0.5

181 31 33
                                    

İyi okumalarr


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Kısa ama etkileyici bakışımızı bir adım geriye çıkarak böldüm. Arkasında duran askerler bu hareketim ile silahlarını bana doğrultmuştu. Onlarla hiç göz temasına girmeden karşımdaki komutana bakmaya devam ettim. Boğazımı temizleyip söze gireceğim sırada beni kovalayan askerlerde dışarıya çıkmıştı. Onlarda silahlarını arkamdan doğrulttuğun da gözlerimi sıkıca kapatıp açmıştım. Düştüğüm durumu Phoven'deki askerlerin görse benimle dalga geçerlerdi. En başından Henry'i susturmak hiç kolay olmazdı.




" Kaçabileceğini mi sanıyordun sürtük! Kendi ellerimle boğacağım seni!"






Ellerim karıncalanmaya başlamıştı. Biraz daha konuşursa tüm eğitimimi hiçe sayarak kafasını bedeninden ayıracaktım. Yine de sakin kalmayı seçmiştim. Saygısız herif komutanının önünde neler diyordu.





" Haddini aşma James. Karşında kimin olduğunu unutuyorsun sanırım."




" Tanrı aşkına baba-"




" Sana haddini aşma dedim! Krallığa dön bir hafta boyunca diğer askerlerden uzak çalışacaksın."




Sanki ben aralarında yokmuşum gibi konuşmaları garibime gitmişti. James zübbesi ağzından kaçırdığına göre babası komutandı. Bu kadar aptal olması şımarıklığındanmış demekki.


Arkamdan benim duyacağım şekilde küfürler ediyordu. Yürüyerek yanımdan geçtiğin de yandan bana bakmıştı. Aynı ters bakışlarımla önüne dönene kadar karşılık vermiştim. Kara listemin en başına ulaşmıştı. Onunla sonra görüşmeyi aklıma not etmiştim.




" Kimin askerisin? Nasıl buraya girebildin?"




Sonunda birilerinin benimle muhatap olmasıyla rahat bir nefes verdim. Tek elimi kılıcımın üzerine koyarak tekrar göz teması kurdum.



" Ben komutan Alexa. Phoven Krallığındanım. Buraya nasıl geldiğim uzun hikaye."


Komutan bana boş boş bakışlar attığın da bir süre susmuştu. Phoven'i duymama imkanı yoktu. Neredeyse herkesin dilinde dolanan koca bir krallıktı.



" Tekrar soruyorum hanımefendi. Bu şekilde burada askerlere saldırmanın cezasını az çok biliyorsunuzdur. Bir dahaki cevabınızda bu kadar anlayışlı olmayacağım."




" Ben de size tekrar ediyorum beyefendi. Phoven Krallığından geliyorum. Adım Alexa ve buraya lanet bir kale yüzünden geldim."




Son sözlerimle birlikte gözleri korkuyla açılmıştı. Kesinlikle kaleyi biliyordu. O kargadan sonra bu adama güvenmeyecektim yine de şansımı denemek istiyordum.




" Gördüğüme göre sizin de kaleden haberiniz var."




" Bahsettiğiniz saçmalıklarla uğraşacak zamanım yok. Tutuklayın."



Histerik bir şekilde gülerek kafamı iki yana salladım. Sanırım benimle dalga geçiyordu. İki yanımdan tutan askerleri bir hışımla uzaklaştırdığım da sinirle bağırmaya başlamıştım.



" Asıl saçmalık sizsiniz komutan. O lanet kale, O LANET KARA LORD'UN LANETİ."




Bir anda şiddetle gök gürlediğin de hava aniden kapanmaya başlamıştı. Beni tutan askerler ellerini çekip benden uzaklaştığın da komutanın adımları yere çakılmış gibi durmuştu. Etrafta en başından beri bizi izleyen halk korkuyla geri çekilmiş, bazıları ise hızla evlerine girmeye başlamıştı.

KARA LORDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin