyorum güzelim bir hafta sonra yeniden gelirim" dedi her geldiğinde söylediği gibi.

Ayağa fırladım ve karşısına geçtim. "Abi sen varsın ama ben yalnız yaşıyorum bıktım artık hayatımızın sonuna kadar böyle mi olacak?" Ellerimi tuttu beni avutmaya çalışacağı belliydi.

"Duru, az önce benim telefonumu açman bile büyük bir tehlike senin için sana bunları kaç kere daha anlatmalıyım Bilge'ye seni komşumuzun küçük kızı Ecem olarak tanıttım."

Dalga geçercesine gülüp,"Yani sevgiline bile yalan söylüyorsun." Dedim. Derin bir nefes aldı.

"Babamızın mirasının yanında bize bıraktığı hatalarını ödüyoruz kardeşim ve ben hayatımda kalan tek kişiyi de tehlikeye atamam."

"O zaman o adamlar seninle neden uğraşıyor neden babam ölünce bu düşmanlık bitmedi bıktım bu şekilde yaşamaktan. Abi gitme beni bırakma burada. Beraber dünyanın öbür ucuna gidelim bizi bulamazlar beni sakladığın gibi saklanırız." Yalvaran gözlerle ona bakarken onun da acı çektiğini görebiliyordum.

"Duru lütfen bak söz veriyorum bitecek ve biz asla ayrılmayacağız bu yüzden de seni şu an korumam gerekiyor canım kardeşim."

"Ben kendimi koruyabiliriz." Gülümsedi ve iki elimi de öptü.

"Aferin benim güçlü küçük kardeşime." Küçük kelimesinin üstüne bastırarak söylemişti.

"Ya ne küçüğü abi yirmi dört yaşındayım ben." Diye ciyakladım. kolunda ki saate baktı evet artık gitmesi gerekiyordu. Ellerimi bırakıp bana sarıldı bende kollarımı ona sardım. Yanaklarımdan öpüp benden ayrıldı.

"Hoşçakal güzelim" dedi. Ona gülümseyip "Hoşçakal sakın kendini tehlikeye atma seni seviyorum" dedim.

"Bende seni seviyorum küçük." Kaç yaşında olursam olayım her zaman onun küçüğüydüm.

Arkasını döndü ve dış kapıdan dışarı çıktı.

Evde yeniden sessizliğimle kalakalmıştım mutfaktan çıkmadan kendime sade bir kahve yaptım ve salona bilgisayarımın başına geçtim. Davama bakmaya başladım Ayla Kar babası tarafından her türlü şiddeti gören on sekiz yaşında ki öğrenci. Reşit olur olmaz dava açıp uzaklaştırma almıştı ama bu babasını durdurmayacak Ayla elinde olan bütün dellileri bana vermişti bunlar o adamı içerde sadece iki yıl yatırırdı bu sürenin uzaması için elimden ne geliyorsa yapardım, böyle pislikler dışarıda rahat rahat gezemezdi. Kenarda duran telefonumu aldım ve Ayla'yı aramaya koyuldum telefonu hemen açan kıza,"Merhaba Ayla" dedim.

KADERİN CİLVESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin