Takıntılı

Sadece müzik.

Her zamanki gibi kulaklığımı taktım ve en sevdiğim sanatçıyı açtım. Annemin gazabına uğramadan evden çıkmam lazım. Yavaşça merdivenlerden indim, dış kapıyı açtım ve kapı gıcırdadı. "Hayır" Sesim fısıltı şeklinde çıkmış olmasına rağmen annem çoktan arkamda duruyordu. "Yine mi Sıla!" Evet anne yine bunu anneme söylemeyi çok isterdim ama sadece içimden geçirmekle yetinmek zorunda kaldım. "Seni anlamıyorum Sıla her gün aynı sanatçı aynı şarkı gerçi ona şarkı bile denirse. Sanki hayatını o şarkıcılar, K-pop grupları ve yabancı müzikler hayatın bunlara kurulu gibi. O kulaklık senin bir organın oldu Sıla. Nerde benim eski bale yapan Sılam. Nerde benim keman çalan Sılam" İyide ben hala keman çalıp, bale yapıyorum. "Anne ben hala keman çalıp, bale yapıyorum" Annem yine durmadı ve lafı yapıştırdı. "Ciddi misin sen Sıla söylediklerimden yalnızca bunları mı çıkardın kızım" Anneme daha fazla katlanamayacağım için hemen konuyu bitirdim "Ben çıkıyorum..." Kapıyı tamamen açıp dışarı çıktım. "Anca kaç Sıla" Annemi hiçbir zaman anlamadım derslerim hep ortalamanın üstündeydi, çok iyi bale yapıyordum ve çok iyi şarkı söylüyordum. Benim dinlediğim şeyler anlamsız sözleri olan şarkılardı sadece anneminkiler ise aşk sevdası ile yanıp tutuşan türküler.