Merhabalar ☺ İlk defa yazdığım kurgu hikayemin ilk bölümü sizlerle birlikte. Henüz çok yeniyim ve çok heyecanlıyım 🥹 Hatalarım ve yazım yanlışlarım olursa affedin zamanla daha da tecrübe edinip güzelleştireceğime inanıyorum 🎀
Lütfen bölüm hakkında yorum, fikir ve sorularınızı hikayenin en sonunda bırakacağım kısımda belirtmeyi ve beğendiyseniz yıldızlayarak oylamayı unutmayın. İyi okumalar. 🤍
"Derin kaçıncı rüyandasın bilmiyorum ama uyanmazsan aç kalacağız ya kalksana artık tek giderim bak kalırsın böyle." Dedi Leyla.
"Tamam be kalktım." Derken hala yatakta diğer tarafa dönüp uyumaya çalışıyordum.
"Derin üç oldu aynı şeyi söylüyorsun, kış uykusuna mı yattın anlamadım ki arkadaş." Üzerini değiştirirken bir taraftan da bana söylenmeyi ihmal etmiyordu.
"Sen her gün güzellik uykusuna yatıyorsun sanki." Dedim yatakta doğrulup esnerken.
"O da olabilirdi ama ihtiyacım mı var. Ben hiç değilse erken uyanıyorum, sen kendi kurduğun alarma bile uyanmıyorsun hadi onu da geçtim alarm sesine niye roman havası koydun."
"Ne yapayım uyanırken mutlu mutlu uyanırım belki diye düşünmüştüm." Dedim dalga geçip gülümseyerek.
"Bir dahaki sefere uyanman gerektiğini de düşün o zaman tatlım okey mi?" Dedi havalı ve elit hanımlar gibi kibar konuşarak. Bende aynı şekilde "Okey tatlım." Dedim. Gülüşüp konuşarak hazırlanmaya koyulduk.
Kahvaltıdan sonra çantalarımızı alıp yurt binasından çıktık. Bu gün hava yağmurluydu. Neyse ki şemsiyem yanımdaydı. Birlikte yürüyerek okula vardığımızda henüz zil çalmamıştı. İlk ders edebiyattı biraz sıkıcı olsa da önem verdiğim bir dersti. Bu yüzden kaçırmak istemiyordum. Leyla ile birlikte okul binasından içeri girdiğimizde sınıfın kendini beğenmiş gereksizi Berna da bizi kapıda karşıladı tabi ki.
"Derinciğim ya keşke şu derslerde gösterdiğin özeni kendine de göstersen bu kılıkla geliyorsun yazık ediyorsun kendine."
"Yine başladı ya elimde kalacak az kaldı." dedi Leyla sessizce Berna'nın yanından geçerken. Leyla benden daha çok gıcık oluyordu Berna'ya, ama onun tek derdi beni ezmeye ve zorbalamaya çalışmaktı. Sebebi ise yok. Evet sebebi yok. Berna biraz kendini beğenmiş, çoğu kişiyi kendinden aşağı gören bir insandı. Huyuydu yani ama yine de bu onu alttan alacağım anlamına gelmiyordu. Yanından geçtiğimizde yüzüne dönerek konuştum.
"Bernacığım ben kendime fazla özenirsem sen yanımda sönük kalırsın benden daha sönük görünmene gönlüm el vermiyor ama söz bir dahakine daha özenerek geleceğim senin için."
Lafımı bitirdiğimde Berna bana daha da kinle bakıyordu. Kendini beğenmiş olmanın yanı sıra konuşma kabiliyeti sıfır olan bir yarım akıllının da tekiydi. Basit birkaç laf attığımızda da çenesini kapatıyordu. Her gün bu kızla karşılaşmak sinir bozucu olsa da laf atıp sataşmak hoşuma gitmiyor değildi. Ama bugün kendimi hiç iyi hissetmiyordum uykumu almamış olmamın yanı sıra biraz başım ağrıyordu. Tabi yine bunu umursamayıp okula gitmem gerektiğini kafamın içine sokmuştum. Berna bozuntusunu ardımızda bırakıp sınıfa girdik.
Dersin başlamasına on dakika vardı. Leyla sınıftakilerle sohbet ederken bende önceki ders aldığımız notlara göz gezdirdim. Zil çaldığında herkes içeri girdi. Çok geçmeden edebiyatçımız Ceyda hoca sınıfa girdi.
Ayaklanan öğrencilere "Oturabilirsiniz arkadaşlar." dedikten sonra oturup yoklama aldı. Beklemediğimiz bir anda kapı tıklandı ve okul müdürümüz içeri girdi. Ayaklanan öğrencilere eliyle "Oturun" işareti yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kazayla Unutulanlar
Novela JuvenilDerin on altı yaşında babasıyla beraber bir trafik kazası geçirir. Kazada zarar gören kız iki buçuk ay yoğun bakımda yatar. Aynı zamanda kaza sonucunda aldığı sert kafa darbesiyle kalıcı olarak hafızasını kaybetmiştir. Anne babası da dahil olmak üze...